Sabahın 5 traduction Français
382 traduction parallèle
Michael, saat sabahın 5 : 30'u, farkında mısın?
Michael, sais-tu qu'il est 5 h 30 du matin?
Neden şelaleler beni buraya sabahın 5'inde getirsinler ki?
Pourquoi les chutes me tirent-elles de mon lit à 5 h?
Sabahın 5'i. Ne derdiniz var sizin?
Es ist noch zu früh ( il est encore tôt )
Sabahın 5'ine kadar seni bekledim.
Je t'ai attendue jusqu'à 5 heures.
Sabahın 5'iydi. 25 sene önce. ve onu her zamanki gibi, kibar, neşeli ve mutluydu.
- je l'ai vu pour la dernière fois il y a 25 ans, à 5 heures du matin - comme d'habitude éblouissant, charmant.
Sabahın 5'i.
Je vous en prie.
Önce, sabahın 5'inde beni arayıp, hoş şeyler söylüyorsun, sonra buraya gelip beni suçluyorsun ve daha neden korkacağımı bile söylemeden ölümüne korkutuyorsun.
Tu m'appelles à 5h du matin, tu dis des choses gentilles. Puis tu déboules ici et tu me fous une trouille bleue... sans dire de quoi je dois avoir peur.
Şu anda Baltimore saatine göre sabahın 5'i.
Il est cinq heures du matin à Baltimore.
Pepa, benim. Saat Sabahın 5 : 00'i.
Pepa, il est 5 heures du matin.
Ama sabahın 5'inde...
Mais à 5 heures du matin!
O zaman neden bu altı ismi yazmış? Ve neden sizi bırakarak, sabahın 5'inde otelde ayrıldı?
Alors pourquoi a-t-il fait cette liste et pourquoi a-t-il quitté l'hôtel en vous laissant?
Sullivan, sabahın 5'inde Molloy ile Dungannon'da ne yapıyordu?
Qu'est-ce que Sullivan fabriquait à Dungannon avec Molloy?
Saat sabahın beşi.
C'est 5 h du matin.
Tamam. Ama yarın sabah erkenden, gemi kıyıya yanaşmadan önce koridorun sonundaki 5 numaralı kamaraya gitmelisin.
Demain matin, avant l'arrivée au port, vous irez à la cabine 5, au fond du couloir.
Neden pazar sabahı 5.00'te basın toplantısı yapılıyor?
Pourquoi tenir une conférence de presse à 5 h un dimanche?
Çarşamba sabahı 5 : 00'te, uçağımız havaalanınıza inecek.
A 5h00, mercredi matin, votre avion atterrira dans votre champ.
Yarın sabah 5 : 30'da sokaktaki polisler vardiya değiştirecek.
A 5 h 30 du matin, à la relève des flics, je viendrai.
Seijuro Yoshioka gelecek. Onun bazı adamları da tanık olarak bulunacak. Yarın sabah saat 5'te Ichijoji Tapınağında.
Seijuro Yoshioka se présentera secondé par quelques-uns de ces hommes au Temple Ichijoji demain matin à 5 heures.
" Bu vesileyle meydan okuyuşunu kabul ediyor ve Ichijoji Tapınağındaki çam ağacının orada bir karşılaşma için sana söz veriyorum. 19 Şubat günü sabah saat 5'de.
" Par la présente, j'accepte votre défi et promets d'avoir un duel avec vous, au pin solitaire du Temple Ichijoji, à 5 heures du matin le 19 février.
Sabahın beşine kadar Teksas'la ilgili bir şeyler okudum.
J'ai bouquiné sur le Texas jusqu'à 5 heures.
Sabah beşte. Programı okumadın mı?
Demain à 5 h. Vous ne lisez pas le programme?
Yaz aylarında saat 9'da bu oda resmen fırın gibi olur... bu yüzden sabah 5'te ameliyata girerim. Yani siz de 4'te uyanacaksınız.
En été, cette salle chauffe comme un four à 9 h du matin, j'opère donc à 5 h, Vous devrez vous lever à 4 h,
Saat gece yarısını geçti ve sabah 5'te yine ameliyat var.
Il est minuit passé et demain, on opère à 5 h,
- Yarın sabah, saat 5.07'de.
- Demain matin à 5h07.
Özellikle de saat sabahın beşiyken.
Surtout à 5 h. Du matin.
Siz hepiniz sabahın 4'üne, 5'ine kadar oturun lütfen.
Veillez tant que vous voulez.
Sabah saat 5'te uyanıyorum, sırf Neely "ışıldasın" diye.
Je dois être debout à 5 heures du matin et être étincelante!
Sabahın 5'inde kalkıp Paris'e uç 12'de Old Vic'e içmeye git bütün gün basın ve TV röportajlarında ter dök 10'da eve dönüp bir İskoç futbolcunun öldürülmesine adı karışmış eşcinsel nemfomanyak bir uyuşturucu bağımlısıyla uğraş!
puis rentrer à 22 h pour se taper un pédé nymphomane et drogué impliqué dans le meurtre d'un footballeur écossais?
Saat sabah 5, yarışın 13. saati,
Il est 5 heures du matin. La course dure depuis 13 heures.
Neville, son kocam bay Davisson'ın her sabah saat 5 : 30'ta kalktığını biliyor muydun?
Feu mon mari... se levait à 5 h 30.
- Aranızdan beş kişiyi vuracağız şayet Luis Chama... yarın sabah beşe kadar bu dağdan inmezse.
