English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ R ] / Rumsfeld

Rumsfeld traduction Français

51 traduction parallèle
Birisi yeni Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in tarafıydı.
Le premier était Donald Rumsfeld, le nouveau ministre de la Défense.
Rumsfeld Sovyetlerin Kissinger'ın anlaşmalarını ihlal ettiğini ve Amerika'ya saldırma niyetiyle gizlice nükleer silah geliştirdikleri iddialarını etrafta konuşmaya başladı.
Dans ses discours, Rumsfeld commença à accuser les Soviétiques d'ignorer les traités de Kissinger, et de développer leur armement en secret avec l'intention d'attaquer les États-Unis.
Rumsfeld konumunu Başkan Ford'u bağımsız bir tahkikat kurmaya ikna etmek için kullandı. Bunun Amerika'ya karşı gizli bir tehdit olduğunu kanıtlayacağını söyledi.
Mais Rumsfeld usa de son influence pour convaincre le président Ford de réclamer une enquête indépendante, qui prouverait, affirmait-il, l'existence d'une menace cachée.
Rumsfeld kazandığında oldukça gerginleşti politik savaşta gerginleşti bu Washington'da 1975 ve 1976 yılları arasında sürdü.
Et Rumsfeld a remporté cette bataille politique enragée qui s'est livrée à Washington en 1975 et 1976.
Savaşın tarafı olan Rumsfeld ve diğerleri tıpkı Paul Wolfowitz gibileri CIA'e girmek istiyordu.
Et durant cet affrontement, Rumsfeld et d'autres personnes, telles que Paul Wolfowitz, ont cherché à atteindre la CIA.
George Bush, Başkan olduğu ilk günlerde Paul Wolfowitz gibi yeni muhafazakârlar ve onların Donald Rumsfeld gibi müttefiklerine randevu vermişti.
Lorsqu'il fut élu, Bush s'entoura de nombreux néoconservateurs tels que Paul Wolfowitz ou encore Donald Rumsfeld.
Bunun merkezinde Donald Rumsfeld ve Paul Wolfowitz vardı, yanlarında da Başkan Yardımcısı Dick Cheney ve Pentagon'un baş danışmanlarından biri, Richard Perle.
Il était dirigé par Donald Rumsfeld, Paul Wolfowitz le vice-président, Dick Cheney, et Richard Perle, haut conseiller au Pentagone.
El Kaide'yi sormadı. Ya Savunma Bakanı Rumsfeld ve yardımcısı Wolfowitz?
Quelle a été la réaction du Secrétaire de la Défense, Rumsfeld, et de son assistant, Paul Wolfowitz?
Afganistan'daki El Kaide üslerini bombalamayı önerdiğimizde...
Donald Rumsfeld a dit... Quand on a parlé de bombarder les infrastructures d'Al Quaida en Afghanistan, il a dit : " il n'y a rien à bombarder en Afghanistan.
Donald Rumsfeld burada olsaydı istifa etmesini isterdim.
Si Donald Rumsfeld était ici, je lui demanderais de démissionner.
Bugün haberlerde Rumsfeld ve Wolfowitz şöyle söyledi...
Aujourd'hui aux actualités, Rumsfeld a dit... Et... Wolfowitz a dit :
Biz, "Iraklı insanları önemsiyoruz" diyen Rumsfeld gibi değiliz.
Nous ne sommes pas comme Rumsfeld qui dit,
Kazan kaynıyor. Rumsfeld hararetli bir şekilde, tutsaklara işkence edilmesinin Genova Anlaşmasının bir ihlali olduğunu söylüyor..
Rumsfeld dit que de parader les, euh, les images des prisonniers euh, est une violation de la Convention de Genève.
Medya bugünlerde insanlar için Rumsfeld, Bush ve Cheney anlamına geliyor. medya bu insanların değerini korumak için orada.
Le rôle des média aujourd'hui, pour des gens comme Rumsfeld, Bush et Cheney est d'être là en tant que média pour défendre leurs valeurs.
Rumsfeld bunu tahrik diye adlandırdı.
Rumsfeld appelle ça de l'incitation.
