English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ S ] / Stephen

Stephen traduction Français

3,038 traduction parallèle
St. Stephen's hastanesine gidip iki gece önce tecavüze uğradığını söylemiş.
Stephen's et a déclaré avoir été violée il ya deux nuits.
Connor'u uyku araştırması için hastaneye gönderiyor.
Il transfère Connor à St. Stephen pour une étude du sommeil.
Ama Stephen Morton da bir kaçıktı değil mi?
Stephen Morton était juste un cinglé, n'est-ce pas?
Stephen'ın kaçtığını söylemiştin.
Vous pensiez que Stephen s'était enfui.
Stephen Morton size iyilik yaptı.
Stephen Morton vous a fait une faveur.
Stephen'ın yaptığı şey asla unutulmayacak.
Ce qu'a fait Stephen ne va pas disparaître.
Ama kabadayılık yapan Stephen değildi.
Mais c'est pas Stephen qu'on martyrisait.
Beni merkeze ve Sheung Wan'a götürürdü, Aziz Stephen Üniversitesinden sınıf arkadaşlarının..
Il m'emmenait au centre il me montrait les magasins appartenant à ses camarades de classe du collège Saint Stephen.
Stephen.
Stephen.
Seninle de Stephen.
Bien, Stephen.
Neler oluyor?
Qu'est ce qu'il se passe? Bonjour, Stephen.
- Stephen...
Stephen...
Önemli değil Stephen.
C'est bon, Stephen.
Alayda kimse Stephen Morton diye birini hatırlamıyor.
Aucun Stephen Morton n'a jamais servi dans ce régiment.
Ama biri topçu birliğindeki bir Stephen Morton'u hatırladı.
Un Stephen Morton a servi dans l'artillerie royale.
Ben Stephen.
C'est Stephen.
Stephen Riggs ile.
Stephen Riggs.
İyiyim Stephan, teşekkürler.
Ouais, bien, Stephen, merci.
Stephen... Bu işi hızlandırmak için ne yapabilirim?
Stephen, que puis-je faire pour... pour accélérer tout ça?
Çok isterim Stephan.
J'adorerais ça, Stephen.
Morton, Stephen Morton.
Morton, Stephen Morton.
Stephen Morton mu?
Stephen Morton?
- Bize yardım et Stephen.
- Aidez-nous, Stephen
- Bir şey yok Stephen. - Bırak onu Claire.
C'est bon, Stephen.
Biliyorum Stephen.
Je sais, Stephen.
Bir de örtü gibi bir şey serer misin Steve?
et peux-tu mettre des housses de protection, Stephen?
Bugün erken saatlerde Southcliffe'de saldırgan Stephen Morton tarafından 15 kişi öldürüldü, 20 kişi yaralandı.
15 personnes ont été tuées et 20 blessées par le tireur Stephen Morton qui a ouvert le feu à Southcliffe ce matin.
Ben Stephen.
Stephen.
Stephen Morton. Bugün on kişiden fazla insanın ölümüne ve daha fazlasının da yaralanmasına neden olan bu adam şu an bataklıkta.
Stephen Morton, qui est aujourd'hui responsable de 10 morts, et de nombreux autres blessés.
Tam bir Stephen Hawking gibi.
Un vrai Stephen Hawking.
Sanki bir Stephen King öyküsü içindeyiz.
On dirait une histoire de Stephen King ici.
Bilinen ilk hastanın adı verildi, Stephen Christmas.
Elle a été nommée d'après le premier cas connu, Stephen Christmas.
- Bu Stephen Dorff tarafından bulunan boş sigara.
- C'est un espace pour cigarette, inventé par Stephen Dorff
Karl'ı Stephen Doppler'ın oteline göndereceğim.
J'aurais Karl à l'hôtel de Stephen Doppler.
Ne yani, Stepken Hawking mi yaptı?
Et alors quoi? Stephen Hawking l'a fait?
Hardy Boys, Stephen King, ne olursa.
Hardy Boyz, Stephen King et j'en passe.
Hiç önemli değil. Stephen sadece yakışıklı değil. Columbia Presbyterian'da kalp doktoru.
Et tu sais que Stephen n'est pas seulement séduisant, mais il est le meilleur spécialiste du coeur du Columbia Presbyterian.
Stephen King yine seni Texas Hold'em'da yeniyor mu?
Stephen King te bat encore au poker?
Kendimi iyi hissetmiyorum.
Je suis Stephen Narcisse.
Stephen Hawking'di.
Stephen Hawking.
Stephen Hawking'in Dalek olmadığını herkes bilir.
Stephen Hawking est plus connu que Dalek, Dougie.
Bilmiyordum. Stephen senden çok bahsetmişti.
- Stephen m'a tant parlé de vous.
Ben Dedektif Stephen Holder.
Vous êtes sur la messagerie du Détective Stephen Holder.
Ben Dedektif Stephen Holder.
Vous avez rejoins Détective Stephen Holder.
Stevie, Stephen mıymış?
Stevie est Stephen?
- Benim Stephen'ım.
Mon Stephen?
Dedektif Stephen Holder.
Inspecteur Stephen Holder.
Stephen!
Stephen!
Stephen King'in kitaplarındaki yer gibi.
Tu sais comme dans les livres de Stephen King?
Yıl 1981,'82... Öyle bir şeyler... Ve Stephen Sondheim bana baktı..... ve dedi ki ; "Sende var bir şeyler."
C'est 1981,'82 quelque chose comme ça et Stephen Soundheim me regarde... et dit "tu l'as"
Stephen...
- Stephen...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]