English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ S ] / Sander

Sander traduction Français

53 traduction parallèle
Burası hiç de tekin değil, Sander.
Ça fait peur, Sander.
Ben Sander Vanocur, Beyaz Saray.
lci Sander Vanocur à la Maison Blanche.
Andy, Highline, Sander Systems'e karşı davsında etkili bir paya sahip.
Andy a exprimé un vif intérêt pour l'affaire Highline contre Sander.
Sander Systems Highline'ın tablolama programını kopyalamış.
Sander a copié le logiciel mis au point par Highline.
Benim Sander'ın CEO Billwright'la olan ilişkimden etkilenme.
Je ne veux pas que mon amitié pour le PDG de Sander vous influence.
Eğer Sander Systems kazanırsa, genç dinamik bir şirket biter.
Si Sander gagne, ce sera la fin d'une entreprise jeune et dynamique.
Telif hakları yasaları tam olarak Sander'ın yaptığına karşıdır.
Les lois sur les copyrights servent à freiner des sociétés comme Sander.
Günaydın. Ben Sander Vanocur. GNT dünyadan haberler.
Bonsoir, ici Sander Vanocur pour GNT Infos.
Bu foto Sander'ın cesedinin bulunmasının üzerinden bir saat geçmeden alınmış.
Elle a été prise cette nuit, moins d'une heure après la découverte du corps.
Bütün bu herşey... yeni Mersedes, yıkayıcı, kurulayıcı...
Hey bien... de... De tous ces trucs... la nouvelle Mercedes, le sèche-linge, le lave-linge... ce putain de gilet Jil Sander que tu portes...
Bunun basmakalıp olduğunu biliyorum fakat Sander'a göre, fırtına öncesi sessizlik sana tehlikenin geldiğini haber verir.
C'est un cliché, mais les marins parlent du calme avant la tempête, toujours de mauvais augure.
Jil Sander'ın imzasını taşıyan bir raf kıyafet var.
Il y a plein de Jill Sanders en solde.
- Sander Carlsson ölmüş!
- De quoi? - Sander Carlsson est mort!
Sander Carlsson'u ne zaman gördün?
Vous l'avez vu quand, Sander Carlsson?
O Sander değil miydi?
C'était pas Sander?
Sanders'ın arabası etkilenmiş olabilir.
Touche pas ça. La voiture de Sander pourrait être contaminée.
Teğmen Sanders'ın özel hayatı hakkında.
C'est à propos de la vie privée du lieutenant Sander.
Radyasyon yoğunluğu Teğmen Sanders'ın terinde en yüksek seviyede.
Les plus forts niveaux de radiations sont dûs à la concentration de la sueur du lieutenant Sander.
- Bu harika bir elbise. Şu küçük Jin Sander elbisesi.
C'est cette belle robe Jil Sander.
Dün gece Jil Sander partisinde tanıştık.
On s'est rencontrés à la soirée Jil Sander, hier soir.
Sen Jil Sander partisindeki sürtüksün.
T'es la pétasse de la soirée Jil Sander.
Hey, Sander. Dün gece Chatroulette'te babanın çükünü gördüm.
Sander, ton père s'est branlé en ligne hier.
Evet, Sander, ben bir kızım.
Je suis une fille, Sander.
- Sander, bunu bitirmek zorundayız.
Il faut qu'on boucle.
Sander, Ione çok seksi bir ponpon kız bedenine hapsolmuş güzel bir ruh.
Ione est une femme éclairée coincée dans un corps de rêve.
SANDER S. SANDERSON'lN AMANSlZ OLUMSUZLUĞU
L'IMPLACABLE NÉGATIVITÉ DE SANDER S. SANDERSON
Dans edelim, Sander çünkü Clapton dans etmez.
Danse avec moi, Sander. Clapton, lui, ne danse pas.
Sander'ı da çıkarabiliriz.
Et on peut éliminer Sander.
Nolan baltayla doğrandı. Sander'ı sopada hiç gördünüz mü?
Il ne soulève déjà pas une batte, alors une hache...
Sander nerede?
Où est Sander?
Niye adam öldüreyim? Sander, Gord'u öldürdükten sonra onu zaman makinesinde kovaladım ama kaybettim.
Riley, j'ai poursuivi Sander à travers le temps et il m'a semé.
Eminim Sander ona yardım ediyordur.
Je parie que Sander l'aide.
Sander'ı öldürmeliyiz.
Il faut tuer Sander.
Sander, balık köftelerimi istiyorum.
Où sont mes bâtonnets de poisson?
Sander yalnız kendisinin önemli olduğunu sansa da. RILEY : 1 DÜNYANIN SONU : 0 RILEY : 1 DÜNYANIN SONU : 0
RILEY : 1 FIN DU MONDE : 0
Sander bizim için bir gelecek görmedi çünkü geçmişte yaşıyordu.
À trop vivre dans le passé, Sander ne voyait plus l'avenir.
Yani Sander yanıldı.
Sander avait tort.
Sander'in ne söylediğini duydunuz, değil mi çocuklar?
Vous avez entendu ce que disait Sander, non?
Sander yapardı ama.
C'est comme ça que Sander a été conçu.
Ben, Doktor Sander Halvorson.
Je suis le Dr Sander Halvorson.
- Sander, o noktayı aşmış durumdayız.
Sander, on n'en est plus là.
Sander'ın testleri hazır olana kadar onları kilit altında tutarız.
D'accord? On n'a qu'à les enfermer jusqu'à ce que le test de Sander soit prêt.
Sander Black çok alçak bir adam.
Ils ne sont plus Abby et Huck.
Atlantic'ten Marty yine aradı. Sander Lonegan'ın temsilcisiyle öğle yemeği yiyeceksiniz.
Marty de l'Atlantic a encore appelé.
Dr. Sander'ın ona herşeyi anlatmadığı düşünüyor.
- Il pense qu'elle n'a pas tout dit.
Bir arkadaşım var, Danielle Sander.
Nos clients ou des clients potentiels.
Flamingo'da çalışıyor.
Vous savez, j'ai une amie, Danielle Sander.
Sander?
Sander?
... herkes ölmemiş ve hayat devam etmişti. RILEY : 0 DÜNYANIN SONU : 0 RILEY : 0 DÜNYANIN SONU : 0
RILEY : 0 FIN DU MONDE : 0 dans lequel la vie reprit son cours, prouvant à Sander qu'il n'en était pas le centre.
Sanırım bu Sander'ın sesi.
Je crois que c'était Sander.
- Sander.
- Sander.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]