O noktada Birleşik Devletler devreye girdi ve dönemin Başkanı Reagan Donald Rumsfeld'i Saddam Hüseyin'e göndermeye karar verdi.
À ce moment-Ià, les É. Interviennent par l'entremise de Donald Rumsfeld, qui avait été envoyé par le Président Reagan pour dire à Saddam Hussein :
Donald Rumsfeld, ABD'nin ona istihbaratı ile yardımcı olacağını söyleyecekti.
" On vous donnera des renseignements,
Grup, Rumsfield gibi kilit oyuncuları içeriyordu, ama onun yanısıra Amerikan halkı tarafından bilinmeyen çok miktarda kişi de bu gruba dahildi.
Le cercle incluait des personnes clés comme Rumsfeld, mais il incluait aussi un grand nombre de gens plus ou moins connus des Américains.
Pentagon'da Don Rumsfeld için bazı konuşmalar yazardım.
J'écrivais des discours pour Don Rumsfeld au Pentagone.
Özel Planlar Bürosu, Rumsfeld'in Savunma Bakanlığı döneminde Başkan ve Başkan Yardımcısı'nın Irak'tan bir düşman yaratacak istihbarat bilgilerini oluşturması için görevlendirilmişti.
Ce Bureau fut créé au sein du département de la Défense de Rumsfeld afin de produire les renseignements que le Président et le vice-président voulaient pour faire de l'Irak un ennemi.
Ve bu bilgiler biz gizli ajanlara, Wolfowitz ve Rumsfield gibi kişiler... tarafından, hazırlayacağımız belgelerde kullanmamız için veriliyordu.
Et on nous donnait tout ça pour qu'on l'incorpore dans des documents que nous rédigions pour nos supérieurs, des types comme Wolfowitz et Rumsfeld.
Rumsfeld onu bizzat arayıp, girerken yaptığı büyük bağıştan dolayı teşekkür edecektir.
Rumsfeld va probablement l'appeler et la remercier pour le don qu'elle a fait.
"Bir çok uyarı vardı." * Donald Rumsfeld * * Savunma Bakanı *
"Il y avait beaucoup d'avertissements." Donald Rumsfeld, secrétaire à la Défense.
Üyeleri arasında Dick Cheney, Donald Rumsfeld, Jeb Bush ve Paul Wolfowitz'in de bulunduğu yeni bir muhafazakâr düşünce topluluğu olan, "Yeni Bir Amerikan Yüzyılı Projesi" adlı düşünce topluluğu, üzerinde "Amerikan Savunmasının Yeniden Yapılandırılması" başlığını taşıyan raporunu yayımlar.
Le "Projet pour un Nouveau Siècle Américain", un Groupe de réflexion néo-conservateur dans lequel figurent Dick Cheney, Donald Rumsfeld, Jeb Bush, et Paul Wolfowitz publie un rapport intitulé "Reconstruire les Défenses de l'Amérique"
* Savunma Bakanı, Donald Rumsfeld * * 12 Ekim 2001 tarihinde, Pentagon'da Parade Magazin'le yaptığı röportajdan *
- Donald Rumsfeld Secrétaire à la Défense, dans une interview au magazine "Parade" le 12 / 10 / 2001, au Pentagone.
Peki, Pentagon'un bu tip saldırılara karşı yenilenmiş olan biricik bölümünün vurulmuş olması ve binanın vurulan kısmının tam zıt tarafındaki ofisinde Donald Rumsfeld'in güvenlik içerisinde bulunması sadece bir tesadüften mi ibarettir?
Est-ce simplement une coïncidence que le Pentagone soit touché dans la seule section en cours de rénovation, dans le but de pouvoir résister à ce même genre d'attaque, et que Donald Rumsfeld soit en sécurité dans son bureau situé de l'autre côté du Pentagone?
Ve Donald Rumsfeld, pilot kabini ses kayıt cihazındaki verinin kurtarılamaz durumda olduğunu söyledi.
Mais Donald Rumsfeld déclara que les données de l'enregistreur de voix du cockpit n'étaient pas récupérables.
Sekreter Rumsfeld ve ben, bu önemli konu üzerinde enine boyuna düşündük.
