English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ R ] / Robes

Robes traduction Français

1,758 traduction parallèle
Yoksa bütün o kıyafetlerle birlikte işi bırakırım.
Sinon? Je pars avec toutes ces robes.
Sosyeteye takdim olacak sevgili kızım için güzel elbiseler.
Des jolies robes pour ma débutante adorée.
- Diğer elbiseler nerede?
- Où sont les autres robes?
Ve sen kaygısızca Oscar de la Renta'nin 2002 de yaptığı gök mavisi gecelik kolleksiyonundan habersizsin.
Et vous êtes tout à fait ignorante du fait... qu'en 2002, Oscar de la Renta a fait une collection de robes céruléennes.
Gecelikler harika.
Les robes sont fabuleuses.
Aslında birkaç elbise almam lazım.
Des robes, en fait.
Bilirsiniz işte, bir elbise ve bir ayakkabı olabilir.
Vous savez, des robes et tout et peut-être des chaussures.
Etrafa bakındım ve beyaz elbiseler biraz azınlıkta.
Il n'y a pas assez de choix de robes de mariée à Turin.
Elbiselerle bir sorunum yok.
C'est pas contre les robes...
Ve sen... sen o kıyafet ve takılara "bağlandın".
Et vous avez oublié vos parents en échange de précieuses robes et bijoux.
Hergün yeni bir hediye... kıyafetler...
Leurs amants leur donnent de nouvelles robes, de nouveaux bracelets.
Onların evinde, kızlar asla blujin giymez, elbiseler, v.s.
Chez eux, les filles ne portent jamais de jean ou des robes, et cetera.
Mesela, güzel elbiselerinizden birkaç tane?
Comme quelques-unes de vos jolies robes?
Neticede, ben kraliçenin müşaviriyim.
Apres tout, Je suis la maitresse des robes.
Resmi ünvanım "kraliçenin müşaviri" dir ama sonunda birisi bana "anne" diyor.
Mon titre officiel est "maitresse des robes", mais celle qui est la-bas, elle m'appelle "maman".
Kostümler, eldivenler, selamlamalar, abiyeler...
Robes longues, gants, révérences, robes.
- Gelinliklere bakmak için.
- Regarder des robes!
Alo, bebeğim, gelinlik mağazası nasıl?
Hey, bébé, comment est le magasin de robes?
Kuyruklu saçın gelinlik versiyonu.
C'est la coupe Rod Stewart des robes de mariée.
Gidip vitrindeki gelinliklerden birini getireceğim. Sırf eğlence olsun diye.
Je vais aller te chercher l'une de ces robes qui sont en vitrine, juste pour le fun.
Kilisede yeri var ve büyük bir parti papaz, sağdıç, buketler tüm hepsi.
Ça se passe à l'église, et il y a une super fête avec... des robes, un diadème et des bouquets... - Uh-huh. - et tout le reste.
Dolabında farklı farklı giysiler ve banyoda saç boyası bulduk.
Il a différentes garde-robes dans son placard, de la teinture dans sa SDB.
Birileri ısmarlar falan diye bir kaç kıyafet dikmeliyim.
Alors je me dis que je devrais faire quelques robes au cas où quelqu'un voudrait en acheter une.
Haley, bu kadar çabuk 36 elbise yapamam.
Haley, je ne peux pas faire 36 robes aussi rapidement.
Altı elbise bile yapamam.
Je ne peux pas faire 6 robes aussi rapidement.
43 elbisem yok.
Je n'ai pas 43 robes.
Bu kıyafetler kendi kendilerini dikmeyecek. Mouth nerede kaldı? Fazladan kumaş getirecekti.
Ces robes ne vont pas se coudre toutes seules, et que fait Mouth avec mon tissu supplémentaire?
Bu kıyafetler çok basit görünüyor.
Ces robes ont l'air plutôt simples.
- Resimde balon gibi cüppesi olan adam mı?
Quoi, l'image du type avec les grandes robes bouffantes?
Tina'yla evlenmeyi konuştuğumuzda ikimizde harika elbiseler istedik.
Quand Tina et moi parlions de nous marier, on comptait porter des robes fabuleuses.
Bir gelinliği tamir etmek karmaşık bir iştir, ameliyat gibi.
Les coutures sur les robes de mariée sont délicates, chirurgicales.
Evet, kravatlar, kıyafetler, aile ile resimler.
Ouais, ce n'est juste que des cravates et des robes sur des photos prises avec les parents pour les parents.
Denesene.
Une jeune femme a de jolies robes.
Sadece 3 elbise giydiğini görüyorum.
.. en trois robes depuis trop de jours.
Zevkli, çiçek desenli elbise mi?
"Délicates robes florales"?
Bu elbiseler iğrenç.
Ces robes sont hideuses.
Alt tarafı bir yaş sınırı. Bu yaş sınırını zamanında üzgün bunaklar koymuş.
C'est juste une limite complètement arbitraire décidée par des vieux en robes.
Buna benzeyen yüzlerce elbise vardır.
Il doit y avoir des centaines de robes
Ama daha önceki ilk iki elbise ile de çok güzeldin.
Mais pour mémoire, tu étais superbe aussi dans les deux premières robes.
Eğer asılacak kıyafetlerin varsa, benim dolabıma asabilirsin, ama çok fazla kıyafetin olduğunu hatırlamıyorum.
Maintenant, si tu as un sac qui s'accroche pour, par exemple, des robes, tu peux l'accrocher dans mon placard, mais je n'ai pas souvenir - que tu portes beaucoup de robes. - Je ne suis pas trop robes.
Şimdi, unutmayın, bayanlar, cumartesi günü kotilyonda giyeceğiniz kıyafetlerin daha bol etekleri olacak.
Maintenant, souvenez-vous, mesdames, les robes que vous porterez samedi au cotillon auront des jupes beaucoup plus imposantes.
Hanna, annene söyle bazı elbiseleri denemeye geleceğim.
Hanna, dis à ta mère que je passerai essayer des robes.
Ondan bana tek kalan yaşlı bayan muu-muu'ları. ( Muu-Muu :
Elle ne m'a laissé que quelques robes.
Bak burada güzel fraklar var.
Ils ont de belles robes ici.
- Tamam. Bahsettiğimiz elbiseleri sana göstermeliyim. Norveç grubumuz için.
Je dois te montrer les robes auxquelles on pensait pour notre groupe norvégien.
Doğru, ta ki ucuz, mavi elbiselerin, özgür dünyanın başkanı olmaktan çok daha cazip olduğuna karar verene kadar ve..
C'est vrai jusqu'à ce qu'il ait décidé que les filles aux robes bleus étaient plus attrayantes que, que sa crédibilité en tant que dirigeant du monde libre et... sans parler...
Tıpkı dolabındaki diğer altı siyah elbiseler gibi.
C'est bien, exactement comme les 6 autres robes noires dans ton armoire.
Düşündüm ki... Şu önlüklerden giysem..
J'enfile une de ces robes.
Ki tekrar oraya uğramayı dört gözle bekliyorum. Ama daha önce gösterişli bir elbiseye ihtiyacın var.
J'espère y retourner bientôt, mais avant, achète la plus sexy des robes.
Bak şuna, şu kıyafete bak.
Regarde ces robes.
Bak.
Neuf et occasion ROBES DE MARIEES - Regarde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]