Standart traduction Français
2,616 traduction parallèle
Belki de standart protokol böyledir.
Peut-être le protocole standard.
Standart testlerdeki sorunları ele alacak olursak, üniversitelere başvurularda ne gibi ilerlemeler olur?
Revenons-en aux examens standardisés. Peut-on les améliorer en vue des admissions à la fac?
Bugün standart bilgiler hakkında konuşarak epey zaman geçirdiğimizi düşünüyorum, ve bence sistemin işe yaramadığını kabullenmiş olduk.
On a longuement parlé des examens standardisés et on a reconnu les failles du système.
Zaman, mekan, standart ajan hareketi.
les endroits et les procédures standard.
Klasik orkestrayla Bach'tan Stravinsky'ye kadar her şeyi çalabiliyorsun. 300 yıllık müzikleri. Standart repertuar değil mi?
Prends un orchestre classique, n'importe quoi entre Bach et Stravinsky, ça fait 300 ans d'une musique qui appartient toujours au répertoire actuel.
Standart odanın geceliği iki ay.
2 mois pour une chambre standard.
Çifte standart.
Double standard.
Standart zehir testinden çıkmaz o.
Ça fait pas partie des tests standards.
Bir günü var! Standart!
Comme tout le monde.
Standart ve klişe olan seks şekli bir erkeğin bir kadına önden girmesi üzerinedir.
Dans la relation sexuelle standard et banale, l'homme approche la femme par le devant.
Bunu standart wad cutter mermilerle değil 10 gramlık ucu delik mermilerle dolduracaksınız.
Utilisez des balles à tête creuse plutôt qu'à tête plate.
İkincisi ; buna çifte standart denir.
Et secundo, c'est deux poids, deux mesures.
Bu standart bir operasyon protokolüdür, Deniz Yarbay.
C'est la procédure normale, commandant.
Standart operasyon protokolünü yesinler senin!
La procédure normale. Pourquoi vous ne me mordez pas?
Standart meselesi, bana iyi yakışıyor.
L'arme qu'on nous donne me va très bien.
Bu bütün izinsiz firlatmalar için standart protokol.
C'est le protocole standard pour tout lancement non-autorisé.
Oh, "Bu bütün izinsiz firlatmalar için standart protokol."
Oh, "c'est le protocole standard pour tout lancement non-autorisé."
Bunun dışında standart ölüm maçı.
Sinon c'est un match à mort standard.
Aslına bakarsan standart prosedür.
- Mon client sera ravi. - C'est standard, en fait.
- Evet, standart yani.
Économique.
Yüksek standart benim için.
Des ambitions pour moi.
Ve California halkı adına çektiğiniz acıyı da dikkate alarak standart tazminatı üç kat arttırmak istiyorum.
Et au nom du peuple de Californie, j'aimerais multiplier cette compensation forfaitaire par trois pour prendre en compte votre douleur et vos souffrances.
- Paul? - Evans, bu standart operasyon usulü ve bunu biliyorsun.
- Evans, c'est la procédure standard et tu le sais.
İnsanlar çifte standart olduğunu söylediğinde içerliyorum.
Pas du tout d'accord qu'on parle de deux poids, deux mesures.
İşte bu, çifte standart.
Et ça, c'est deux poids, deux mesures.
Down Jones ve Standart and Poor borsaları açılış rekorları kırıyorlar,
Le Dow Jones et le SP 500 battent des records.
Görünüşe bakılırsa, ürün iteklemek başarı elde etmenin yeni standartı olmuş.
Promouvoir un produit sert donc à évaluer son succès?
Marihuana bulundurma davalarında standart başlangıçtır.
C'est une procédure standard pour commencer une défense dans un cas de possession de marijuana.
Kendimize de bu standartı koyduk.
Nous nous imposons le même standard.
Onların standart GPS'i olur.
Il y a un GPS de série.
Bu nedenle, basitçe sistemin bileşenlerini bu günkü teknolojik yenilenme eğilimine bakarak önceden parça parça, standart ve evrensel olarak değişebilecek ve kolaylıkla yenilenebilir bir şekilde tasarlarız.
Concevons simplement des composants pouvant être mis à jour facilement, élément par élément, standardisés et interchangeables universellement, selon la tendance de l'évolution technologique du moment.
Pekâlâ, yeminleri okuyacak mısınız yoksa standart bir tören mi istiyorsunuz?
Vous allez lire des vœux ou vous voulez une cérémonie standard? Zut.
- Standart diyorum.
- Cérémonie standard?
- Evet, güya çağdaşlaşmış bu çağda bile çifte standart var.
Même à notre époque, les préjugés demeurent.
Baban standart şeyleri okuyor
Le testament de votre père est tout à fait standard.
Sorgulama sırasında standart polis prosedürünü kullanmanı bekliyorum, tamam mı?
Je m'attends à ce que vous utilisiez la procédure standard OK?
Standart yoğunluk.
Densité standard.
Kız, kendi standart güzellik anlayışına uymuyor da olabilir. Şekil bozukluğu önemli değil.
Pas forcément.
- Standart güvenlik prosedürü.
- Protocole standard de sécurité.
Standart prosedür.
Juste la procédure habituelle.
Bizim istediğimiz sizin en standart, en temel aile planınız artı uydu konum belirleyici.
On veut votre contrat famille le plus standard, avec traçage.
Standart beden zaten.
C'est en taille unique.
Standart protokol olarak teşkilat seni davadan çekti.
Selon le protocole, l'agence vous a retiré l'affaire.
Özgürlüğün standart tanımı.
C'est le sens de la liberté.
Hayır, seni mankafa, bunlar standart, ordu malı.
Non, idiot, ce sont des fixe-chaussettes distribués par l'armée.
Eğer bu normal bir istek olsaydı standart prosedürü izlerdin, Saul.
S'il s'agissait d'une demande normale, tu suivrais la procédure normale.
- Bu düşük bir standart.
- C'est une barre basse.
Suçlu bir pisliğin standart davranışlarına bir örnek.
Typique du salaud délinquant.
Zor olduğunu biliyorum ama bu standart prosedür.
Je sais combien il doit être pénible d'évoquer votre fils.
Şimdi sana birkaç standart soru soracağım.
Parfait.
Bu standart depo malı değil. 1890'da öyleydi.
- Ça l'était en 1890.