Sniper traduction Français
1,106 traduction parallèle
Arabanın kapısını açtım ve birden bir tetikçi ateş etti.
J'ai ouvert ma portière et un sniper m'a tiré dessus.
- Keskin nişancıları yok.
- Ils n'ont pas de sniper.
Bütün takımlar, keskin nişancı yerini aldı. - Öldürecek.
À toutes les équipes, sniper en position.
Ben olsam 200 metreden nişan alıp öldürürüm.
Ma façon? Un tir sniper.
Ernie Pyle, İkinci Dünya Savaşı'nda o kadar derine girmişti ki bir Japon keskin nişancı tarafından vuruldu. O kadar ileri gitmene gerek yok tabii.
Ernie Pyle a été tellement plongé dans l'action pendant la 2ème guerre mondiale, qu'il a été tué par un sniper japonais, non pas que tu aies à aller aussi loin
Anayol 9 üzerinde keskin nişancı.
Un sniper sur la 9.
Keskin nişancı tüfeği değil.
Ce n'est pas un fusil de sniper.
Neden bir keskin nişancı... yalın ayak olsun?
Pourquoi un sniper... irait-il pieds nus?
Kızılderili bir keskin nişancı mı?
Un sniper amérindien?
Keskin nişancı vakasında polisle birlikte çalşıyoruz.
On travaille avec la police sur l'affaire du sniper.
Abby'nin atışın yapıldığını düşündüğü bina için arama iznimiz geldi.
Voici le mandat pour l'immeuble duquel Abby pense que le sniper a tiré.
İki yıl önce sniper okulu için seçilmiş ve o kadar başarılıymış ki olarak tekrar geri çağırmışlar.
Mais il y a un truc. Il y a deux ans, il a fait une formation de tireur d'élite, et il était si bon qu'ils l'ont repris comme instructeur.
- Bir sniper tarafından.
- Il a été tué hier.
O atışı birçok kişi yapamaz.
- Par un sniper. Combien de personnes maîtrisent ce tir?
Belki sniper olmak hoşunuza gitmiştir.
Vous aimez peut-être être sniper.
Carlos Halfcock, denizci bir sniper efsanesi.
Carlos Hathcock. Un sniper légendaire de la marine.
Beltway sniperı gibi, ordudan ayrılmış biri mi olduğunu düşünüyorsun? Olabilir.
Un ancien militaire, comme le sniper de Beltway?
Birisi sniperımız olabilir.
L'un d'entre eux est peut-être notre sniper.
Sniperın görevlerinden biri de, düşman sahasına sızmaktır.
La mission des snipers est d'infiltrer les territoires ennemis.
Eğer o keskin nişancı onu öldürmezse ben öldüreceğim.
- Je le savais. Si ce sniper ne le tue pas, je le ferai.
Keskin nişancıdan korkmuyor musun?
Le sniper ne vous effraie pas?
Tekrar ediyorum, sniper...
Je répète. Le sniper...
Keskin nişancı tarafından vurulabilirsin.
Un sniper pourrait t'attaquer!
Sniperlar, ateşe hazır olun.
On a un fuyard. Sniper, tenez vous prêt à faire feu.
- Çatıdan ateş edildi! Maureen vuruldu!
- Un sniper, Maureen est touchée!
Keskin nişancı olarak eğitilmiş, patlayıcılar.
C'est un sniper de premier ordre. Reconnaissance et démolition.
Yüzbaşı bu adam özel kuvvetlerden keskin nişancı
Capitaine, il s'agit d'un sniper des Forces Spéciales.
Nişancı 1'den Kontrol'e.
Sniper 1 à contrôle.
Zoe, acemi bir sniper bile seni geyik gibi indirir oradan.
Zoé, un tireur amateur t'abattrait comme une biche.
Nişancı öldü.
Le sniper est neutralisé.
Onu tutuklar tutuklamaz, bir keskin nişancı tarafından vuruldu.
Il a été abattu par un sniper dès que nous l'avons arrêté.
Kuzey çatısındaki bir keskin nişancı tarafından vuruldu.
Il a été tué par un sniper sur le toit nord.
- Yeni nesil tetikçiler. - Aynen öyle.
- Un sniper nouvelle génération.
Belki de FBI Cinayet müfettişi olmuş eski bir keskin nişancı asker bilir.
Peut-être un sniper des Rangers qui est devenu enquêteur à l'homicide pour le FBI.
Keskin nişancılıkta iyi miydin sen?
Etiez-vous bon en tant que sniper?
Bir keskin nişancı katiller hakkında bir şeyler öğrenir.
Un sniper en vient à apprendre des trucs sur les tueurs.
Keskin nişancıykan insanları vurmadan önce kaçını uyardın?
Préveniez-vous les gens avant de les sniper?
Keskin nişancıyken, ben... bir çok can aldım.
En tant que sniper, j'ai... pris beaucoup de vies.
Keskin nişancıyken?
Lorsque vous étiez un sniper?
Keskin nişancı.
Un sniper.
Bobby, benim kovanın sonuçlarını sisteme işlediklerini söylediler.
Bobby, tu as passé la douille du sniper à l'lBlS?
Grissom. Pusu atışında bulunan kovanı inceledik.
Grissom, on a un résultat pour la douille du sniper.
Keskin nişancı kaçtı. Bölge emniyetli.
Le sniper a quitté son poste.
Keskin nişancının mermilerinden sonuç çıkacağı yok.
Les douilles de sniper ne nous mènent nulle part.
Keskin nişancı saldırısında neler kaydettiğini görmek istiyorum.
Juste pour savoir ce que t'as enregistré pendant les tirs de sniper.
Ne keskin nişancısı?
Quels tirs de sniper?
Keskin nişancı.
Ça dit, "mode sniper".
Nişancı tam buradaymış.
Le sniper était là.
- Uymuyor. Hiç mantıklı değil. Buna inanamıyorum.
On a un sniper au téléphone quelques minutes avant le meurtre, on a une arme capable de perforer un gilet pare-balles, et ça ne correspond pas.
Katilimiz snipercıymış.
Notre tireur est un sniper.
Sniper, su getiren çocukta.
Le sniper est le livreur d'eau.