Smash traduction Français
399 traduction parallèle
Smash İkilisiydiler.
Le duo Smash.
Smash İkilisi!
Le duo Smash!
Dün gece Smash Club'da konser bittikten sonra Harley ile gezintiye çıktım, tamam mı? Üzgünüm. Sonrasında Reno'daydım.
Hier soir, après mon tour de piste au club, j'ai filé tout droit sur ma Harley.
Smaçlaman gerekirdi. Üzerine geliyordu.
T'étais censé faire un smash.
Smaç basmıyorum demek, basamadığım anlamına gelmez.
J'ai pas fait de smash, mais j'en suis capable.
Başaramayacağımı düşünüyorsun.
Tu me crois pas capable de faire un smash?
2500 dolarımı, seninkine karşı, smaç basabileceğime dair bahse girerim.
Ma part contre la tienne que je fais un smash.
Smaçlayabilirsin!
Tu peux faire un smash!
O pası atarken, smaç basabileceğimi nereden bildin?
Comment t'as su que ta passe était assez haute pour mon smash?
Bir smaç basman, basketbol oynayabileceğin anlamına gelmez.
C'est pas un smash qui va faire de toi un bon joueur.
Smash J de oradaydı.
Smash J était là.
Benim boyumda ve smaç yapabiliyor.
Quel smash! Et il a ma taille!
Daha önce topu hiç gömmemiştim.
Je n'avais jamais fait un tel smash.
Ne istiyorsun, sıçrayıp smaç vurmak mı?
Tu veux un smash de côté?
Yemek odasında patırtı
Dans la salle à manger On entend un grand "smash"
"Tenisteki en popüler Phoebe : Overhand Phoebe."
" La Phoebe la plus connue au tennis est le smash Phoebe.
Söyle bana, sunağa geldiğin zaman çiçekleri oraya çivileyecek misin?
Et vous ferez un smash avec le bouquet de mariée?
Sopa Diggin ve Kılçık Walker.
Smash Diggins et Fishbone Walker.
Çocukken bir adam vardı. Ona Smash Jimmy derdik.
Quand j'étais gosse, j'avais un voisin... surnommé Jimmy Smash.
Heather Dante, o atışı nereden öğrendi?
La petite Heather, quel smash!
"Super Smash Brothers" var mı?
"Super Smash Brothers"?
- Çok sıkı sallıyor!
- Il va nous faire un smash.
- Vay! Smash Mouth!
C'est Smash Mouth!
Smash?
Le Smash?
- Henüz smaç basamıyor, ama iyi oynuyoruz.
- Pas smash mais bonne technique.
İsminin Y.B. Smash olduğu yazıyor.
Ici, je lis que votre nom est L.T. Smash.
Ben Y.B. Smash'ım.
Je suis L.T. Smash.
Beni dinle, Smash.
Écoutez-moi, Smash.
Yüzbaşı Smash!
Lieutenant Smash.
Yüzbaşı Y.B. Smash.
Lieutenant L.T. Smash.
Yüzbaşı! Yüzbaşı Smash! Ne?
Lieutenant Smash.
Yine tepene basacağım.
Je vais encore faire un smash.
O gece Ez-Yak yeniyordu.
Smash-N-Burn a mis le feu ce soir-là.
Ez-Yak.
Smash-N-Burn.
Ez-Yak'ın programında bazı değişiklikler yapmıştım.
J'avais modifié le programme de Smash-N-Burn.
Ez-Yak acayipleşti. Ağırlaşmaya başladı.
Smash se comportait vraiment bizarrement.
Ez-Yak aklı olan bir ölüm makinesi değil ki. Birinin kullanması gerekir.
Smash-N-Burn n'a pas une intelligence à soi.
Onu Smash.
Fracasse-le.
Smash Mouth için o kadar ver!
Bravo à Smash Mouth!
Çok kolay iş.
C'est un smash.
Bir tenisçi için, Grand Slam finalinde olmak, merkez kort, aşırtma ve bir smaç.
Pour un joueur de tennis, c'est d'être dans la finale d'un tournoi du Grand Chelem... Court central, un lob élevé, faisant un smash.
Hala basabilir miyim, merak ediyorum.
Pourvu que j'aie pas perdu mon smash.
Bas!
Un smash!
- Dikey smaç ve çift aut.
- Un smash vertical et faire un revers.
- "Kes" - "Kes"
Smash Cut.
"Smash Bros" oynamak için hazırım baba.
Je suis prêt à jouer à Smash Brothers.
Hayır, ona Smash Bros " oynayacağımı söylemedim.
J'ai pas dit que je jouerais.
Topu dikmek istedim ama ağa yakalandım.
J'essayais de faire un smash et ma main s'est coincée dans le filet.
Smaç!
Et c'est un smash!
Bu Ez-Yak'ın alıcısı.
Le récepteur de Smash.
Ona Smash Bros " oynayacağını mı söyledin?
T'as dit que tu jouerais?