English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ S ] / Seller

Seller traduction Français

391 traduction parallèle
- Hoy! Atı eyerlemelerini söyle.
- Hou, fais seller mon cheval.
- Hemen git ve atları eyerle. - Hemen efendim.
Va le seller.
DENEME MAÇI İPTAL SELLER
TEST MATCH ANNULE INONDATIONS
Sam, atlara eyer tak.
Sam, va seller les chevaux!
Lloyd'u gördüğü anda ona sular seller gibi aşık oldu.
C'est Lloyd qu'elle aime.
Ödül olarak Almanların çok satan kitaplarından birinin sahibi olurlar.
En récompense, ils reçoivent un exemplaire du best-seller en Allemagne.
- Gidip atımı eğerle. - Neden?
Va seller mon pinto.
- Atimi eyerler misin lütfen? - Elbette.
- Peux-tu seller mon cheval, s'il te plaît?
Hadi atları hazırlayalım!
Allons seller les chevaux.
Beyaz kumlu ve çamurlu kıyılarının... ve pirinç tarlaları ile kendir tarlalarının arasından yavaşça akardı. Kendir, düz bataklıklarda yetişirdi, muson yağmurlarının yarattığı seller, yetişmesindeki en büyük etkendi.
Il coulait lentement entre les bancs de sable blanc... les rizières et les champs de jute... qui pousse dans les marécages... inondés de mousson.
Fırtınalar ve seller.
Tu braverais les éléments.
Atını eyerler miyim?
Seller son cheval...
Atını eyerler miymişim.
Seller son cheval!
Sadece benim atımı eyerlemeni istemiştim. Öbürünü kimin için hazırladın?
Je t'ai dit de ne seller qu'un seul cheval.
Hadi çıkıp atları hazırlayın.
Allez seller les chevaux.
Eğer kedinin peşinden gitmeye bu kadar acele ediyorsan... atları eyerlesen iyi olur.
Si tu es si pressé d'aller chasser le fauve, tu devrais seller les poneys.
Atlarim hazir olsun.
Fais seller mes chevaux.
Little Arnie, Seymour's Darling ve Best Seller arkalarında.
Little Arnie suit. Seymour's Darling et Best Seller.
Seymour's Darling ve Best Seller da takipte.
Seymour's Darling et Best Seller.
Bazen hoşuma gider rüzgarı eyerlemek
Parfois j'aimerais Seller le vent
Murch, atımı hazırla.
Fais seller mon cheval, Murch.
Davy, hemen atlara binip o küstahı ziyaret edelim.
Davy, nous devrions seller nos montures et lui rendre une petite visite.
Şafağa yarım saat kaldı, adamların at binsin
Il reste une demi-heure avant l'aube. Préparez-vous à seller vos montures.
Ahıra gidip arap aygırına eyer vurmalarını söyler misin?
Veux-tu aller à l'écurie et faire seller l'étalon arabe?
Gözyaşları sular seller gibi akar.
Elles ruissellent de partout.
Yayımcım kitabımın en çok satanlardan biri olabileceğini düşünüyor.
Mon éditeur pense que mon livre sera un best-seller.
Çok satan bir kitaptaki her şey var ha, peder?
Tous les ingrédients d'un best-seller.
Kullandığınız eyer atınız için büyük önem taşır, dostum.
Ah oui, très important ça, mon cher, pour ne pas dire capitale la manière de seller un cheval
Depremler, seller, sürekli su sızıntıları yer altındaki yapıyı sürekli değiştiriyor.
Car les tremblements de terre, les alluvions, les infiltrations continues, ne cessent de modifier, voire bouleverser, le sous-sol.
Davey, atı yüklemeyi bırak şimdi.
Davey, pas la peine de seller le cheval.
Atımı öne getir.
Faites seller mon cheval.
Gel, atları eğerleyelim.
Allons seller les chevaux...
Adam, atları eyerle.
Adam. Fais seller.
Kitaplarınız en çok satanlar listesinde olduğu sürece buna gücünüz yeter.
Votre livre étant un best-seller, vous pouvez vous le permettre.
Evet, sanırım ben kalkıp, bir kadın aramaya gideceğim.
Bon, je vais seller mon cheval et me chercher une femme.
Şimdi git atları eyerle.
Allez seller les chevaux.
Git de atları eyerle!
Va seller ces chevaux!
Bu akşamki programda konuğumuz Monsenyör Edward Gay Somerset Teoloji Fakültesi'nde misafir piskoposluk görevlisi ve inanç hakkında pek çok kitabın yazarı. Bunlardan sonuncusu ise en çok satan Tanrım.
Ce soir, nous recevons Monseigneur Edward Gay, émissaire pastoral invité du Collège de Théologie de Somerset et auteur de nombreux ouvrages sur la croyance, le plus récent étant le best-seller, Mon Dieu.
Colossus tüm yazıcıları açtı ve sular seller gibi çıktı veriyor.
Colossus tourne à plein régime et dessine des plans.
Pepper, Cass atιmι eyerlesin.
Pepper, dis à Cass de seller mon cheval.
Savaşlar, devrimler, seller, vebalar. Bütün bu küçük şeyler, insanları sana döndürüyor.
Guerres, révolutions, inondations, peste... toutes ces petites choses qui ramènent les gens vers toi.
Siz karar verirken ben de onu eyerleyeyim.
J'essaie de la seller pendant que vous vous décidez.
Bir ay önce o kitabın sinema haklarını satın aldı.
Le mois dernier, il a acheté les droits d'un livre. Un best-seller.
- Büyük bir ekip oluştur, atları eyerle, silahları al!
Rassemble un détachement de volontaires. Fait seller les chevaux, on va chercher les armes.
Ve en çok okunan oldu.
et un best-seller.
- Cole, git atları hazırla.
Cole, va seller les chevaux.
Cahill'ler seller, depremler, salgınlar bilinen ne kadar doğal felaket varsa atlatmıştır. Doğal olmayanları saymadım bile.
Les Cahill survivent à tous les désastres naturels ou surnaturels.
Onu bulduğumda Pasadena News'a ölüm ilanları yazıyordu, ve ben tek başıma onu en iyi satan bir yazar yaptım.
Il était à la rubrique nécrologique du Pasadena News quand je l'ai trouvé et c'est moi qui en ai fait un best-seller.
Gitme Samson!
Je vais te seller une bête. N'y va pas, Samson!
Ben okudum.
- C'est un best-seller, je l'ai lu.
Seller gibi akan bir ırmağın kenarında durdular.
Au bout d'un chemin, ils s'arrêtèrent pour regarder une rivière torrentueuse par endroits.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]