Sidney traduction Français
1,655 traduction parallèle
Sidney, n'olur, duygularını bizimle paylaş! - Paylaşmayı gösteririm sana!
Partage ça!
Sidney, gelmişsin! Merhaba!
Tu es venue, Sidney!
- Alo? - Merhaba, Sidney.
Allo, Sidney.
Sidney, içeride!
Sidney. Il est là!
Maureen Evans da Maureen Prescott. Sidney'nin annesi.
Maureen Prescott, la mère de Sidney.
Gale, merhaba. Sence kim geldi? Sidney'in babası olabilir mi?
Le père de Sidney est hors du coup?
Sidney Prescott adındaki bir genç kızı oynuyorum. Bu kız, sevgilisinin çatlak bir seri katil olduğunu ve geçen sene annesini öldürenin de o olduğunu anlıyor.
Je joue Sidney Prescott qui découvre que son ami est un tueur en série et a déjà tué sa mère à elle.
Ben Randy, Sidney Prescott'un platonik aşk kölesi.
L'amoureux éconduit de Sidney Prescott.
- Ben seni sonra ararım. Bu Sidney'e saldırmasını açıklamıyor.
Explique-moi alors pourquoi Sidney n'a pas été tuée à Woodsboro.
- Basını sevmediğini biliyorum. Biliyorum ve saygı duyuyorum. Ama Sidney...
Je le sais et je respecte ça.
Kadın bir numara. Sidney, böylece durum çok iyi bir şekilde anlaşılabilir.
Ca nous propulserait sur le devant de la scène.
Neden mi? Bilmiyorum, Sidney.
Je ne sais pas...
Eminim çok üzgünsündür, Sidney.
C'est quoi ton truc, Sidney?
Ne hoş bir tarzın var, Sidney. Sempatik ve mahvolmuş Sidney Prescott!
L'adorable et névrosée Sidney, la pauvre petite victime!
- Neden Sidney Prescott'a saldırdın?
Pourquoi l'as-tu agressée? Pas du tout.
Kimi seviyorsun?
T'aimes qui, vieux? Sidney!
Çöz beni. Ne diyorsun, Derek? Sidney deja-vu mu yaşıyor?
Tu crois pas qu'elle a une impression de déjà vu?
Billy mükemmeldi. Harika bir iş çıkardınız, Bayan Loomis. Silahlı kadına büyüklük taslamak pek akıl kârı değil, Sidney.
Attention à ce que tu dis, je suis armée.
- Sidney? - Cotton, Billy Loomis'in annesiyle tanış.
La mère de Billy Loomis, c'est elle le tueur
Sidney... Sana zarar verecek bir şey yapmayacağımı bilmeni isterim.
Sache que je ne t'aurais jamais fait du mal.
Sanırım Sidney'e.
Je pense que c'était pour Sydney.
Beni Lilies of the Field'deki Sidney Poitier sanıyor.
Il me prend pour Sidney Poitier dans Lilies of the Field.
- Sidney!
Sidney!
yoksa Sydney'de hediyelik eşya dükkanında bulabileceklerinizden değil.
Pas celui des bazars pour touristes de Sidney et de Canberra.
"Beklenmedik Misafir" deki Sidney Poitier gibi karşımıza geldi. Çok güzel bir filmdir.
Alors, le jeune homme est venu vers moi, comme Sidney Poitier... dans "Devine qui vient dîner".
Bir Avustralyalı satıcının annesi, Sidney'den Londra'ya bütün şovlarda konuşmuştu.
La mère d'un dealer australien est apparue dans toutes sortes d'émissions.
Televizyondaki kadın, Sidney Ann.
Cette fille de la télé! Sidney-Ann.
Sidney paramı getirecek ve yarın gideceğiz.
Sidney m'apportera l'argent et nous partirons demain.
Patron, Sidney Fung burada.
Boss, Sidney Fung est là.
Sidney, bazen insan olmadığını düşünüyorum.
Tu es inhumain.
Sidney, bunu yapmak zorunda değildin.
Tu n'avais pas à le faire.
Sidney, kimse sana köpek diyemez.
Comment a-t-il osé?
Sidney'i öldürdüğümü gördün.
Tu m'as vu achever Sidney.
- Sidney Poitier? - Evet, ben Sidney Poitier.
- Sidney Poitier?
Sidney Poitier benim kasabamda.
Sidney Poitier dans ma ville!
Deneyebilirsin Robert Smith. Fakat bu boktan şey Leonard Martin ve Sidney Poitier'i hakladı. Denerim.
Essayez toujours, mais cette chose a tabassé Léonard Maltin et Sidney Poitier.
Saldırganları beyaz bir adamı dövmesi onun Sidney Poitier olduğu anlamına gelmez.
C'est pas parce qu'un keubla a un pote blanc... qu'il faut le traiter comme Sidney Poitier.
Sidney. Avustralya.
Sidney, Australie.
Sana daha önce de söylediğim gibi Sidney, olay malzemeyle başlar.
Je t'ai déjà dit, Sidney, que tout commence avec le bouillon.
Nereye gidiyor, Gale? Sidney?
Où va-t-elle?
Sidney'i güvende tutmak için ne yapıyorsunuz?
Sidney est en sécurité?
Sidney, Woodsboro'dayken öldürülmedi ki.
Ce n'est pas faute d'avoir essayé.
- Cotton, yapamam. - Olmaz. Bana bak, Sidney.
Si c'est une question d'argent, on touchera 10 000 $ chacun sans compter les messageries roses.
Haydi ama, Sidney.
Tu as trainé mon nom dans la boue.
- Sidney, fikrini değiştirirsen diye...
Si tu changes d'avis...
- Sidney'i.
C'est pas tes frangins d'Omega Kappa Beta?
- Omega Kappa Beta'daki kardeşimi mi dedin?
Non, c'est Sidney!
Mickey.
Mickey! Surprise Sidney...
Sürpriz, Sidney.
C'est quoi ce cirque?
- Çok sıkıntı çektim ve sonunda Sidney Brown'da karar kıldım.
Et je veux qu'elle te plaise, mais il ne faut pas que les autres s'endorment. J'ai sué sang et eau avant de choisir Sidney Brown.
Sidney, paraya ihtiyacım yok.
Laisse tomber l'argent.