Rugby traduction Français
392 traduction parallèle
Burayla Rugby arasındaki tüm yollar sular altında.
Les routes sont défoncées, depuis Rugby.
Rugby'den postayı getirmek Luke'un katırla üç gününü aldı.
Lucas en a mis trois pour venir de Rugby.
Hatta anneme geçen cumartesi futbol maçını kazandığını bile yazdım.
En fait, j'ai écrit à maman... qu'il avait gagné le match de rugby, samedi dernier.
Sayın Dinleyiciler, Dünya Rugby Şampiyonası başlamış bulunmaktadır.
Chers auditeurs, ne quittez pas. Nous allons vous transmettre... la finale de la coupe du monde de rugby.
Basketbol, beyzbol, futbol, hepsinde başarılıydı, as oyuncuydu.
C'était un sportif, au basket, au base-ball, au rugby, toujours dans la première équipe.
Bugün Keighley ve Hull Kingston Rovers arasındaki maçın önemli anları.
On passe au championnat de rugby, avec un résumé du match entre Keighley et Hull Kingston Rovers.
Sen hiç futbol oynadın mı?
T'étais fait pour le rugby.
Fort Ruby'den geriye kalanlarla.
Avec ce qui reste de Fort Rugby.
Sana aldığım Rugby tişörtünün garson boy olduğunu öğrendiğinden beri seni bu kadar mutsuz görmemiştim.
Je ne t'avais jamais vu aussi triste depuis que t'as réalisé que ce shirt de rugby était un bas pour homme.
Bunu da siz rugby maçındayken çekmiştim.
Et celle-ci, je l'ai prise le jour où vous étiez au match de rugby.
Bir keresinde önüne bir futbol topu atmışlardı da eli ayağına dolaşmıştı.
Du genre à dribbler avec un ballon de rugby!
Futbol kulübü, golf kulübü, tenis, squash kulübü, flora ve fauna, filateli.
Club de rugby, société de golf, tennis, squash, flore et faune, philatélie.
Bayanlar ve baylar, bir futbol oyuncusu olarak kazanılan kötü şöhretin de bir iyi tarafı var ; ara sıra bir şeyler vermeniz istenir.
Sachez mesdames et messieurs, que ce qui compense d'être célèbre, ne fût-ce que comme joueur de rugby, c'est qu'on vous demande de distribuer des prix.
Futbolu bıraktım, işlerim bozuldu.
J'ai renoncé au rugby. Mes études ont souffert.
Rugby gibi oynayamazsın.
On ne plaque pas comme ça.
Bir mezun, Jefferson'a ikinci sınıftayken... futbol oynadığı için bu arabayı verdi.
Un ancien élève l'a donnée... à Jefferson pour jouer au rugby en 2e année.
Biz maçı seyrediyorduk.
On est au milieu d'un bon match de rugby.
Madem bu kadar komik, öğleden sonraki rugby maçında... öğretmenlere karşı oynayan oğlanların takımında sen de yer alsan iyi olur.
Puisque c'est si drôle, je pense que vous serez sélectionné pour jouer dans l'équipe de rugby, dans le match de cet après-midi contre les professeurs.
Lanet olsun, Ponyboy, yarış yerine futbola gitmeliymişsin sen.
Bon Dieu, Ponyboy, t'aurais dû t'inscrire au rugby plutôt qu'à l'athlétisme.
Futbolda, rugby'de ve pistte eyalet takımında.
Sélectionné par l'Etat en football, football américain, et piste.
- Sonra sahil güvenliğe katıldım. Ve Dean'le tanıştım. Birlikte futbol oynardık.
- Quand j'ai quitté la garde côtière... je suis allé voir Dean, car on jouait au rugby ensemble au lycée.
Kanlı canlı bir topa döndü sanki.
Il ressemble à un foutu ballon de rugby maintenant.
Bir futbol maçını hatırlıyorum. Şehrin en iyi defans oyuncusunun bulunduğu takıma karşı oynuyorduk.
