Sargon traduction Français
63 traduction parallèle
Ben, Sargon.
Je m'appelle Sargon.
Diğer taraftan, belki Sargon bizimle gelmeni ister.
D'un autre côté, Sargon aimerait peut-être que vous nous accompagniez.
Ben, Sargon.
Je suis Sargon.
- Sargon, sakıncası yoksa...
- Sargon, cela vous ferait-il mal si...
Ben... ben... Sargon.
Je suis Sargon.
Nereden geldiysen oraya dön, Sargon.
Retournez d'où vous venez, Sargon.
Vücutlarımız, Sargon.
Nos corps, Sargon.
Evet. Sargon vücudumu ödünç aldı.
Oui, Sargon a emprunté mon corps.
Sargon ve ben yer değiştirdiğimizde, birbirimizin yerine geçtiğimiz için, bir an için tek kişiydik.
Lorsque Sargon et moi avons échangé nos corps, pendant un bref instant, nous n'avons fait qu'un.
- Sargon.
- Sargon?
Hazırız, Sargon.
Nous sommes prêts, Sargon.
Bunu da Kaptan Kirk'e vereceksiniz, Sargon hâlâ onun vücudundayken.
Celle-ci devra être administrée au capitaine Kirk pendant que Sargon est dans son corps.
Sargon bu vücutta kalmama izin vermez.
Très bien. Vous comprenez, Sargon ne me laisserait pas garder ce corps.
Bu yüzden, Sargon'un onunla ölmesi için kaptanınızı öldürmelisiniz.
Vous devez par conséquent tuer votre capitaine afin que Sargon meure en même temps.
Sargon, uzun zaman önceki bir günü hatırlıyorum. Gümüş göldeydik. Hava gezegenimizin çiçek kokularıyla doluydu.
Sargon, je me souviens, il y a longtemps, nous étions assis près d'un lac argent.
- Neyin var, Sargon? - Hiçbir şey.
- Qu'y a-t-il, Sargon?
Sargon'un çizimi için negaton hidrabobinlerini hazırladınız mı?
Avez-vous préparé les hydrabobines de négatons pour le schéma que Sargon a fourni?
Sargon daha iyi bir yola zihnini kapattı. Bu vücutlarla.
Sargon refuse de voir l'option qui s'offre à nous, avec ces corps.
Kirk'ün bedeni öldüğünde, Sargon transfer için küpten çok uzaktı.
Lors de la mort du corps de Kirk, Sargon était trop loin du réceptacle. Sargon est mort.
Sargon öldü. Peki Kaptan Kirk öldü mü?
Mais le capitaine Kirk est-il mort?
Sargon buna girmeni isteyecektir.
Sargon voudrait que tu t'y transfères.
Sargon'un kullanmamıza izin vermediği pek çok gücümüz var.
Nous avons bien des pouvoirs que Sargon nous refusait d'utiliser.
Sargon haklıydı.
Sargon avait raison.
Sargon kendi bilincini bu gemiye aktardı.
Sargon a déversé la sienne dans votre vaisseau.
Şu anda Sargon'la birlikte, Doktor.
Elle est maintenant avec Sargon.
Hayır, Sargon, lütfen.
Non, Sargon! Je t'en prie.
Sargon'un iş birliğinizden memnun kaldığından eminim Dr. Mulhall.
Je suis sûr que Sargon a apprécié votre coopération, Dr Mulhall.
Sepetteki bebek hikayesi direk olarak, M.Ö 2250 civarında yazılmış olan Akkad'lı Sargon'un efsanesinden alınmıştır.
Cette histoire de bébé dans un panier a été directement reprise du mythe de Sargon d'Akkad de l'an 2250 avant J.C. environ.
Sargon doğar ve öldürülmesin diye hasır bir sepete koyulup nehre bırakılır.
Sargon naquit, fut placé dans une corbeille de roseaux afin d'échapper à un infanticide, et fut laissé à la dérive dans une rivière.
Peki, Sargon uzaylı mı insan ırkı mı?
- Quelle race apparaît?
Asla bir ırk olarak tanımlanmadı. Sargon bedensiz bir zihin gibidir.
Une race n'est jamais identifiée, Sargon est un survivant désincarné.
Bu olabilir Sargon.
Peut-être, Sargon.
Kralın generali Sargon her zaman Ashur'un şöhretini içerlerdi.
Le général du roi, Sargon, avait toujours jalousé la renommée d'Ashur.
Sargon, kralınız!
Sargon, votre roi!
Kral Sargon'u taktim ediyorum!
Voici le roi Sargon!
Hammurabi'nin ölümü kaza değildi. Sargon öldürdü onu.
La mort de Hammurabi n'était pas un accident.
Yüce Sargon!
Acclamez Sargon!
Duydum ki Sargon'u öldürmeye çalışmışsın.
On m'a dit que tu avais essayé de tuer Sargon.
Dolaysıyla Sargon'u yenmem için bana yardımcı olması açısından... Osiris'in mızrağını ödünç almama izin verip veremeyeceğini soracağım.
Je lui demanderai donc s'il veut, en retour, me prêter la lance d'Osiris pour que je combatte Sargon.
Sargon gibi kara sanatlarda usta birini yenmek için... Güçlü bir silaha ihtiyac duyulabilir aslında.
Pour combattre un homme comme Sargon, maître des arts des ténèbres, il faudrait une arme puissante.
Buraya gelişim seni onurlandırmak için değil, Sargon.
Je ne suis pas ici pour t'honorer, Sargon.
Açgözlüsün Sargon.
Tu es gourmand, Sargon.
Ayrıca Mathayus, yenilmez kılıcını kavramış... Sargon'la karşılaşacağı an için çok hevesli görünüyordu.
Et Mathayus, l'épée invincible en sa possession, était impatient de retrouver Sargon.
Yaşa Sargon.
- Gloire à Sargon.
Ben Sargon'un peşinden giderken sen en iyisi arenaya git.
Va aux arènes pendant que je pourchasse Sargon.
Sargon, işe yaramayacak.
Sargon, ça ne marchera pas.
Ben Sargon.
Ici Sargon.
- Sargon, ne var?
- Sargon, que se passe-t-il?
Sargon'un bir plânı var.
Sargon a un plan.
Sargon.
Sargon.
Return To Tomorrow, Star Trek'in 2. Sezon, 20. Bölümü.
"Return to Tomorrow", saison deux, numéro de production 51, un extraterrestre, Sargon, emprunte le corps de Kirk.