Ruse traduction Français
1,965 traduction parallèle
Eski bir satış taktiğidir.
C'est une vieille ruse de vendeur.
- Bu bir numaraydı.
C'était une ruse.
Sırf beni yatıştırmak için oynadığın bir numaraydı, öyle değil mi?
C'était une ruse pour me calmer.
Bilirim ben bu numarayı.
Non, je connais la ruse.
Bir numara mı bu?
C'est une ruse?
Numara değil.
Ce n'est pas une ruse.
Enkazı araştırmak bir kandırmacaydı.
Piller l'épave était une ruse.
Keyif bir aldatmacadır, bir hiledir, Sonsuza kadar sürmez. Her zaman kalbin kırılır.
La joie est une ruse, une diversion, ça ne dure pas toujours et ça brise le coeur à chaque fois.
Tanrım, bu en eski numaralardandır, Sommers.
Bon Dieu, la vieille ruse, Sommers.
Bu, en eski numaradır Ziva!
C'est la ruse la plus connue, d'amener des fichiers, Ziva.
Sasha olduğumu nerden biliyorsun? Ruslardan bizim tarafımıza geçen biri--Pinnacle.
Nous avons tous été piégés par son élégante ruse.
Bu kaytarıcıların çok iyi bildiği bir numaradır.
C'est une ruse bien connue dont se servent les faux malades.
Bu bir dolap.
C'est une ruse.
Kandırıp elinden almışlar.
Ils vous l'ont volée par la ruse.
Kız baş edemezdi bu kadar hileyle
Elle ne faisait pas le poids face à cette ruse, voyez-vous
Müzeye finansal kaynak sağlayanlar Dolandırıcılık Bilimi Enstitüsü tarafından dolandırıldılar.
Le musée a été mené par la ruse à donner ses fonds à un organisme appelé l'lnstitut pour la science de l'arnaque.
Bir numara olabilir.
C'est peut-être une ruse.
Fry, Lars'la bizi bir araya getirmek için ne kadar aptalca bir numara bu böyle?
Fry, était-ce une ruse idiote pour nous réunir, Lars et moi?
Gaddar dünyaya karşı tek başımızaydık. Uyanık zekâmızla idare ediyorduk.
C'était nous contre le monde cruel vivant grâce à notre ruse.
Seni kurnaz küçük sürtük.
Vous ruse petite chienne.
Kişisel fikrime göre, küçük kıçlarınızın yakalanması an meselesi.
Personnellement, je crois que bientôt, votre petite ruse sera connue.
Bu bir tuzak, tamam mı?
C'est une ruse, tu vois?
Eğer bağırmasaydım şeytanın koruması altında olurdum. Bağırırsam, şeytanlık olur.
Si je ne crie pas, je protège le diable et si je le fais, c'est une ruse.
Herkes bu adamın tuzağına düşmemiştir.
Sa ruse n'a pas marché sur tout le monde.
Jack zokayı yuttu.
Jack a cru à notre ruse.
Şu numara, bize hiç bir şey sağlamadı.
Cette ruse, elle ne nous a rien apporté.
Korkarım, bu dediğiniz sadece bir numaraydı Sayın Büyükelçi.
J'ai bien peur que ça n'ait été qu'une ruse, M. l'Ambassadeur.
- Pekala. O halde konuya gel. - Ne biliyorsun?
Aucune caméra n'a pu l'identifier, il est donc rusé, assez pour conserver une longueur d'avance.
- Başından sonuna kadar. Bu garip.
Il est trop rusé pour avoir gardé cette voiture.
Üçkâğıtçı.
Rusé...
Çok zekiydi.
- L'avoir comme chef aurait été bien un moment. Il est rusé comme un renard.
Akıllı?
Plus rusé?
Beni büromdan uzak tutmak için bir hileydi.
C'était une ruse pour m'éloigner
Tilki gibi mi?
Tu as la ruse du renard.
Üç kağıtçının teki ama onu yakalamak için bir yol buluruz.
Il est rusé, mais on l'aura.
Herkesin gözünü kamaştırdım. Müthiştim vallahi.
J'entre comme un pneu Ferris et les gars, j'étais vraiment rusé
Kardeşim bir kurt kadar kurnaz.
Mon frère est aussi rusé qu'un loup.
Biliyor musun, emniyet kemeri düşüncen çok hoş bir hareketti.
Ce truc de la ceinture, c'était rusé.
- Küçük bir kurnazlık yaptım.
- J'ai rusé un peu.
ve kurnaz. en önemlisi, kurnaz.
Et rusé. Par-dessus tout, rusé.
... ayrıca küçük kurnaz arkadaşları.
ainsi que par leur petit ami rusé.
Akıllı takipçisi için ise artık.
Des restes traînent pour l'animal rusé qui suit.
Oldukça belli, değil mi?
Très rusé, n'est-ce pas?
- Bir hile yapacağım...
- Je vais employer une ruse.
Ama çok ihtiyatlı.
Mais il est rusé et très prudent.
Düşmanımızın çok dikkatli ve kurnaz olduğunu bil.
Sachez que notre ennemi est très méfiant et très rusé.
Çok tatlısın.
T'es rusé.
Anladım, hilebaz askerler!
C'est rusé, les soldats!
Başka bir şeytanlık.
Une autre ruse.
Bir numaraydı!
C'était une ruse.
Belki de bir hile olabilir.
- Ou d'une ruse.