Un jour, au rugby, j'étais face au plus gros défenseur de la ville.
- Rugby oynuyor mu?
- Il joue au rugby.
Futbol oynayabilirsin.
Tu joues au rugby? - Non.
Güney Amerikalı bir rugby takımı komşu Şili'de maç yapmak için dostları ve akrabalarıyla And dağları üzerinden geçer.
Une équipe de rugby d'Amérique du Sud, avec des amis et de la famille, survole la Cordillère des Andes pour aller jouer au Chili.
Bir rugby takımında oynamak isteyen, kendini tümüyle vermeli. Değil mi?
Quand on joue dans une équipe de rugby, on doit se donner à 100 %.
Hangisi sence daha önemli? Rugby mi, kızlar mı?
Tu préfères le rugby ou les nanas?
- Maç sırasında rugby tabii.
- Mais quand je joue, c'est le rugby.
Bu uçağı kiralayan rugby takımının oyuncusuyum.
Mon équipe de rugby a affrété l'avion.
Bu sabah kahramanlıklarınızı okudum, ve söylemeliyim ki,... rugby'i tekrar düşünmeyeceğinizden emin misiniz?
J'ai lu l'article sur vos exploits anonymes, et me demandais... si vous ne changeriez pas d'avis au sujet du rugby?
Dorsey Lisesi'ndeyken şehrin en iyi savunma oyuncusuydum. Fena yaparım.
Au lycée, j'étais pilier de rugby, et je vais te bourrer le cul!
Bir düzine futbol delisi herif.
Ces piliers de rugby? " C'est quoi, ça?
Okuldayken beraber ragbi oynardık.
Je jouais au rugby avec lui.
Benim eski klübüm Black Heath'de rugby oynar.
Il joue au rugby dans mon ancien club de Blackheath.
Bir futbol maçındasın.
T'es à un match de rugby.
Basketbol gibi, futbol gibi. Bay Büyük Pist YıIdızı.
Comme le basket et le rugby, M. le champion de la piste, un jeu.
Şimdiye kadar doğan en iyi rakbi oyuncuları için.
Aux meilleurs fanas de rugby du monde.
Bize bütün gereken birkaç tank ve roket atar... ve biraz da Mafya babalarının cesareti.
Il faudra juste quelques tanks, des lance-roquettes, et des couilles comme... – des ballons de rugby.
Lisede, birkaç hafta, bir kızı etkilemek için rugbi oynadım.
J'ai joué au rugby au lycée quelques semaines pour impressionner une fille.
Hayır, mertliğiyle gururlanan bir ülkenin gençlerinin sıradan bir rugby oyunu oynamak için..... 20 kiloluk koruyucu malzeme takmasını garip buluyorum.
Non, je trouve ça étrange qu'une nation qui se targue de sa virilité se sente obligée d'enfiler 20 kg de matériel de protection pour jouer au rugby.
Amerikan futbolundaki scrum ( * ) gibi bir şey bu.
C'est comme une mêlée de rugby.
Ona göre Oxford'da ragbisinden kriketine herşey harika.
du rugby, du cricket, du jeu de puces.
Ross rugby mi oynayacak?
Ross, jouer au rugby?
Şey, başlangıç olarak, sen Amerika'lısın.
Tu es américain. Vous n'avez pas de rugby, ici.
ESPN de şu rugby şeyini izliyorum.
Je regarde le rugby sur la chaîne sportive.
Ross, rugby oynayacağını söylediğine inanamıyorum.
J'arrive pas à croire que tu vas jouer au rugby.
Burada rugby oynamıyoruz, sonuçta.
Ce n'est pas du rugby, après tout.
Platform 13'den kalkan Express...
N'oubliez pas le bulletin de 22 h 00 samedi... L'express partant du quai numéro 13 s'arrêtera à Rugby,
Rugby, Leicester, Loughborough...
Leicester, Loughborough...
Biz rugby oynuyoruz.
On a joué au rugby.