English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ S ] / Sözleşme

Sözleşme traduction Français

1,366 traduction parallèle
Filmimi Vivid'e yolladım... Onlar, Coop ve beni sözleşme yapmak için Los Angeles'a davet ettiler.
J'ai envoyé ma vidéo à Vivid et ils veulent nous faire venir à L.A., Coop et moi, pour signer un contrat.
Sözleşme değerlendirmede resmi tartışma bölümüne hepiniz hoş geldiniz.
Bienvenue à la section débat de la révision des statuts.
Söylemeyi gerçekten isterdim, ama beni bağlayan bir sözleşme var.
J'aimerais vous le dire, mais j'ai un accord avec l'Etat.
- "İnsafsız sözleşme?"
"Contrat irrecevable"?
O halde yeni sözleşme yaparız. İmparatora yaptığınız olağanüstü katkıyı göz önünde bulunduracak bir tane.
Et bien nous ferons un nouveau contrat un contrat qui mettra en valeur l'extraordinaire contribution que vous avez apportée à l'Empereur.
İşte yasal sözleşme "İki gün, iki öküz"
Voici la description légale : "Deux boeufs, deux jours."
Senelik sözleşme teklifi aldım.
On m'a proposé un contrat à l'année.
Sözleşme yapmayacağımı arayıp söyledim.
J'ai déjà appelé pour dire que je ne signerai pas le contrat à l'année.
Ne zaman sözleşme imzaladınız...
Alors, ça fait longtemps que vous avez signé
- Sözleşme bu mu?
- Ton contrato?
İşte sözleşme. İmzalı ve mühürlü.
Voici l'offre, signée, tamponnée, emballée.
- Çünkü sözleşme imzaladın.
- Parce que tu as signé... et la chaîne te tient.
seninle sözleşme yaptık.
Je compte que vous le respectiez.
Sözleşme önerdiler mi?
Tu seras titulaire?
New York Dolls'un ticari başarı yakalayamamasından sonra, sanki New York'un üzerine kara bulut çöktü ve New York'da kimse sözleşme imzalamıyordu ve daha çok insan CBGBs'e gelmeye başlamıştı, sanatçı bolluğu yaşanıyordu.
Aprês l'échec commercial des New York Dolls, plus personne ne voulait signer de groupes new-yorkais. Davantage de groupes ont commencé à jouer au CBGB's. Il y avait plein d'artistes.
Ve bu yasalar ve sözleşme ayrıca halkın yağmursuyunu biriktirmesini yasaklıyordu
Ces lois interdisaient aux gens de ramasser de l'eau de pluie.
Bu, IBM ile Üçüncü Reich arasındaki tipik bir sözleşme. 1942 yılında yapılmış. Hollanda yan şirketi ile değil
C'est un contrat type d'IBM avec le Troisième Reich qui a été établi en 1942, non pas avec la filiale hollandaise, ni avec la filiale allemande mais avec la société IBM de New York.
Önüme bir sözleşme koydular,... ve bu yüzden tekrar gitmek zorundayım.
Ils m'ont imposé le statut de contractuel et maintenant je dois partir de nouveau.
Betancourt, sözleşme geldiğini sanmış olmalı.
Il croyait que c'était un contrat.
Sözleşme hazırla.
- Oui, préparez le contrat.
- Benle bir sözleşme imzaladın.
- Tu as signé un contrat avec moi.
Hala ayakkabıları için bi sözleşme imzalamadı bu arada.
Il joue actuellement sans contact.
- Sözleşme yapmaya hazırız. - Ne zaman tamamlayabilirsiniz?
- Vous pouvez ouvrir le compte.
Bunu yapmak üzere sözleşme altındayız. Yeni teknolojiler elde etmek umuduyla riskler alırız.
On prend des risques dans l'espoir d'acquérir de nouvelles technologies.
Benim de elimde sözleşme taslakları hazırlama işi var.
