Rues traduction Français
5,392 traduction parallèle
Sokaklarda yürürken kederden kendinizi alkole vermemek için burnunuzu tıkayıp, gözlerinizi kapamanız gerekiyordu.
Dans les rues, fallait se boucher le nez et fermer les yeux pour pas finir alcoolique.
Hayır, hayır, hayır Sana söylüyorum Rachel. Her pazar günü bu sandalyeye otururdu. ve Hershey'in kakaosunu içerdi.
Non, je te le dis, Rachel, elle s'asseyait dans ce fauteuil chaque dimanche et buvait sa tasse brûlante de cacao Hershey's et m'expliquait tout ce qu'il fallait savoir pour grandir dans les rues inhospitalières de Philadelphie.
24 saat içinde bitecek tecritten sonra GSC süreyi uzatıp insanları sokaklara çıkma riskini alacak mı?
Alors que ce blocus se termine dans 24 heures, le GSC osera-t-il l'étendre et risquer un débordement dans les rues?
Yağmurlu bir günde New York sokaklarındayım.
C'est un jour pluvieux, je suis dans les rues de New York,
İşte bizim tetikçimiz. Yarım blok ileride.
Voici le tireur, à deux rues de la morgue.
Sizin sokakları nasıl temizlediğinizi hep merak etmişimdir.
Je vais vous dire, j'apprécie la façon dont vous nettoyez les rues.
Ray Price gibiyim. 70'lerdeki gibi adam pataklayıp, isim öğrenmek.
Comme Ray Price. À écumer les rues comme en 70.
Evet, görünen o ki, nerede cinayet işlense, sen o sokakta yürüyorsun, bir bakalım.
Vous êtes souvent dans des rues où des meurtres se produisent.
- Yıllar önce o köşe başında iyi dayandı.
J'ai arrêté de trainer dans les rues, il y a des années.
Hayır, adamım. Sokakları seviyorum.
Non mec, j'aime les rues
Sokaklarda senin yaptığın dolaşıyor.
Les rues disent ce que vous faites.
# Sokakları ve insanlarını korumaya ant içen biriydi #
♪ Avec le but de protéger ses rues et ses gens. ♪
# Sokakları ve insanlarını korumak için #
♪ Pour protéger toutes ses rues et ses gens. ♪
Bu arada, Müfettiş Drake, onun sokakları ateşler içerisindeyken doğru yoldan sapmayarak onu onurlandıracaksın.
En attendant, M. Drake, vous lui ferez l'honneur de ne pas vous débaucher pendant que ses rues brulent.
Bay huzur koruyucu sokaklarda ama bir tane daha ölü pub işletmecimiz oldu.
Protecteur de la paix dans les rues. Un patron de plus est mort!
Polislerin iki gece önce ayaklanmayı dindirmediği sokak.
Rues dans lesquelles il y a eu ces émeutes non contenues il y a deux nuits.
Ama kuzey ülkesi biraları bu sokaklarda içiliyor. Londra Black Eagle bira fabrikasının bölgesinde hızla yükseldi. Buralı insanların işlerini bitirebilir.
Mais les bières du nord qui sont bues dans les rues de cette ville sur laquelle le Black Eagle monte en flèche comme brasserie, les gens du coin pourraient perdre leur boulot.
Gerçek eğlence sokaklarınızda yer alıyor.
le vrai divertissement se trouve dans vos rues.
Güzel bir kız, bir havası var ama o, bu sokakların kızı.
C'est une jolie fille, elle a de l'esprit, mais c'est une fille de ces rues.
Bu sokaklarda kaç çiçek kızın saçını şekillendirmek için zamanı olup yatkınlığı var olduğunu düşünüyorsun?
Dans ces rues, combien de fleuristes connaissez-vous qui prennent le temps de si bien se coiffer?
Şimdi, bu insanlar, senin insanların, bu sokaklara geliyorlar ve evlerine dönmeden önce tekmeleyebilecekleri şeyi buluyorlar.
Maintenant, ces gens, de votre monde, ils viennent dans ces rues et ils y trouvent les émotions qu'ils peuvent avant de rentrer.
Benden, pislikleriyle, ölümleri ve karmaşasıyla her gün mücadele ettiğiniz bu sokaklara neden geldiğimi sormuştunuz.
Vous me demandez pourquoi je viens dans ces rues, où vous luttez chaque jour avec la crasse, la mort et le chaos.
Sokaklarda korunmasız dolaşamazsın.
Tu sais que les rues sont dangereuses.
Kız ondan kaçtı ve buraya, bu sokaklarda eşlik edilmeden kendi iradesiyle geldi.
Elle s'est échappée, est venue ici de son plein gré, toute seule dans ces rues.
