English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ S ] / Suçsuz

Suçsuz traduction Français

1,205 traduction parallèle
- Suçsuz? Kafayı mı yedin?
- Innocent?
Pekala, bu seferlik suçsuz kabul edileceksiniz. Ama bundan sonra tuvalete gideceğiniz zaman yalnız gidin.
Je vous accorde le bénéfice du doute, mais allez aux toilettes, seuls!
Çünkü milyonlarca suçsuz insa...
Parce que la vie de millions d'innocents...
Polonyalı'sın ve bu yüzden devlet düşmanı olduğunu... ve hep öyle kalacağını unutuyorsun. Suçsuz olsan bile!
Tu oublies que tu es polonaise, donc une ennemie du Reich... et que tu le seras toujours... même coupable d'aucun crime.
Suçsuz olduğunu söyleyip, jürili yargılama isteyeceğiz.
On plaide non coupable, et on exige un jury.
- Suçsuz.
- Non coupable.
Mahkemeye git, yasal olanı unut ve doğru olanı yap. Suçsuz olsaydı yemin edecek miydin?
Vous jureriez qu'il n'est pas coupable?
Sanık suçsuz.
L'accusé est déclaré non coupable.
3 gün içinde yalnızca hiç suçsuz zavallı bir papazı bayıltmayı ve..... imzasız pislikler almayı başardık.
Depuis trois jours, on a réussi seulement à assommer un pauvre curé qui n'y était pour rien et à recevoir des saletés anonymes.
Ve böylece siz de ezilmiş halde bulunan bir şapka ve suçsuz bir yılbaşı kazı ile başbaşa kaldınız.
Et vous voilà avec les trophées de la victoire : ce chapeau cabossé et cette oie de Noël irréprochable.
- Kimse suçsuz değil.
- Personne n'est innocent.
Suçsuz.
Non coupable.
Bu, Jack Forrester'dı. Karısının ve hizmetçisinin vahşice öldürüldüğü cinayetlerden suçsuz bulundu.
C'était Jack Forrester, déclaré non coupable des meurtres sauvages de sa femme et de son employée.
- Hiç "Kanıtlanana Kadar Suçsuz" terimini duymadınız mı?
Je n'ai pas mangé de chat depuis que j'ai quitté Melmac.
- Hayır... -... bu Alf suçsuz demek.
Nous nous sommes trompés, nous l'avons accusé injustement?
O suçsuz, o seni aramadı ben aradım.
Non, non! Je vais voir ce que je peux faire.
Ortağım ve benden suçsuz yere 100'er dolar ceza kesildi.
- Ne fais pas ça. Mon partenaire et moi, on a eu une amende de 100 $ pour... quelque chose qui n'était pas de notre faute.
Adam suçsuz.
Non, c'est une erreur.
Soruşturma Komisyonu, 29 Temmuz kazasında onu suçsuz bulmuştur.
La Commission d'enquête juge qu'il n'est pas responsable de l'accident.
Bu yıl suçsuz yere üçüncü işten çıkarılışım.
C'est le troisième job dont je me fais jeter cette année.
- Sanığımı suçsuz bulursan...
Si vous déclarez mon client innocent en tous points...
Sanığı suçsuz buluyorum.
La Cour déclare l'accusé innocent.
Suçsuz olan bir serseriyi kurtarmak için.
A cause du pauvre bâtard qui n'a rien fait.
İdam edilen 25 kişinin... aslında suçsuz olduklarını?
Vingt-cinq ont été exécutés.
-... suçsuz bulduk.
... non coupable.
- Suçsuz muyum yani?
- Tu ne m'en veux pas?
Yani Okona'nın suçsuz olduğunu bile bile, onu takip etmeme izin verdin?
Tu m'as laissé le pourchasser alors que tu savais qu'il était innocent?
Sanık Alice Lynne Chamberlain'ı cinayetten suçlu mu, suçsuz mu buldunuz?
Mme Chamberlain est-elle coupable ou non du meurtre?
Öyle olmasa, işsiz kalmıştım, fakat suçsuz bir dünyada yaşamak için işimi yarın bırakabilirdim.
S'il ne l'était pas, je n'aurais pas de travail. Mais je renoncerais à tout ça pour vivre dans un monde propre.
Suçsuz olduğumu söylersem kim bana yardım edecek?
Y va en chier des briques. Qui lui dira que j'y suis pour rien?
O yalnızca suçsuz bir pencereydi ve ona yaptığımı gördünüz!
Ce n'était qu'une fenêtre, et vous avez vu ce que j'en ai fait.
Ayrıca sanıklar Cynthia Baldwin ve Theodore Carne'yi suçsuz bulduk.
Cynthia Baldwin et Théodore Carne sont jugés non coupables.
Sanıklar bütün suçlamalara karşı suçsuz bulunmuştur ve özgür yaşamlarına devam edebilirler.
Les prévenus ont été blanchis de toute accusation et sont en droit de reprendre une vie normale.
Dino Moretti, Franco suç ailesinin üyesi bugün hapishaneden serbest bırakıldı. Polis memuru Frank Castle ve ailesinin öldürülmesi ile ilgili tüm davalardan suçsuz bulundu.
Dino Moretti, lieutenant réputé de la famille Franco, est sorti de prison aujourd'hui acquitté de toutes les charges en rapport avec les meurtres de l'officier de police Frank Castle et de sa famille.
Sonunda suçsuz bulunmak nasıl bir duygu? Harika.
Comment vous sentez-vous maintenant que vous êtes acquitté?
Suçsuz bile olabilirdi.
Il pourrait même être innocent.
Davayı kazanmamızın en iyi yolu senin suçsuz olduğunu ilan etmemiz. Ve bu benim daha önce hiç kimse için yapmadığım bir şey.
Pour gagner, je dois affirmer votre innocence, et je n'ai jamais fait ça.
Sanık için ne söyleyeceksiniz? Suçlu mu, suçsuz mu?
Déclarez-vous l'accusé coupable ou non-coupable?
Biz jüri üyeleri, sanığı... suçsuz bulduk.
Les membres du jury déclarent l'accusé non-coupable.
Suçsuz
NON-COUPABLE
Lütfen! Size suçu kanıtlanana kadar suçsuz olduğunu hatırlatırım.
Cet homme restera innocent jusqu'à preuve du contraire.
- Suçsuz bir adamı kovalıyoruz.
- Vous persécutez un innocent.
Size koşulların kurbanı olduğunu, aslında saf ve suçsuz olduğunu mu söyledi?
Il s'est ouvert à vous, il est victime des circonstances? Non.
- evet, senin gibi suçsuz, ahlaklı birine kraliyetin ihtiyacı var!
Voilà exactement ce dont ce royaume a besoin!
Müvekkillerimiz suçsuz olduklarını ve emir aldıklarını söyleyebilir.
Nos clients peuvent plaider non coupable et dire que c'était un ordre.
Yasanızla birlikte suçsuz olduğunuzu iddia edin, müebbet alın.
Si vous et votre code plaidez non coupable, ce sera la perpète.
Sanığı akıl sağlığının yerinde olmaması gerekçesiyle... birinci derece cinayetten suçsuz bulduk.
L'accusé est jugé non coupable de meurtre au premier degré du fait de problèmes mentaux.
Suçlu mu suçsuz mu?
- Coupable ou non coupable?
O suçsuz.
Ceci aurait été suffisant.
Suçsuz mu?
Maman, il est innocent.
- Suçsuz.
Non coupable.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]