Sok traduction Français
7,409 traduction parallèle
Parayı öde, kızı sağ salim geri al, o adamı bul sonra da parayı ağzına ağzına sok!
Paye la rançon, trouve-la, saine et sauve, et découvre qui sont ces... et étrangle-les avec! Absolument.
Dilini içeri sok.
Tire la langue.
Jimmy'nin işlerini yoluna sok.
Fais le nécessaire pour Jimmy.
- Nefes almasi durursa... - Sasha sakagindan sok bunu.
S'il arrête de respirer tu l'enfonces dans sa tempe.
Bakınca "çevir de götüne sok" gülüşünden yaptı. Sonra bir bakmışım kamyonetten çıkıp onu yakalıyordun.
Elle vous a regardé, décoché un sourire narquois et vous êtes sorti l'alpaguer.
Al götüne sok.
Vous pourriez vous bouger le cul.
Seri davran, sok ve çıkart, sok ve çıkart.
Des coups rapides : aller, retour.
Sok tesekkür ederim.
Merci beaucoup.
Şok bu!
les choses que je voulais garder enfouies pour toujours. C'est le choc.
Sanıyorum hepimiz olaydan dolayı şok olmuştuk.
Je suppose que nous avons été choqués que ça puisse arriver.
Şok dalgası analizi, X ışını çalışmaları, sıkıştırıcı tasarımı, hepsi gitmiş.
Les analyses des ondes de choc, les études sur les rayons-X, les plans du noyau, ont disparus.
Akley'in adamları, kendi şok dalgası çalışmalarını yayınladılar.
Les gars d'Akley. Ils ont mené leurs propres études sur les ondes de choc.
Akley'in şok dalgası çalışmaları gerek.
J'ai besoin des études sur les ondes de choc d'Akley.
- O zaman bana şok dalgası çalışmalarını getir.
Alors trouvez-moi les études sur les ondes de choc.
Şok dalgası çalışmalarına ihtiyacımız var.
Il nous faut cette étude d'onde de choc.
Bana Akley'in şok dalgası çalışmaları gerek.
J'ai besoin des études sur les ondes de choc d'Akley.
Doktor onu hemen şok cihazı ile hayata döndürmeye çalışmış ve o esnada ben 911'i aradım.
Le Docteur a tout de suite essayé de le réanimer avec le défibrilateur, pendant que j'appelais le 911.
Fotoğrafı çek yoksa şok tabancasını yersin.
Prend ta photo ou Je vais te taser.
Ailem ve ben şok geçiriyoruz. Ayrıntıları bilmek istiyoruz.
Ma famille et moi sommes sous le choc et avons besoin de plus de détails.
Eşinizin kalbindeki kalp pili arızalı, sürekli şok veriyor.
Le défibrilateur dans le pacemaker de votre femme dysfonctionne, c'est pourquoi elle reçoit ces chocs répétitivement.
İnanın bana, ben de sizin kadar şok oldum.
Je suis aussi choqué que toi.
Şok oldum.
Je suis choqué.
Kubbeye ilk dokunduğunda sana ufak bir şok verir.
La première fois que tu le touches, ça te fait un choc.
Belki şok halindedir... belki de beyni uyuşturucudan o kadar... körelmiştir ki normal bir insan gibi duygularını paylaşamayacak hale gelmiştir.
Peut-être qu'il est en état de choc ou son cerveau est tellement endormi par les drogues qu'il ne peut plus agir comme un être humain.
Şok oldu.
Elle était étonnée.
Sana verdikleri şok... Epey acı veriyordu, değil mi?
Ces décharges... elles étaient plutôt douloureuses, n'est-ce pas?
Protokolümüze göre stresli denekler kullanmamız gerekiyor. Senin de stresli olduğun ortadaydı. Özellikle köpeğine şok verdiğimizde.
Notre... protocole nécessite qu'on utilise des sujets étant stressés, que vous étiez clairement, surtout lorsque nous avons électrocuter votre chien.
Bana şok tasması takmana ya da ufacık çocuğun önünde oyuncak zürafayla sevişmek için donumu indirtmene ne demeli?
Ou alors, quand tu m'as mis un collier électrique? Ou alors la soirée où j'ai baissé mon froc pour avoir une relation sexuelle avec une peluche de girafe en face d'un gamin?
Ollie, Gelecekleri hal gerçekten şok edici.
Ollie, c'est choquant ce qu'ils sont devenus.
Ama şok terapisi yardımcı olur o konuda.
La thérapie de choc aide de ce côté.
Şok dalgaları bölgede ve dünyada devam etmekteyken yönetimimiz bu korkunç eylemin cevapsız kalmasına izin vermemeye karar verdi.
Alors que l'onde de choc traverse la région et le monde, notre administration a décidé que cet acte épouvantable ne peut rester sans réponse.
Marcella öldüğünden beri zavallı köpek şok üstüne şok yaşadı.
Depuis la mort de Marcella, ce pauvre chien a subi choc après choc.
- yetersiz substrat'a karşı şok tepkisi.
- pour la respiration cellulaire.
- Evet. Şok edici mi oldu?
C'est si choquant?
Böyle bir şeyin olması insanı şok ediyor.
Je veux dire, c'est si choquant Que quelque chose comme ça puisse arriver.
Önce büyük bir şok yaşadı.
Ça a été un grand choc pour elle au début, mais elle est...
Biz buna şok geçirmek diyoruz.
On appelle ça... un choc.
- Şok geçiriyorlar.
- Ok, calme-toi. - Ils sont en état de choc.
Şok, bizi korumaktan sorumludur.
Le choc nous a protégés...
Sanırım şok olmuştum.
J'étais sous le choc.
Artçı şok geçirdiğini düşündüm.
J'ai cru que tu avais eu un contrecoup.
Bombalamadan sonra artçı şok olduğunu düşünüyorlar.
Sûrement le contrecoup de la bombe.
- Şok oldum. - Yani sen ve Donnie kilise takviminden çıkarıldınız ve artık iptaliniz Sibirya'ya giden bir posta treninde diyebiliriz.
Oui, donc cela va sans dire que vous et Donnie n'êtes plus dans le calendrier de l'église, et votre annulation est... dans un train très lent en direction de la Sibérie.
Dr. Jennings'in ölüm haberi bizi şok etti.
La nouvelle concernant le Dr Jennings a été un tel choc.
Bakalım nasıl bir şok daha geliyor.
Quelle choquante tournure des événements.
Neleri yapabildikleri şok edici.
Ce qu'ils peuvent faire est choquant.
Ağır bir şok geçirmişsiniz.
Vous avez subi un choc terrible.
Bir şok o koku göz önüne alındığında değil!
Vu l'odeur, ça choquera pas!
Septik şok.
Choc septique.
Şok edici türden.
Plutôt atroce.
Onlar benim zamanımı harcamak istiyor, buraya elinde mahkeme celbi ve şok tabancası olan birini gönderebilirler.
Bien, s'ils veulent me faire perdre mon temps, ils peuvent m'envoyer quelqu'un ici avec une assignation à comparaître et un taser.
sokak 96
sokakta 53
sokaklarda 17
şok oldum 31
sokağa çıkma yasağı 17
sokrates 16
şok edici 22
şokta 25
sökül paraları 17
sokakta 53
sokaklarda 17
şok oldum 31
sokağa çıkma yasağı 17
sokrates 16
şok edici 22
şokta 25
sökül paraları 17