Sahtekar traduction Français
1,373 traduction parallèle
Nesli tükenen hayvan hazinesi onları satacak sahtekar için bir servet değerindedir.
Un animal disparu empaillé vaut une fortune à qui sait le vendre.
Kısa, sahtekar, kelleşen bir adam.
Courtaud, sournois, dégarni.
Bu kızın sahtekar olduğuna yemin ederim.
Cette fille est fausseté!
Hasta bir adam olmak sahtekar bir adam olmanın ardından ikinci sırada gelir.
Être malade vient en seconde position, derrière "être tordu".
Ve Bob, sen sahtekarın tekisin.
Et Bob, tu es tordu.
Yarın herkes, sizin bir sahtekar olduğunuzu anlayacak.
D'ici demain, ils découvriront que vous êtes un imposteur.
Tu sana, sahtekar.
N'en parlons pas.
Hani şu sahtekar, yalancı, yeteneksiz olan.
Ce charlatan? Ce mauvais?
Biz buna sahtekarın düzenbazın, hilekarın iç dünyası deriz.
A présent, voici le monde du charlatan, du vantard, du fraudeur.
Dans müziğini bir duyayım, seni ihtiyar sahtekar.
Fait-la moi entendre d'abord, vieux tricheur.
Bir sahtekar olduğunu kanıtlayacağım.
Je l'attaque pour montrer que c'est un imposteur.
Sen sahtekarın tekisin.
Bravo.
O işi bitir, sahtekar..
Tu t'occupes de la complémentaire santé, sale menteur.
Bir rahipten çekiliş parasını çalacak... kadar sahtekar biri olabilir mi?
Comment une personne peut-elle être aussi malhonnête pour voler l'argent d'une tombola a un prêtre!
Tam bir sahtekar.
Quelle mytho, celle-là!
O sahtekarı dinlersen, sefil hayatının kalanında pişman olacaksın.
Si vous écoutez cet imposteur, vous le regretterez le reste de votre vie.
Kaptan Janeway bana bu gemide yerim olduğunu söyledi... ama kendimi sahtekar... sahtekar gibi hissetmeme engel olamıyorum.
Le capitaine Janeway dit que j'ai ma place sur ce vaisseau, mais je ne peux m'empêcher de penser que je suis une sorte d'imposteur.
Sahtekar!
Un imposteur.
Sahtekarın kim olduğunu biliyor muyuz?
Qui a imité mon écriture?
Onu kutsal biri sanırdık, ama sahtekar, güç delisi ve tehlikeli bir adamdı.
Il passait pour un saint, mais c'était un imposteur, ivre de pouvoir, et dangereux.
Sahtekar babamın polise gitmesi beni şaşırttı.
Vu ses magouilles, j'étais surprise qu'il ait contacté la police.
Belki bir sahtekar ve direktör de onu buldu.
C "est peut-être un imposteur et le directeur I" a découvert.
Bir sahtekar!
Elle te trompe!
Hepsi züppe, Hugh ise bir sahtekar.
Ce ne sont que des snobs et Hugh est malhonnête.
O bir sahtekar!
C'est un sosie.
"Ben sahtekarın tekiyim."
"je suis un imposteur!"
- Sahtekar gibi?
- Vicieux?
Sana sahtekar dediği için hâlâ kızgın olduğunu söyleme.
Tu lui en veux de t'avoir traité de guignol?
Ben sahtekar değilim. Bu adamla hiç işim olmaz. Mike!
Je suis pas un guignol, et je veux pas voir ce mec.
Jerry hâlâ şu sahtekar konusuna mı kızgın?
Jerry m'en veut encore?
Bilemiyorum, Mike, bana biraz şey gibi geldi, nasıl derler, sahtekar.
A mes yeux, tu passes... Comment dis-tu? ... pour un guignol.
Ben... bir sahtekarım.
Un imposteur.
Yok! Bir yabancım, bir de sahtekarım var.
Non, j'ai un inconnu et un imposteur.
Hey, hey! Yavaş ol büyük sahtekar!
Doucement, là, l'imposteur.
Ned Flanders'ın sahtekar olduğunu öğrensen sen ne hissederdin?
Que penseriez-vous si Ned Flanders était un imposteur?
Pekala. O bir sahtekar.
C'est vrai, c'est un imposteur.
Başarıya bulaşan hiçbir leke yoktu Şef. Tedavilerden sonra hiç arkama bakmadım ama gerçek şu ki ben bir sahtekarım.
J'ai fait une croix sur le passé, mais la vérité, c'est que je suis un imposteur.
Peki ala, kesinlikle sahtekar olmanı istemeyecektim.
- Je ne vous demande pas de mentir.
Şu amına koduğumun sahtekarına bak, Ahbap. Lanet bir milyoner rolü yapıyor.
Regarde-moi ce faux-jeton qui se la joue millionnaire.
Ve bu herif bir sahtekar.
Et lui, c'est pas un vrai.
Paris'te daha mutlu olurdunuz, orada herkes sahtekar.
Vous seriez mieux à Paris où tout le monde est malhonnête.
Sahtekarlara yasak, sahtekar polislere açık olan.
Interdit aux voyous, réservé aux ripoux
Sahtekarı yakalayın!
Saisissez-vous de l'imposteur!
Bana bu sahtekarın öldüğü söylenmişti.
On m'a dit que l'imposteur était mort.
Kızlar sahtekar.
Ces filles nous bernent!
Sahtekar!
Menteuse!
- Ucube. - Sahtekar!
- Faussaire!
Sen bir sahtekar değilsin.
Vous n'êtes pas un imposteur.
İşte, Baba, hediyen açığa çıkmak üzere... bir sahtekar olduğu. Tıpkı senin gibi.
Et toi aussi.
Seni sahtekar!
Vous êtes un escroc.
Sahtekar!
L'imposteur.