English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ S ] / Sinirli

Sinirli traduction Français

3,197 traduction parallèle
Sen çok sinirli bir ıslıkçısın.
- Maintenant que tu le dis.
İlk iş gününde sinirli değilsin, değil mi?
T'es stressé de reprendre le boulot?
O halde sinirli olduğunu kabul ediyorsun.
Tu l'avoues, tu es en colère.
Sinirli değil misin peki?
Et tu n'es pas en colère?
Sinirli gibisin.
Tu as l'air un peu sur les nerfs.
Eğer bana sorarsan, birkaç gerizekalı sinirli topluluk.
Un tas de cul-serré, si tu me demandes.
- Ve inanıyorum ki bundan dolayı sinirli olmakta o yalnız değil, neden bu mektupları alan insanların listesini bize verme sebebidir.
Et je suis portée à croire que ce n'est pas le seul que ç a a pu ulcérer, voilà pourquoi nous vous demandons la liste de tous ceux qui ont reçu la lettre.
Onu bu kadar sinirli görmemiştim.
Je ne l'avais jamais vu aussi en colère.
Her zamankinden daha sinirli.
Plus en colère que jamais.
Sinirli olduğunda yapacağın tek bir şey var.
Il n'ay qu'une chose à faire quand on est en colère.
Sinirli olduğunda yapacağın tek bir şey var.
Il n'y a qu'une chose à faire si t'es en colère.
Sadece sinirli bir şekilde şöyle konuşuyordum.
J'étais juste énervé et je lui parlais comme ça.
Demek istediğim, Parker'a sinirli olmanız normal bir durum.
Tu as le droit d'être en colère.
Biraz sinirli gibiydi ben de üstelemedim.
Elle avait l'air un peu sur les nerfs, donc je n'ai pas insisté
Gerçekten yap şunu, burda çok sinirli olman lazım.
Vas-y à fond. On doit sentir ta colère dans le refrain.
Her zaman sinirli olur ya da etrafa sürekli bir şeyler fırlatır.
Il est soit d'une humeur changeante ou perdant son sang-froid pour n'importe quoi.
Blake, "sinirli" kartında çok eğlenceliydin ve bence harikaydın.
Donc, Blake avec la colère, tu est très amusant.
Hem dün akşam daha da sinirli olması lazım Elena'nın orada olduğunu ve ondan kaçmaya çalıştığını düşündüyse yani.
Et il aurait été encore plus furieux la nuit dernière s'il pensait qu'Elena était là-bas et qu'elle essayait de lui échapper.
Koç, Diego'nun geçen gece maç kasetlerini izlerken sinirli olduğunu da doğruladı.
Le coach a aussi confirmé que Diego regardait la vidéo du match avec les défenseurs hier soir.
Yalnız arkadaşın çok sinirli.
Ton ami... Il est en colère.
- Tamam, pekâlâ çıktığım kıza, sorunumun sinirli insanlardan hoşlanmak olduğunu söyledim.
- OK, bon... J'ai dit à cette fille avec qui je suis sorti que mon problème c'est que je suis attiré par les gens coléreux.
Wendy. Beni sinirli ve güvensiz biri gibi gösterdiğini söylerdi.
Elle disait que ça me donnait un air nerveux et peu sûr.
- Çelik sinirli.
Nerfs d'acier.
Dayak sinirli değil de mecburiydi.
La mélation était obligatoire pas enervée
Hala çok sinirli olabilir.
Il pourrait toujours être en colère
Onu sinirli yapıyordu.
Ça le rendait furieux.
Sinirli imzalarından atıyorsun.
Vous utilisez votre signature énervée
15. Çok sinirli biriyim. Komşularıma çok kızıyorum.
Je suis très susceptible, je me fâche vite.
Sinirli bir yapın var, fikrin çok çabuk değişiyor.
Tu t'emportes vite.
Tanrı sinirli insanların yanına yaklaşmaz.
sinon Dieu ne se révélera pas.
Sinirli görünüyorsun.
Tu sembles agacé.
Ve M.J çok sinirli bir çocuk.
M.J. est un garçon très en colère.
Evet, elbette sinirli.
Évidemment qu'il l'est.
Çünkü bu mekan sinirli olma yeri değil.
Ici, pas de place pour la colère.
Oraya gizlice gitmek için zamanımız var kardeşim. Ayrıca helikopterle 19 yaşındaki sinirli çocukları tam zırhla oraya da bırakabiliriz. Ve oraya söylenen saatte gideriz.
Il y a moment pour fouiner mon frère, et un autre pour lancer une attaque d'hélicoptères chargés et blindés, vieux de 19ans, sur quelqu'un, et on l'a atteint.
Sinirli olmanı anlıyorum.
Je vois que tu es vexée.
Benim hayalimde sinirli bir Audrey Hepburn tipi var.
Je m'imagine une Adrey Hepburn énervée.
Wynonna anal kese olayı için hala biraz sinirli.
Winonna est encore un peu contrariée à propos du truc avec la glande anale.
Sinirli bir adamsınız, Bay Martin.
Vous êtes en colère Mr Martin.
Frankie'nin sinirli olmaya hakkı var.
Frankie a raison d'être fâché.
Bakın, hemen gitmek istemezdim ama zaten geç kaldım ve patronum çok sinirli ve agresif bir ayık.
Ecoutez, je deteste faire des traces, mais je suis déjà en retard, et mon patron est nerveux et calmez vous.
Son zamanlarda, ya da son birkaç yılda diyelim, yanına yaklaşılmaz veya sinirli birine dönüştüğüm için kusuruma bakmayın, ama Don'la saat 10 : 00'a kimlerin- -... gittiğini görmem için elinizi kaldırır mısınız?
Je suis désolé si j'ai été un peu inaccessible ou laconique ces derniers temps ou ces dernières années, mais si vous pouviez lever la main... qui part avec Don au 22h?
Sinirli mi hissetmeliyiz?
Doit on ressentir de la colère?
Bundan daha fazla sinirli olamam.
Je ne ressens aucune colère à ce propos.
Maggie senin sinirli bir çalışma ortamı yarattığın konusunda insan kaynaklarına şikayetçi olmuş olabilir mi?
Maggie se serait plainte à la RH disant que tu crées une ambiance hostile.
Sinirli?
en colère?
Sinirli suratını yapıyorsun.
Tu flippes tellement.
Her zamanki gibi sinirli.
Elle est énervée comme jamais.
Lena oldukça sinirli.
Lena est en colère.
# Sinirli #
♪ another kiss is all you need ♪
Yoksa sadece ona sinirli misin?
Es-tu frustré avec lui?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]