Bu sokaklardan hiç ayrılmadım, ama görmeyi düşünmediğim yerleri gördüm. "
Je n'ai jamais quitté ces rues, mais j'ai vu des endroits que je n'avais jamais pensé voir. "
Bu sokaklardan hiç ayrılmadım ama görmeyi hiç düşünmediğim yerlerde bulundum. "
Je n'ai jamais quitté ces rues, mais je suis allé à des endroits que je ne pensais jamais voir. "
Fakat onun sokakları, o zamandan bu yana iyileşme yolu bulabilecekken bu Edmund Reid'in korkmadığı, bir ölüm ilancısının korkusu.
Mais ces rues ont pu, pendant ces dernières années, trouver un rétablissement, la crainte de ce nécrologue que Edmund Reid n'a pas eu. "
Sokak köşelerinde fahişeler gibi kurabiye satmamı istemiyordu.
Elle ne voulait pas que je vende des cookies aux coins des rues "comme une putain".
Nasıl oluyor da dışarıda serbestçe dolaşabiliyorsun?
Comment diable peux-tu marcher dans ces rues en homme libre?
Ama artık insanlar D.C. bayrağını ve kameraları görünce güvende olarak sokaklarda yürüyebileceklerini biliyorlar.
Maintenant quand les gens voient le drapeau de la république de la terre et mes caméras ils savent qu'ils peuvent marcher dans les rues et se sentir en sécurité.
Bunu o dolambaçlı, Arnavut kaldırımlı sokaklarında yürürken hissedebilirsin.
Tu peux le sentir quand tu marches dans ces rues pavées et ventées.
Suç liderleri arasında savaş çıkar ve ortalık kan gölüne döner.
Les chefs de gangs vont se faire la guerre, et le sang va se répandre dans les rues.
10 blok ötede oturan ve çalışan psikopat bir katil, zorba ve kadınları ısıran.
Un tueur psychotique, matraquant et mordant des femmes à 10 rues du quartier où vous habitiez et travailliez.
Kendine bir şüpheli arayan sokakta yatan bir ceset var mı peki?
Il y a des cadavres dans les rues qui ont besoin de suspects?
Kelle avcısı gibi konuşman çok seksi, ama sokaklarda böyle bulunman beni çok endişelendiriyor.
C'est sacrément sexy quand tu parles comme un chasseur de primes, mais c'est trop stressant pour moi que tu sois dans les rues. Je veux que tu rentres. C'est ma passion.
- İşimiz bitti! Voight sana bir daha yardım ettiğimi duyarsa trafik polisliğine geri dönerim.
Voight a dit que si je t'aidais encore une fois, je retournerais m'occuper des équipements du trafic des rues et des sanitaires.
Birkaç blok ötede bir çatıda buldum. Yanında bunlardan vardı.
On l'a retrouvé sur un toit à quelques rues d'ici avec une pince à dénuder, comme celle-ci.
5 blok doğuya kadar sinyali kontrol edebilirsin.
Mais vérifiez le signal à cinq rues à l'est.
Bütün tuğlalar bütün ilçelere dağıtılacak.
Toutes les rues, tous les quartiers, ce soir.
Herkesi bir an önce sokaklardan çekmeliyiz.
Plus personne ne doit être dans les rues.
Tabii ya, caddeleri boşaltması için Redmund'a para verdiler böylece uçak indirip Lawrence Turner kaçıracaklar.
Ils ont payé Redmond pour nettoyer les rues donc ils peuvent faire atterrir un avion et prendre Lawrence Turner.
Birkaç blok ileride terk edilmiş olarak bulduk diyelim.
Je vais juste dire qu'on l'a trouvé abandonné quelques rues plus loin.
Piyasaya sürme işlemi beklediğimiz gibi gerçekleşirse Noel zamanı etrafta 30 bin psikozlu insan mı olacak?
Alors, ça veut dire que si le lancement se passe comme prévu, d'ici Noël, on aura 30 000 psychotiques dans les rues.
Beş sokak sürüklendim. Ve şimdi bu elbise için ödeme yapmalıyım. Ve o adam bir shih tzu tarafından ısırıldı.
- Je me suis trainée sur quatre rues et maintenant je dois payer pour cette robe et cet homme s'est fait mordre par un shih tzu.
Sokaklar güvenli değil.
Les rues ne sont pas sûres.
Şehrin yarısı sokaklarda.
La moitié de la ville est dans les rues.
Lester, seni 35 blok boyunca ittirdiğimden değil ama huzurevinde yürüyordun.
Lester, non pas que ça m'a gêné de vous pousser sur 35 rues mais... Tu aurais pu marcher.
Altı sokak boyunca koştun.
Vous avez couru sur six rues et demi.
Gerçekten mi? Sokaklarda daha fazla silah olması bir çözüm mü yani?
Vous pensez que plus d'armes dans nos rues c'est la solution?
İfadene bakılırsa, neredeydin yetişirken beş sokakta mıydın?
cinq rues de chez vous?
Keşke kendime mal edebilseydim.
Donc c'est ce que vous faites, nettoyer les rues?