English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ S ] / Sınıfta

Sınıfta traduction Français

3,226 traduction parallèle
Ve tekrardan, 20 yıldan beri bu sınıfta ders veriyorum hatta bunun üzerine kitap bile yazdım.
Je ne fais ce cours que depuis 20 ans et écrire un livre à propos de ça!
Onu sınıfta bıraktım, çünkü "Miami Vice." dan bahsetmemişti.
Je l'ai mal noté parce qu'il n'a pas mentionné Miami Vice.
Bay Karp, 320 km 5 sınıfta kürek çekeceğim.
Mr. Karp, je vais ramer sur 3.700 km de rapide de catégorie 5 en kayak.
Birinci, ikinci sınıfta A almalar, son senesinde ise bir şeyler değişmiş.
1re et 2e années haut la main. L'année suivante, changement radical.
birinci sınıfta değil mi? - hayır.
Il n'est pas en première classe?
Birinci sınıfta tanıştığımızdan beri arkadaşız.
On est amies depuis le début de nos études.
Sınıfta konuşmanıza izin vermemin tek sebebi bir hayat kurtardığınızı söylemenizdi.
J'ai accepté que vous interveniez uniquement car vous avez sauvé une vie.
Kadın hayalet idiyse birazdan sınıfta ortaya çıkar. Şey, olabilir. Makbet'in hayaletine eşlik etmek için.
Si ça se trouve, ton fantôme va débarquer en plein cours pour tenir compagnie à celui de Macbeth.
John'la kolejde, son sınıfta tanışmıştık.
J'ai rencontré John en dernière année de fac.
Mercedes kullanabilir, New York'a birinci sınıfta uçabilir ve iyi bir otelde kalabilirdim.
Je pouvais conduire une Mercedes, prendre le Concorde, en première classe et je créchais dans des hôtels chics.
Bu sınıfta bana çok yardımın dokundu.
Tu m'as beaucoup aidée ici.
Ama eğer sınıfta bir kez bile kendini yalarsan, atılırsın!
Mais tu te léche une fois dans cette classe et tu sors!
Ve Cheryl de senin o sınıfta olduğunu bilmeli.
Et Cheryl devrait savoir que tu as participé à ce cours.
Sınıfta kalmasını istemiyoruz. Çok yakında sınavları var.
On ne veut pas qu'il perde une année, il a son bac qui arrive.
Ben ve Ben, birinci sınıfta tanışmıştık,... sonra da Mike ve Ethan hafta sonu için bizimle Chicago'ya gelmeye karar verdiler.
En première année, Ben et moi avons rencontré Mike et Ethan, et on a décidé qu'on irait à Chicago pour le weekend.
Üniversiteye hazırlık konusunda sürekli başarılı olmamızın anahtarı, sınıfta başlıyor ki bu da seçkin üniversitelerden dereceyle mezun vermemizi sağlıyor.
La clef de notre succès durable en tant qu'école préparatoire, qui a mené de nombreux diplômés à l'Ivy League, commence en salle de classe.
Buradaki de balo kraliçesi, ilk ve son sınıfta. Kısrak gibi kızmış.
Celle-ci a été reine de la promo en première et en terminale.
Bunu bilmenizi istedik ki biz Max'in geleceğinin çok parlak olduğunu bu sınıfta iyi olduğunu belirtmek istediğimiz için sizinle konuşmak istedik.
Que vous sachiez qu'on s'en charge et qu'on cherche des moyens de toujours stimuler Max en classe pour que ça ne devienne pas un problème.
Peki sınıfta tek arkadaşı olmayan çocuk bizim çocuğumuz olursa?
Et s'il est le seul sans amis?
Yedinci sınıfta fizik dersindeyken öğrendiğimiz şeylerden biridir.
C'est une des choses qu'on apprend en cours de sciences, au collège. S'adapter ou mourir.
Tula ya da Garth ile aynı sınıfta olmazsın.
Tu ne serais plus dans la classe de Tula, ni de Garth.
Yedinci sınıfta trompeti bırakmamla müzik kariyerim sona ermişti.
La trompette en 5e a mis fin à ma carrière musicale.
- Onu altıncı sınıfta sepetledim.
Je l'ai rejetée, en sixième.
Sınıfta söylediklerinizi hatırlıyor musunuz?
Vous vous rappelez l'histoire que vous avez racontée en classe?