Nous allons fusiller 5 d'entre vous si Luis Chama... ne descend pas de cette montagne avant 5 heures demain matin.
İnan bana, saat sabahın beşi.
Crois-moi, il est 5 heures.
Yarın sabah 5'te olay yerine gidip trenin neden raydan çıktığına bakmanı istiyorum.
à 5 h, démonte le camion. Trouve pourquoi il a heurté le train.
Biliyorsun, burayı yarın sabah saat 5'e kadar terk etmemiz gerekebilirdi o yüzden, eğer gelmeseydin, bu gece çıkıp, seni alıp gelecektim.
On n'a pu se terrer ici qu'à cinq heures ce matin.
Bu sabah saat 9'da Central Park'taki sıcaklık 35.5 derece idi, ve yakın zamanda bir düşüş beklenmiyor.
La température à Central Park à 9 h ce matin... est de 36 degrés sans espoir de chute.
- Ama saat sabahın beşi!
À 5 heures du matin?
Sabahın beşinde canımı sıkmasan.
Est-ce que c'est nécessaire à 5 Heures du matin?
Bu sabah da bu kadar şirretçe davranmamış olsaydın,.. ... bütün günü sevişerek geçirebilirdik. 5'e kadar tabii.
Si tu ne t'étais pas conduite comme une tête de mule, ce matin, tu saurais qu'on aurait pu se tripoter toute la journée jusqu'à 17 heures, l'heure de ma répétition!
Lanet yatak odasını evin önüne koyuyorsun, Doo ve güneş her sabah 5'de doğup, gözlerimi alıyor.
Si tu mets la chambre à l'avant, le soleil se lève à cinq heures tous les matins et me réveille.
Keith yarın sabah beşte kalkmamız gerektiğini söyledi..
Keith dit qu'on doit se lever à 5 h demain matin
Sabahın beşinde kalkıp gün boyu çalışıyoruz, ikindide kamp kuruyoruz, avcı çukuru kazıyoruz, yemek yiyip gece pususu veya ormanda dinleme noktası kuruyoruz.
On se réveille à 5 h, on porte nos sacs toute la journée, on campe vers 17 h, on creuse un abri individuel, on mange, puis on passe la nuit en embuscade ou en poste de surveillance.
- Saat sabahın beşi, dışarıda bir şey yok.
Il est 5 h du matin! Tout est fermé.
Yarın sabah saat beş buçukta Bay Silas Brown ile buralarda görüşmek istesem, çok mu erken olur?
Serait-il trop tôt pour voir M. Silas Brown si je passais demain matin, à 5 h 30?
Çocukların benden daha bilgili olduğundan korkardım sabahın beşinde kalkar kahvemi alıp matematik testlerine dalardım.
Je suis tellement inquiet que les élèves puissent savoir plus que moi, Que je me réveille à 5 : 00 du matin... je prends mon café et je résous les tests de maths.
- Sabah 5 : 00'ten beri ayaktasın.
Tu es debout depuis 5h!
Polis, aracın bu sabah 6 : 15 civarında Dungannon dışındaki kontrol noktasında durmadığını belirtti.
La voiture aurait refusé de s'arrêter à un poste de contrôle aux alentours de 6 h 1 5 ce matin.
- Yarın sabah 5 : 00'te.
5 h. Du mat, demain.
Yarın sabah 5 : 00'te Randolph'u almış olacağız. Orada olacaksın.
On agrafe Randolph à 5 h, et tu seras là.
Randolph'la olan randevu yarın sabah 5 : 00'te.
Le rendez-vous avec Randolph est à 5 h du mat.
Ömür boyu her sabah saat 05.00'te uyandığınızı düşünsenize.
Imaginez un peu vous lever à 5 heures pour toute la vie?
Nasılsın? Dinle, sabah 5 : 30'da çalan bu inanılmaz düdük sesinin anlamı da nedir?
C'est quoi, au juste ce sifflet incroyablement, remarquablement assourdissant à 5 h 30 du matin?
5000 53
5 dakika 58
50 dolar 140
5 dolar 97
500 dolar 118
50 mi 29
5 yıl 23
5 milyon dolar 16
5 milyon 44
50 bin 33
5 dakika 58
50 dolar 140
5 dolar 97
500 dolar 118
50 mi 29
5 yıl 23
5 milyon dolar 16
5 milyon 44
50 bin 33
5000 dolar 18
5 cm 20
5 km 54
50 sent 30
5 kilo 16
5 metre 23
5 numara 55
5 saniye 33
5 dolar mı 16
50 dolar mı 28
5 cm 20
5 km 54
50 sent 30
5 kilo 16
5 metre 23
5 numara 55
5 saniye 33
5 dolar mı 16
50 dolar mı 28
500 mü 19
sabah 162
sabaha 19
sabah 5 44
sabah 6 54
sabah 4 42
sabah 9 27
sabahleyin 42
sabah 8 42
sabah oldu 62
sabah 162
sabaha 19
sabah 5 44
sabah 6 54
sabah 4 42
sabah 9 27
sabahleyin 42
sabah 8 42
sabah oldu 62
sabah görüşürüz 127
sabah 10 40
sabah 3 24
sabah 11 17
sabahları 23
sabah 7 50
sabah mı 28
sabaha görüşürüz 62
sabahın 4 22
sabahın 3 17
sabah 10 40
sabah 3 24
sabah 11 17
sabahları 23
sabah 7 50
sabah mı 28
sabaha görüşürüz 62
sabahın 4 22
sabahın 3 17