Rumsfeld et moi avons bien réfléchi à ce choix important.
Rumsfeld!
Rumsfeld.
Hadi, Rumsfeld!
Yeah! Rumsfeld!
Ulusal Güvenlik sorumlusu Donald Rumsfeld'e yöneltilen birçok soru- -
Beaucoup de questions pour le secrétaire d'État à la Défense, Donald Rumsfeld.
Şey, Bakan Rumsfeld'in isteği üzerine, efendim birçok Eyalet Bölümü görevi, efendim bizden alındı ve Savunmaya verildi.
Comme l'a souhaité le ministre Rumsfeld, les fonctions du Département d'État ont été transférées à la Défense.
Bakan Rumsfeld'e rapor veriyor. Vallaha iyiymiş.
Il dépend du ministre Rumsfeld.
Şimdi de toprağa kaydık. Özgürlük ve demokrasiye odaklanın. Rumsfeld başka bir gezegende.
Changeons de cap, insistons sur la liberté et la démocratie.
Bazen aklını yitirdi diye endişeleniyorum.
Rumsfeld plane complètement. À mon avis, il a perdu la tête.
Amerika'da, Birleşik Devletler Savunma Bakanı Donald Rumsfeld ateşkes görüşmeleri yapıldığı haberini yalanladı.
Aux U.S.A., le Secrétaire américain à la Défense Donald Rumsfeld a nié l'existence de toute négociation pour un cessez-le-feu.
Richard Cheney ve Donald Rumsfeld'in benimle özel olarak ilgilendiklerinden hiç şüphem yok. Ve Bush yönetimi süresince haber bültenimde yazılanlarlardan.
Il ne fait aucun doute à mes yeux que Richard Cheney et Donald Rumsfeld se sont intéressés de près à moi et à ce que ma newsletter publiait pendant toutes les années du gouvernement Bush.
Kissinger, Al Haig, Rumsfeld'e bak.
Comme Kissinger, Al Haig, Rumsfeld.
Onlar Rumsfeld üretilmiyor.
Ils ne font plus Rumsfeld.
Bu yüzden onu hırpaladılar ama Donald Rumsfeld haklıydı.
Et bien, on l'a coffré pour ça, mais Donald Rumsfeld a bien raison.
Donalt Rumsfelt'in baş danışmanı şunu tweetledi :
Keith Urbahn, chef de cabinet de Rumsfeld, a posté ce tweet :
Nataniel, Donald Rumsfeld ile akrabaymış.
Nathaniel est de la même famille que Donald Rumsfeld.
Chaney, Rumsfeld çok mantıklı adamlar.
Cheney. Rumsfeld. Des hommes très rationnels.
Kandahar üssünde Rumsfeld'in konuşmasını dinlemek için bulabildikleri tüm Amerikalıları mı topladılar?
Donc ils ont pris tous les Américains qu'ils ont trouvé pour assister au discours de Rumsfeld à la base de Kandahar, n'est-ce pas?
Ve Rumsfeld'e sorular yağıyordu...
Et Rumsfeld répond aux questions...
Ve Rumsfeld'in D.C.'deki arabası savaştakilerden daha fazla zırh taşıyordu.
Et la limousine de Rumsfeld à Washington avait plus de blindage que n'importe quoi dans la zone de guerre.
Donald Rumsfeld, aspartamı seksenlerde icat etti.
Aspartame inventé par Donald Rumsfeld dans les années 80.
Monsanto'nun Donald Rumsfeld'e 1985'te aspartam için 12 milyon dolar verdiğini biliyor muydun?
Tu savais que Monsanto a donné 12 millions de dollars à Rumsfeld pour l'aspartame en 1985?
Rumsfeld'i bir dadıya çevirdin... İşte sen "Kötü Kız" sın.
T'a fais passer Rumsfeld pour une nounou c'est dire à quel point tu es une dure à cuire.
Savunma Bakanı Donald Rumsfeld sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi.
La visite surprise du secrétaire de la défense, Donald Rumsfeld.
Bunlar tehlikeli insanlar, Michael.
Rencontre Hussein / Rumsfeld, 1983 lls sont dangereux, Michael.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]