Suriye traduction Français
587 traduction parallèle
- Keskin Suriye kılıçları.
Épées tranchantes sarrasines...
Suriye'yi kendimiz yönetmek istiyoruz.
Nous voulons la Syrie pour nous.
Fransa Suriye'de bir düşman olarak bulunmuyor.
La France n'est pas en Syrie comme l'ennemi.
Bilerek ve isteyerek Suriye karargahına girdi.
Il est allé délibérément aux QG des Syriens.
Himalaya, Rus, Suriye ve kutup ayıları.
Des ours d'Himalaya, de Russie, de Syrie et du pôle nord.
Suriye'den bir ana ve çocuğu.
Une paire qui touchera tout acheteur.
En sevdiğiniz yıllanmış Suriye şarabı.
Le vin syrien le plus fin, du millésime que tu préfères.
Suriye, Lübnan, Yunanistan, Sicilya üzerinden Roma'ya gideceğiz.
Nous irons en Syrie, au Liban, puis en Grèce, en Sicile puis à Rome.
Suriye'li bir tüccarı konuk edeceğim.
Un marchand syrien à divertir.
Suriye'li tüccar dün gece benimle yemek yedi, bana verdiği yakut, Kraliçe'ye aitti.
Le marchand syrien de ce soir m'apporte le rubis d'une reine.
Firavun'un, Hititlerin ülkesinde ve Suriye'deki zaferlerini küçümsemiş.
Il a minimisé les victoires contre les Syriens et les Hittites.
Kuzey Afrika, Suriye, Lübnan, Filistin.
Afrique du Nord, Syrie, Liban et Palestine.
- Perjileana, Suriye 2. konsülü.
Virgilianus, proconsul de Syrie.
Perjileana, Suriye 2. konsülü.
Virgilianus, proconsul de Syrie?
Suriye ve Mısır'da da değil üstelik, Ermenistan, Kapadokya ve Arabistan'da da kıtlık var! Roma İmparatorluğu'nun tüm Doğu yarısında,
Non seulement en Syrie et en Egypte, mais aussi en Arménie, en Cappadoce et en Arabie.
Vilayetlerinize diyeceksiniz ki... Mısır'a, Suriye'ye, imparatorluğun tüm Doğu yarısına diyeceksiniz ki... emirlerime karşı en ufak bir direnişle karşı karşıya kalırsam, onları imha ederim.
Vous ferez dire dans vos provinces... l'Egypte, la Syrie, toute la moitié orientale de l'Empire, qu'à la moindre résistance à mes ordres,
Suriye? Ve bize tahılımızı gönderen Mısır?
Que dire de la Syrie et de l'Egypte, d'ou proviennent nos grains?
Arabistan, Yahudi ülkesi, Kapadokya, - Suriye, Mısır...
L'Arabie, la Judée, la Cappadoce, la Syrie, l'Egypte.
- Suriye ve Mısır mı?
La Syrie et l'Egypte?
Kapadokya, Suriye ve Mısır'da isyan eden her şehirden, beş bin kişi alınacak ve çarmıha gerilecek.
de chaque ville rebelle de Cappadoce, de Syrie et d'Egypte, on crucifiera 5000 personnes.
Ama tersine, deniz yoluyla Suriye limanlarından...
Mais c'est par voie de mer que les marchands syriens... l'ont amené à Toulon et à Malaga
Bana Suriye'den elma Amman'dan şeftali, Halep'ten yasemin Mısır'dan limon kuru üzüm, mersin, papatya nar, beyaz güller minik tatlılar, hindistan cevizli halka kurabiyeler, şekerler kısa pastalar, puf pastalar şeker ve tütsü kehribar, misk ve bal mumu al.
Donne-moi des pommes de Syrie, des coings ottomans, des pêches d'Amman, du jasmin d'Alep, des cornichons du Nil, des citrons d'Egypte, du cèdre, du myrte, du réséda, de la camomille, des grenades, des roses mouchetées et des gâteaux, des beignets fourrés, du nougat glacé, des confiseries, des gâteaux secs, de la pâte feuilletée, de l'encens mâle, de l'ambre, du musc et des cires alexandrines.
Marsus Vibius, benim Suriye Vali'm... #... eski dostum Herod Agrippa'nın Kudüs'te tahkimat yaptığı konusunda... #... çok şaşırtıcı ve tedirgin edici bir mektup yazmıştı.
Marsus Vibius, mon gouverneur de la Syrie, m'avait écrit une lettre alarmante disant que mon vieil ami, Hérode Agrippa, fortifiait Jérusalem.