Sınıfta skolyoz testi yapıyordun ve bel kemiğimde biraz fazla oyalanmıştın.
Tu nous faisais une vérification pour la scoliose, tu t'es attardée sur mon échine.
Dokuzuncu sınıfta, Sakuramizo Lisesine giriş sınavlarına katılmak istediğini söyledi.
En dernière année de collège, il a dit qu'il voulait présenter l'examen d'entrée au Lycée Sakuramizo.
- Neyle aynılar? - Sınıfta çizdiklerinle.
Le même que je te vois toujours dessiner en classe.
- Ne zaman başladı? - 5. sınıfta.
Tu les as depuis quand?
Bizim sınıfta 3 tane var.
Dans notre classe, il y en a trois.
Onikinci sınıfta.
- C'était en terminal.
Ne yapmak istediğimi bilmiyorum ; ama bunu, zamanımı bir sınıfta kapana kısılmış, hareket edebilen ama gerçekte hayatta olmayan bir hayalet gibi geçirerek bulamayacağımı biliyorum.
Je sais pas ce que je veux faire, mais je ne le trouverai pas piégé en classe, à agir comme une sorte de fantôme.
Bu sınıfta bahane olmayacak.
Il n'y aura pas de prétention, ici.
Sekizinci sınıfta eşcinsel olduğumu açıkladım.
J'ai annoncé mon homosexualité en secondaire 2.
Onun gibi 8. sınıfta olup eşcinselliğini açıkça yaşayan biri. "Baksanıza, o bir eşcinsel ve yine de hayallerinin peşinden gidiyor." diyebilmeyi.
Je pense que s'il avait été là quand j'étais en secondaire 2, j'aurais dit : "Regardez-le, il est gai et il a une vie de rêve."
Logan Lewis. Akıllı biri ve sınıfta çok konuşurdu.
Logan Lewis... intelligente, parlant beaucoup en classe.
Jason'ı geri istiyorum, ayrıca sınıfta öğretmenlik işi de benim olacak.
Récupérer Jason et donner les cours.
Bando odasında müzik çaldık, İngilizce sınıfında şiir okuduk, çok amacı sınıfta neler yaptığımızı bilmek istemezsin.
Nous faisions de douces chansons dans la salle de musique, de la poésie dans la salle d'anglais, et vous ne voulez pas savoir ce que nous faisions dans la salle multi-usage.
Lütfen, sınıfta bırakmayın.
Pitié! Pitié, laissez-nous passer.
Eh, onu da aday gösterebilirdik. Ama üst sınıfta.
- Bien, nous l'aurions nommée, mais elle est une junior.
Bütün zayıflıklarını... yasal, adli, kredi raporlarını... karısı, eski karısı, kız arkadaşı, erkek arkadaşı... kirli neyi varsa, eğer sınıfta kaldıysa, kimden hangi oranda borç aldığı, radyoda ve televizyonda söylediği herşeyi...
Je veux connaître toutes ses failles. Casier judiciaire, emprunts. Ses femmes, ex-femmes, maîtresses, petits copains, quelles allergies il a eues, s'il a séché l'école, emprunté de l'argent, à qui, tout ce qu'il a dit dans les médias,
Sekizinci sınıfta tüm derslerden kalmıştım.
J'ai raté ma quatrième.
Sınıfta kalmıştı ve sonrasında okuldan atıldı.
Elle a échoué en cours et a arrêté le lycée.
Shannon, 8. sınıfta Fransızca dersinde arkamda oturuyordun.
T'étais dans ma classe en quatrième.
Bu sözleri 3. sınıfta yakalanıp da şutlandığım matematik sınavından önce de etmiştin.
C'est mot pour mot ton offre avant que je me fasse prendre pour avoir triché à ton test de maths en CM1.
Sınıfta isteyeceğim son şey öğretmenlerin az olması.
La dernière chose que nous voulons c'est moins de professeurs dans les salles de classe.
- ikinci sınıfta mı?
En seconde alors.
Sadece beşinci sınıfta almadım.
Saufen sixième.
Erin. 6. sınıfta ona ders vermişti.
En classe de 6e.
Rosie sınıfta parmak kaldırmayı sevmezdi.
Rosie n'aimait pas participer.
Birinci sınıfta olacaktı.
Elle serait au CP.
Harvard hukuk'ta ikinci sınıfta ve biz konuşurken o ortaklarla tanışıyor.
Là, elle est avec les partenaires.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]