Seize traduction Français
914 traduction parallèle
Bugün onaltı kişi öldü, sizinki onyedinci.
Seize morts aujourd'hui, le tien sera le 17e.
Onaltı.
Seize ans.
Dört buçuğu bir dakika, yirmi beş saniye geçiyor.
Quatre heures et demi passées de seize minutes.
Yıllar önce. 16. doğum günümde.
il y a longtemps pour mes seize ans
- 16 yıldır.
- Seize ans.
Hepinize 40 dönüm ve 1 katır vereceğiz.
- Quoi? Nous donnerons seize hectares à chaque Noir.
- 40 dönüm ve 1 katır!
- Seize hectares et une mule!
16 silindirli arabalar.
- Des voitures à seize cylindres.
16 yaşımdan beri dünyayı dolaşıyorum.
Je parcours le globe depuis que j'ai seize ans.
Bir mil uzakta olmalı. 300 ya da daha fazla çadır.
A seize cents mètres environ...
Dört gün daha... on altı.
Quatre de plus. Ça fait seize.
On beş, on altı.
Quinze, seize!
Onaltı.
Seize.
Senden sadece 16 yaş büyüğüm.
Je n'ai que seize ans de plus que vous.
16 taş.
Seize pierres.
- Fred, ilk onu tanıdın.Onbeş yada onaltı yıldır onu tanıyorsundur
Fred, tu l'as connu le premier. Votre rencontre remonte à quoi? - Quinze, seize ans?
16 yaşının başlarıymış
Dès l'âge de seize ans
- Sen tahmin et.
- Devinez. - Seize?
- Keşke sonsuza kadar 16 yaşımda olsaydım.
Je souhaiterai avoir encore seize ans. Pourquoi?
O zaman 16 yaşındaydım.
- Où j'ai eu mes seize ans.
İşin doğrusu 16.5 gün majesteleri.
En réalité, seize et demi, Majesté.
- O da var. Bir de on altı yaşında olmam var.
Puis je n'avais que seize ans.
- On altı ay.
- Seize mois.
16 yaşında genç bir Mançu kızıydım.
Je suis une jeune Mandchoue De seize ans...
300 e karşı onaltı?
À seize contre 300?
Sanırım 16 yaşından beri.
Depuis qu'il a seize ans, je pense.
On altı yaşıma kadar olmadım.
j'avais seize ans.
- En büyüğüm için. 16. yaş günü.
- Mon aînée. Elle a seize ans.
- 16 öyle mi?
- Déjà seize ans?
Ama onaltıncı doğum gününde, gün batımından önce parmağına çıkrık iğnesi batacak ve ölecek.
Mais... avant que le soleil ne se couche au crépuscule de ses seize ans, elle se piquera le doigt à la pointe d'une quenouille... et en mourra!
Yani ölümlüler gibi mi yaşayacağız? Onaltı yıl boyunca mı?
Nous devrons vivre comme des mortels, pendant seize ans?
Onaltı yıl geçti ve ondan tek bir iz bile yok.
Seize années, et pas une seule trace d'elle!
Onaltısında, saçları günışığı gibi parıldayan, dudakları gül kadar kırmızı genç bir kız ara.
Cherche une jeune fille de seize ans, blonde comme le blé au soleil et aux lèvres comme un bouton de rose.
Böylece, onaltı yıl boyunca Prenses'in bulunduğu yer, bir sır olarak kaldı.
Ainsi, pendant seize longues années, nul ne sut où se trouvait la princesse.
Ama onaltı yıl neredeyse bitti.
- Les seize ans sont presque écoulés.
Yine de onaltı yıl boyunca bizimleydi.
Nous l'avons eue pendant seize ans.
Onaltı harika yıl.
Seize années merveilleuses.
Üzgünüm, Hubert, bilmeden, merakla geçen onaltı yıldan sonra- -
Pardon, Hubert, mais après seize ans à m'inquiéter, à ne jamais savoir...
Onaltı yıl sonra, ilk defa iyi bir uyku çekeceğim.
Pour la première fois depuis seize ans, je dormirai bien.
Oysa Nicole... henüz 16 yaşında.
Nicole a à peine seize ans...
Sekiz gün geçti. Kaçak içki satılan 11 yerin, iki kokain satıcısının ve 16 genelevin adreslerini size verdiğimden bu yana sekiz gün geçti.
II y a huit jours, je vous ai donné l'adresse de onze bars clandestins, deux trafiquants de cocaïne et seize maisons closes.
Bir zamanlar gerçekten 16 yaşındaymış, değil mi?
Ça fait drôle de la voir à seize ans.
Bu durumda hanımefendi, ondan sadece... iki bin dokuz yüz... doksan altı kilometre uzaktasınız.
Dans ce cas, vous serez enchantée d'apprendre que vous n'êtes qu'à... deux mille neuf cent... quatre-vingt seize kilomètres de lui.
Evet. 4 Ağustos'ta, 1 6.
Le 4 août, elle aura seize ans.
4 Ağustos'ta 1 6 yaşında.
Seize ans, le 4 août.
Bankada 16.000 var.
Seize mille ouvre le banco, que faire! A nous deux!
Çarkçı başı, efendim.
Seize mètres.
- Onbeş, onaltı...
- Quinze, seize...
- 76F.
soixante seize francs
Ondört, onbeş, onaltı...
Quatorze, quinze, seize ans.
- Poligon için vereceğimiz aylık.
Seize mille le mètre carré!