Gaius Suriye'deyken, onu ben zehirledim.
J'ai fait empoisonner Gaius lorsqu'il était en Syrie.
Tiberius komutayı alması için onu Suriye'ye yollamıştı ve sonra...
Tibère l'a envoyé prendre le commandement en Syrie. Et ensuite...
Öyleyse neden Suriye Valisi olarak Piso'yu atadı?
Alors pourquoi a-t-il nommé Piso gouverneur de Syrie?
Mısır'dan Suriye'ye dönerken, Germanicus hastalandı Plancina'nın mutfak personelimize para yedirdiğinden ve...
A mon retour d'Egypte en Syrie, Germanicus est tombé malade. J'ai soupçonné Plancina de s'être introduite en cuisine
Suriye, Romalı bir çocuğun büyütüleceği yer değil.
La Syrie n'est guère indiquée pour élever un jeune Romain.
Ben ayrıldığımda Suriye'de kuraklık vardı, belki de benim yüzümdendir!
Ou que j'ai déclenché la sécheresse qui frappe la Syrie?
Köpek yavrusu gibi peşlerinden gideyim diye Suriye Valisi yapılmadım ben. İmparatorum için tetikte durmak için oradaydım, bunu biliyorlardı.
Je n'avais pas été nommé gouverneur de Syrie pour suivre le mouvement comme un toutou, mais pour être le chien de garde de l'empereur et ils le savaient.
Neden Suriye'ye döndünüz? Neden Roma'ya gitmediniz?
Pourquoi être retourné en Syrie et pas à Rome?
Çünkü hala Suriye Valisi'ydim.
J'étais toujours gouverneur.
Suriye Valisi Surtius idi.
Surtius avait été nommé gouverneur.
Kardeşiniz Suriye'ye gitmeden önce onun için kehanette bulunmuştum. Çok hayırlı şeylerdi.
J'avais pris les auspices pour ton frère Gaius avant qu'il n'aille en Syrie, elles étaient très favorables.
Rhine ırmağı kıyılarındaki bir kulübede doğmamışız ya da Suriye'de pis bir çadırda. Roma'nın anlamını düşündün mü hiç?
Nous aurions pu naître dans une hutte en torchis au bord du Rhin, ou sous une petite tente sordide en Syrie.
Hiçbir şey sipariş edemediğin şu Suriye restoranını hatırlıyor musun?
Et tu te rappelles le restaurant syrien où on ne commandait pas?
Ama şef Suriye'li değildi, değil mi?
II était syrien?
Suriye ye bir damla esans satmak için, Medine'den O'nun önünden sürünerek geçmek
Dés que tu commerceras avec la Syrie, tu devras ramper prés de cet homme à Médine.
Suriye İmparatorluğu gibi, inip kalkıyor.
Toujours en train de baiser!
Patronların bunları Suriye'den ödünç alınan bir MiG'den almış.
Ça vient d'un Mig-25 emprunté en Syrie.
- İşte Suriye sınırı. Dikenli tellerle, mayınlarla donanmış Suriye sınırı.
Voilà la frontière syrienne avec ses barbelés, bourrée de mines.
İşte Suriye toprakları. 10 adım ötende. Ama gidemiyorsun.
La terre syrienne est à dix pas et je ne peux pas y aller.
O sizi Suriye'ye geçirip Ayetullah'ın yanına götürecek.
Ils vous conduira à l'Ayatollah par la Syrie.
Suriye'de, Birleşmis Milletler Gücü'nde.
En Syrie avec les Casques bleus.
Topçu ateşi Suriye mevzilerini hedefliyor...
Totoff, t'es trop près, mon chéri. T'abîmes tes yeux.
Kaddafi dahil bütün alıcı devletlere silah taşıyan Suriye bandıralı bir şilep.
Un pavillon syrien, transportant des armes du Moyen-Orient pour des états méditerranéens, et pour Kadhafi.
- Suriye'yle mi?
- Avec la Syrie?
Ne yazık ki, eski İran şimdi İran, lrak ve Suriye çöllerinin 6 metre altında.
Malheureusement, la Perse gît sous l'Iran, l'Irak et la Syrie.
Hititler Suriye'yi işgal etti.
Es-tu au courant? Les Hittites ont envahi la Syrie.
Hiçbir şey yapmazsa, nasıl deneyim kazanacak? Kardeşi, 19 yaşındayken Suriye Valisi'ydi.
Comment apprendra-t-il s'il ne fait jamais rien?
Bak Suriye kervanı.
Une caravane syrienne.