J'ai des contrats à rédiger.
Benim gibi geçici bir işçi geç gelse, sözleşme ihlali yapmış olurdu.
Mon contrat m'interdit d'être en retard dans mon travail.
Herneyse, nefes kesen iyileşmeyi gerçekleştirmişsin artık. Sözleşme şartlarında anlaştık mı?
Maintenant que tu as refait surface, on est d'accord sur notre arrangement?
Cole, bizim aramızda resmi bir sözleşme hiç olmadı.
Cole, on n'a jamais eu d'entente formelle.
- Kötü bir sözleşme gibi bu.
Tu parles d'une affaire!
Alacaklılar peşimde. "Yahudiyle yaptığımız sözleşme bağlayıcı."
" mes créanciers deviennent cruels, ma situation est très précaire,
Sözleşme yaptık.
Je réclame mon billet.
Sözleşme koşullarını yerine getireceğime yemin ettim.
J'ai juré que mon billet serait acquitté.
- Yalvarıyorum beni dinle. Elimde sözleşme var. Konuşmak istemiyorum.
Je réclame mon billet, je ne veux pas vous entendre!
Elimde sözleşme var. O yüzden konuşman boşuna.
Je réclame mon billet, ainsi ne me parlez plus.
Dükün sözleşme şartlarını uygulamayacağından eminim!
Je suis sûr que le doge ne tiendra pas cet engagement pour valable.
- Sözleşme yaptığınızı kabul ediyor musunuz?
- Reconnaissez-vous le billet? Je le reconnais.
Eğer sözleşme hükümlerine karşı gelirseniz, devletin yüce adaleti, bundan böyle kendini yanlışlar selinden kurtaramaz.
Ce serait un précédent et, par cet exemple, bien des abus feraient irruption dans l'État.
Bu sözleşme bağlayıcı ve Yahudi karşı tarafın etinden bir kilo kesmeyi talep edebilir.
Eh bien, l'échéance est passée. Et légalement, avec ceci, le Juif peut réclamer une livre de chair, coupée par lui, tout près du cœur du marchand.
Ancak sözleşme koşulları yerine getirildiğinde.
Quand il sera payé conformément à sa teneur!
Yasaların başlıca hedef ve amacı gerekli cezanın verilmesidir. Böylece sözleşme şartları yerine getirilecek.
Car l'esprit de la loi agrée tout à fait la pénalité stipulée clairement dans ce billet.
Sözleşme böyle demiyor mu saygıdeğer yargıç?
Le billet le dit, n'est-ce pas, noble juge?
Sözleşme sana kan akıtma hakkı vermiyor.
Ce billet-ci ne t'accorde pas une goutte de sang.
Otel sahibiyle sözleşme imzaladık bile.
On a déjà fait le contrat avec le propriétaire de l'hôtel.
Merkezi TV ile bir sözleşme yaptık.
Nous avons signé un contrat avec la Télévision Centrale.
Hazine Sandığı'yla sözleşme sürem neredeyse bitmek üzere,... ve birçok insan ne yapmayı düşündüğümü sorup duruyor.
Mon contrat se termine et on veut connaître mes projets.
Az önce 5 yıllık bir sözleşme imzaladım, bu da demek oluyor ki, beni burada istedikleri sürece, yaptığım şeyi yapmaya devam edeceğim.
J'ai signé un contrat de 5 ans. Donc, je continuerai à faire comme avant et aussi longtemps qu'on voudra de moi!
Detaylı bir sözleşme ve standartların altındaysa yeni kalorifer istiyorum.
Je veux une expertise et qu'on remplace le fourneau s'il ne marche pas.
Bir sözleşme yaparız.
On va dresser un contrat.
Elimde sözleşme var.
Je ne veux que mon billet.
Ama Bay Luthor babanız ordu ile bir sözleşme yaptı.
Mais, Mr. Luthor,
Sözleşme
Contrat

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]