English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ S ] / Sünger

Sünger traduction Français

700 traduction parallèle
Sünger gibi içiyor.
Elle a bu comme un trou.
Eğer sen de istersen geçmişe sünger çekmeye ve yarından itibaren yeni bir sayfa açmaya hazırım.
Eh bien, je suis prêt à passer l'éponge si tu l'es... et à recommencer à neuf demain.
Sünger.
Eponge.
Şampanyayı sünger gibi emiyorsun ama ertesi sabah her nasılsa zımba gibisin.
Peu importe combien de champagne tu bois... tu es toujours en forme le lendemain matin.
Çiğnediği o sünger korkunç bir şey olmalı.
Il va bien mâcher cette éponge.
Artık onun ne olduğunu biliyorum : bir sünger.
Pour l'imbiber, tu ferais n'importe quoi d'impitoyable, d'égoiiste, de malhonnete.
O kadar mısır likörünü sünger gibi çektikten sonra.
À cause de tout ce qu'il avait picolé.
Sen geçmişe bir sünger çekmek istiyor musun, onu söyle?
Si tu te décides à le quitter. Dis-moi.
Sen de yaşadıklarının üstüne sünger çekmeye karar verdin.
Tu voulais oublier...
İyi kız, ama sünger gibi içiyor.
Elle est gentille, mais elle boit comme un Polonais.
Belki geçmişe sünger çekebiliriz.
On en reparlera. On pourra peut-être passer la main.
Bir kız gördü... ve kız onu bir süzdü. Kalbi sünger gibi oluverdi.
Il a vu cette fille, elle lui a fait de l'œil et il a fondu.
Moleküller birbirine dünya çeliğine göre kat kat daha yoğun bağlanmış. Yine de enerjiyi sünger gibi çekiyor.
Les molecules sont dix fois plus denses... que dans notre acier... et il absorbe l'energie comme une eponge!
Plastik bir sünger gibi.
cela ressemble à une éponge en plastique.
Bana sünger ver ve biraz su getir.
Passe-moi l'éponge et amène de l'eau.
Bana bir sünger ver.
Passe-moi l'éponge.
Sünger taşını pudra gibi ezip yerim hergün.
Je m'entraîne tous les jours. Je mange des patates, et de la pierre ponce râpée.
Hala sünger taşı mı yiyorsunuz?
Vous prenez toujours de la pierre ponce râpée?
Fareler sünger taşını kemirir mi?
Dis... les souris mangent-elles la pierre ponce?
Bundan sonra sünger taşı yemeyelim.
On arrête la pierre ponce, hein?
Yanlışlıkla sünger taşı yedim.
J'ai avalé de la pierre ponce...
Fil daha büyük, at daha hızlı ve daha güçlü, kelebek çok daha güzel, sivri sinek çok daha doğurgan. Basit bir sünger bile daha dayanıklı.
L'éléphant est plus grand, le cheval plus rapide et plus fort, le papillon beaucoup plus beau, le moustique plus prolifique, même la simple éponge a une plus grande durée de vie.
Yoksa sünger düşünür mü?
Une éponge pense-t-elle?
Ben insanım, sünger değilim.
Je suis un homme, pas une éponge.
Peki, sizce bir sünger düşünür mü?
Croyez-vous qu'une éponge pense?
Sizce bir insanın bir sünger kadar ayrıcalığı olmalı mı?
Pensez-vous qu'un homme doit avoir le même privilège qu'une éponge?
- Herkes sünger gibi içiyor Patron.
- On a déjà servi 40 litres, patron.
Devam et sünger, iyice ıslan.
C'est ça, l'Eponge... trempe bien!
Gonji artık Sünger off nefret ediyorum.
Je ne veux plus vivre aux crochets de Gonji.
Tüm yaşananların üzerine sünger çekmek istiyorum.
Je veux laisser tout ça derrière moi.
Zihinlerimiz bir sünger kadar boş, düşünceye ihtiyacı var.
Notre esprit était comme une éponge. Il avait besoin d'absorber des pensées.
Sünger gibi ama hiç göstermez.
Comme une éponge, mais il ne le montre jamais.
Siz çingeneler sünger gibi içiyorsunuz.
Oui, bien sûr.
- Sünger de her yere uyar.
- Une éponge aussi.
Onlara, kesin bir dille buraya gelmeleri ve geçmişe sünger çekip yeni bir hayata başlamaları talimatını vereceğim.
Mes instructions consisteront à leur dire... clairement de se rendre... de repartir du bon pied et de... commencer une nouvelle vie.
Yunan sünger avcılarının kurduğu bir kasaba var orada.
- Il y a une ville de pêcheurs d'éponges grecs là-bas.
Onlar tuz dolu, sonra da sünger gibi içmeye başlıyorsun.
Rien de tel pour grossir...
- Scorch, kıskaçlı sünger lazım.
- Scorch, encore des compresses.
Tanrı aşkına, büyük bir sünger lazım.
Il m'en faut beaucoup, nom d'un chien!
- Sünger.
- Compresse.
- Daha sünger verin.
- Plus de compresses.
Sünger avcısı olmak istiyorum.
Pour m'acheter une île au soleil...
6 : 30'da sünger için dalmak.
Pêcher des éponges.
Sünger nedir ki?
Des éponges?
Sünger.
Éponge.
Sadece birkaç sünger.
Juste des éponges.
Sen bana alkol ve sünger getir.
Les compresses et de l'alcool.
Sünger beyinli!
Ta cervelle trempe dans l'alcool!
- "Scusa pleasa." Hoşça kal. - Görüşürüz, sünger!
Tire-toi, tocard.
- Evet, sünger gibi.
- Comme un cake!
- Büyük sünger de.
- Des grandes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]