Sully traduction Français
830 traduction parallèle
- Batırmadın Sully, haklısın. Hoşçakal Sarong, ya da Samanlıkta Şamata... gibi filmlerle hiç batmadık.
C'est vrai, pas avec Saris à Paris, Couchés dans le foin,
- Bu yüzden utanman gerekmez Sully.
N'aie pas honte.
- Yumuşak bir şekilde Sully.
Et tant mieux.
Bunu kabul edecek kadar asilsin Sully.
Tu as l'élégance de l'admettre.
- Tartışmaya gelmedik, Sully. - Biliyorum.
Personne ne discute.
Bütün gün bekleyebiliriz Sully, ama anlamalısın... biz de kararımızı verdik ve kesin.
On attendra, Sully. Mais notre décision est prise, aussi.
- Sullivan buna çok kızacak, eğer...
Sully n'aimerait pas ça.
'in gelmiş geçmiş en iyi trajedi filmi olacağını söylemek istiyorum.
"Sully, Frère, où es-tu?" sera une grande tragédie.
- Kötü bir şaka? - Hayır.
Tu plaisantes, Sully?
Niçin'Nerdesin Be Birader? 'i çekmek istemiyorsun, Sully?
Pourquoi refuses-tu?
Önce davrandın, Sully.
J'étais déjà réveillé.
Çek şu ışığı gözlerimden, Sully.
Enlève cette lampe de mes yeux, Sully.
Leonard Jackson, Sully Boyar ve profesör lrwin Corey.
Sully Boyar et Professor Irwin Corey.
Sully! Seni İlçe Amiri, Ed Phillips'le tanıştırayım. Bugün Bayan Wyler'in misafiri.
Sully, je voudrais te présenter le conseiller municipal Ed Phillips, c'est l'invité de Mme Wyler aujourd'hui.
Sully!
- Sully!
Hank Sully, Haydutlar'dan.
Hank Sully des Outlaws,
Geri çekil, Sully!
Recule!
Geri çekil, Sully. Çekil, lütfen!
Lâchez-le, reculez!
Sully gitmiş.
Sully est parti.
Tanrım, şu savunmaya bakar mısın? Sully olmayınca, bütün takım çöküyor.
Regarde-moi cette défense, l'équipe se désintègre sans Sully.
Sully'i özlediğimizi söyleyebilirim.
Sully manque, c'est sûr.
Sen, Sully için birşey yapamazdın. Dönmek zorundaydım. Ya Jake'e, ya anneme.
Tu n'as pas assuré avec Sully, je devais revenir, c'était Jake ou ma mère, je ne pouvais pas retourner vers elle.
Terry, Sully'i biliyor.
- Il sait pour Sully.
Evet. Sully'le de.
Avec Sully aussi.
Sully, sakatlıkların oyunları nasıl etkileyeceğini bildirirdi. Kirsch, hangi oyuncuların düzelemeyeceğini söylerdi. Çok iyi ayarlamıştım.
Sully m'informait sur les blessures et Kirsch me tenait au courant des contrats des joueurs, tout baignait.
Gördün ya, Kirsch ve Sully arkamdan dümen çevirdiler.
Kirsch et Sully ont arrangé un match dans mon dos.
- Arkadaşın Sully.
- Ton pote, Sully,
Orospu çocuğu Kirsch, Sully'i dolandırmış. O da geldi, ortada para olabilir diye bana anlattı.
Kirsch l'avait enculé sur sa part, il a cru pouvoir se faire du blé en me le disant.
Zavallı Sully.
Pauvre con de Sully!
Ya Sully?
Et Sully?
O harika. O... - Ağır ol Sully.
Le premier acteur du parlant qui ne parle pas en soprano!
- Bunu ben de görüyorum.
Eh là, Sully...
Sully uçağa bindiğinden emin olmak için burada.
Sully s'assurera que tu montes dans l'avion.
Komik bir adamsın, Sully.
T'es un p tit marrant, Sully.
Gracias, Sully.
Gracoas, Sully.
- O nerede Sully?
- Où est-elle, Sully?
Sully sana hatırlatmam gerekiyor. Bu benim güçsüz kolum.
Je te rappelle, Sully, que c'est mon bras le plus faible.
- Sully'ye ne yaptın?
- Qu'avez-vous fait de Sully?
Unutma, Sully'yle iyi vakit geçirdiniz.
Vous avez pris du bon temps avec Sully, OK? Ouvrez la porte.
- Sully nerede?
- Où est Sully? - Sous la douche.
Hey, Sully!
Hé, Sully!
- Ne lazım Sully? - Polis işi.
De sens policier.
- Git buradan!
- Ciao, Sully.
- Güle güle Sully.
- Ça, c'est normal.
Sully orada bekliyor.
Sully t'attend.
Sullivan, bunu yapma, çık oradan.
Sully, dégage!
- Yarası ağır. - Nerede?
Sully est touché!
Sullivan nerede?
Où il est, Sully?
Ben Mulligan.
Allô Ridzik, ici Sully du central.
- Sully vuruldu Komiserim. - Tanrım. Neredeler?
Mais où ils sont?
Ahh Sully, hemen kızma.
Sois pas amer.