English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ S ] / Sahil

Sahil traduction Français

2,142 traduction parallèle
Sahil Güvenlik!
Guarda Costa!
Amerikan Sahil Güvenliği.
Ici les garde-côtes des États-Unis. Restez où vous êtes.
Sahil güvenlik yetkilileri doğruladı. Bu adamlar, gerçekten Kübalı göçmenler. Karaya çıkmaya çalışıyorlar.
Le porte-parole des garde-côtes ont confirmé qu'il s'agit bien de cubains essayant d'atteindre la terre ferme.
- Patrick Philly'den ayrılıp Sahil Muhafaza'ya katıldığında 51 yılının haziran ayıymış.
Mais Patrick a quitté Philly pour devenir garde-côtes en juin 1951.
Patrick Lennox Sahil Muhafaza'ya katıldıktan sonra 11 ay sonra.
Soit 11 mois après que Patrick soit devenu garde-côtes.
Sanırım bu seçkin sahil şeridindeki kimyasal atıklar, henüz hava deliklerini çürütmemiş.
J'imagine que les produits chimiques relâchés par la propriété élitiste en bord de mer n'ont pas encore pourri leurs évents.
Sahil kenarındaki bir evi gezdiriyordum. Şöyle bir uğrayıp torunumu göreyim dedim.
Je fais visiter une maison sur la plage et j'ai eu envie de passer voir mon petit-fils.
Pekâlâ, size buranın Malibu sahil bölgesi olduğunu hatırlatayım.
Mais je vous rappelle qu'il s'agit d'une propriété située à Malibu, en bord de mer.
Biliyorsun, doğuda sahil zamanındalar hala, Courtney onları otele geri götürdü.
Ils souffrent du décalage horaire. Courtney les a ramenés à l'hôtel.
sahil tablom.
- Regarde!
Port Authority Şirketi çalışanlarını gönderiyor, Sahil İşletmeleri- -
délégations du Port autonome, de la commission côtière...
Tek sorun, Mead gölünün 880 km'lik bir sahil şeridine sahip olması.
Le seul problème c'est que le Lac Mead a près de 885 km de côtes.
Evet.. sahil güvenlik karışmamış, sizin sayenizde çocuklar.
Ouais. Les gardes-côtes se sont tenus à l'écart, grâce à vous, les gars.
Sahil güvenlik veya polis yok.
Il n'y avait ni garde-côte, ni policier.
Sahil şeridinde silahlarınızı taşımaya devam edeceğiz Siz de bizi Rus stoğuyla beslemeye devam edeceksiniz.
On continue à vendre vos armes, vous nous approvisionnez avec le stock russe,
Sahil güvenlik tekneyi bir mil açığa sürüklenmiş halde buldu.
Les gardes-côtes ont trouvé le bateau à la dérive, à environ 2 km.
Burada Sahil Güvenliğin acil durum kanalı var.
Les gardes-côtes ont une fréquence de détresse.
Sahil Güvenlik burası Harper Adası, acil destek istiyoruz.
Gardes-côtes, ici Harper's Island. Demandons assistance.
Sahil Güvenlik, burası Harper Adası.
Gardes-côtes, ici Harper's Island.
Sahil Güvenlik, burası Harper Adası acil destek istiyoruz.
Gardes-côtes, ici Harper's Island. Demandons assistance.
Seattle Sahil Güvenlik.
Répondez. Ici les gardes-côtes de Seattle.
Burası Harper Adası acil destek istiyoruz. Tamam. Sahil Güvenlik.
Ici, l'île d'Harper, nous avons besoin d'aide, terminé.
Sahil Güvenlik yola çıktı.
Les gardes côtes sont en chemin.
Sahil Güvenlik helikopteri 45 dakika içinde orada olacak. Tekne de geliyor.
L'hélicoptère sera là dans 45 minutes.
Sahil Güvenlik olmalı.
- Les gardes côtes... Il faut que ça soit eux.
Ben KAB'dan ajan Cho. 43565 Trancas sahil yoluna acil ambulans istiyoruz.
Agent Cho du CBI. On a besoin des secours au 43565 Trancas Beach Road.
- Sahil istemiyorum.
Pas de plage.
Geçen pazar önünden geçtiğimiz sahil.
J'étais à la plage devant laquelle on est passé dimanche dernier.
98'de Venice'e gidip sahil devriyesi olarak çalışmaya başladı.
En 1998, il était à la patrouille des plages, à Venice.
Tören esnasında içki içebileceğin ilk ve tek sahil klubünde.
Au One Only Beach Club. On peut même boire un cocktail pendant la cérémonie.
Lütfen sadece öp beni ve gözlerini kapa çünkü sahil dikkatimi dağıtıyor.
Embrasse-moi. Et ferme les yeux, car cette plage est vraiment gênante.
Sahil güvenlikçi elemanı oynadığı filme ne diyeceksiniz?
- Et celui où il est garde-côte?
Ne iş yapardın, sahil güvelik mi?
Tu faisais quoi? Garde-côte?
Bombayı çantaya koyalım, tekneye yerleştirip sahil güvenliği arayalım.
Mettons la bombe dans le sac... puis sur le bateau et appelons les gardes-côtes.
Sahil Güvenlik.
Gardes-côtes.
Şu aletleri toplayayım sonra "Bekle bizi sahil".
Je vais aller finir ça, et ensuite c'est "Plage, nous voilà."
Bir inşaat ekibi onu sahil yolunda bir rampanın altında bulmuş.
Des maçons l'ont trouvé sous une bretelle d'autoroute.
Oxnard'ın sahil şeridinden bahsetmiyorum. Hayır!
Et je ne parle pas d'Oxnard en bord de mer, non!
Her zamanki gibi, tırnaklarımı ojeliyor ve sahil tarafına bir gezi planlıyorum.
Je me vernis les ongles de pieds et je pars sur la côte.
Sahil mi?
La côte?
Sahil Korumaya haber verin!
Le garde-côte!
Sahil Korumaya haber vermişlerdir.
- Il y a le garde-côte.
Sahil Koruma beni takip eder.
Il pensera qu'on rentre au Danemark.
Sahil Koruma ve İsveç Donanması.
La marine est venue aider.
Sahil koruma batık Çin gemisinin yolcu listesini bulmuş.
Les gardes-côtes ont trouvé un manifeste à bord de l'épave.
Brodway gösterilerini ve sahil yürüyüşlerini seviyormuş.
Sinon, il aime les comédies musicales, marcher sur la plage...
Sahil Güvenlik ile konuşuyorsunuz.
Ici les gardes côtes.
Burası Harper Adası. Cevap ver, Sahil Güvenlik.
Ici Harper's island, répondez gardes côtes..
Sahil Güvenlik, burası Harper Adası.
Peut-être qu'ils ont réussi.
- Sahil yok.
Pas de plage.
Benim de teyzem sahil güvenlikte.
J'avais une tante garde-côtes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]