English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ S ] / Sırı

Sırı traduction Français

218,708 traduction parallèle
Tekrar hazır mısınız?
Tu es prête?
Bitirmeye hazır mısın Maia?
Vous êtes prête à ce qu'on termine?
Üstüne Doritos kırıntısı dökme.
Pas de poudre de chips dessus.
Vay. Sanırım kış gelmiş Rahibe Kimmy.
C'est l'hiver, on dirait.
Candy ile aramızda sır yok.
Candy et moi n'avons aucun secret.
Fakat bu sınırı aşmak olur.
Mais ça serait dépasser les limites.
Lucifer'in gerçek amacına dair en ufak bilgil kırısıntı bile öğrenemedim.
Pas une seule miette d'information concernant les vraies intentions de Lucifer.
Hazır mısın?
Prête?
Gecen sefer sen öfkeliyken alev almıstı, o yüzden babanı düsün, bu seni yeterince kızdıracaktır.
La dernière fois qu'elle s'est enflammée, tu étais en colère, alors pense à ton Père, ça devrait fonctionner.
Kandırılmıs hissettik.
On a senti qu'on avait été... induits en erreur.
Sanırım sınıfın yerini biliyorum.
Je crois que je connais que la classe.
Starford'da bir sabah gecirdi, ve onu aylardır acamadıgım kadar acılmaya basladı.
Un matin à Starford, et elle s'ouvre enfin après des mois de tentatives.
Aslında, sır tutabilir misin?
En fait, pouvez-vous garder un secret?
Önümüzdekilere de hazır mısın?
Êtes-vous prêt maintenant à aller plus en profondeur?
Kafasının arkasına ağır bir darbe almış
Un choc violent derrière la tête.
Hayır, lütfen, onu kurtarmalıyım.
Non, s'il te plaît, je dois la sauver.
Hayır hayır. Bu sadece eğlenmek içindi.
Non, c'était juste pour s'amuser.
Ama, şey... Ben arkamı döndüğümde olan şeyler kontrolümün dışındadır.
Mais... ce qui se passe quand j'ai le dos tourné est... hors de mon contrôle.
atlatacaktır ; her zaman atlatır.
Elle s'en remettra, comme toujours.
Belki kavga sırasında düşürmüştür... ya da geri dönüp alacak fırsatı olmamıştır.
Peut-être qu'il l'a fait tomber pendant la bagarre ou il n'a juste pas eu le temps de récupérer.
Ve lütfen şunu kapatır mısın artık?
Et peux-tu l'éteindre?
Hep böyle mızmızlanır mısın?
Tu pleurniches toujours comme ça?
Ne kadar sıkı çalışırsam çalışayım, ya da, o işleri ne kadar batırırsa batırsın.
Peu importe combien je travaille ou combien il foire tout.
- G... - Hayır, görüyorum ki hâlen.. telefon üstünde çalışıyorsun.
Non, je vois que vous travaillez encore sur le téléphone.
Uzun zamandır ona ulaşmaya çalışıyorum.
J'essaie de le joindre depuis une éternité.
ama eminim ki... adam çamaşır suyuyla yıkanmış.
Mais je suis presque sûre... que ce gars a pris un bain d'eau de Javel. Celui qui l'a jeté est un pro. Comme disparu de la surface de la terre.
Hayır. Saçmalamayı kesip beni içeri alır mısın?
Arrêtez d'être bizarre et laissez-moi entrer.
Chet Ruiz, beni bıçakladı. Şimdi de az az ışık kaçırıyorum.
Chet Ruiz, m'a poignardée, et maintenant je saigne de la lumière.
Siz hazır mısınız?
Vous êtes prêts?
Sanırım doğum sancısı çekiyor!
Je pense qu'elle accouche! Aidez-moi!
Evet, bu riski alman için ciddi bir bağış yapmaya hazırım.
Oui, je suis prêt à apporter une contribution substantielle À l'entreprise.
Belki de yeni bir yardımcısı vardır.
Peut-être a-t-il un nouvel acolyte.
Ağır suç işleyerek üniversiteden atılmış.
Il est un décrocheur du collège avec un dossier criminel.
Hastanede ilk gününe hazır mısın?
Es-tu prête pour ton retour?
Haklısın sanırım.
Je pense que tu as raison.
Üzerinden konuşmamızdan sıkıldı sanırım.
Je suppose qu'elle en a marre de nous parlant par dessus elle, hein?
Bir tane şırıngamız var.
J'ai une seringue.
Kontrolsüz ve steril olmayan bir ortamda şırınga ile beyni delmenin bir milimetre uzağında olacaksın.
Mets-lui à moins d'un millimètre de la ponction de matière cérébrale avec une seringue dans un environnement non stérile non contrôlé. Tu as fini?
Bir ya da iki kez yapabileceğine eminim ama bütün kanı şırıngayla çekmekten bahsediyorsun.
Je suis sûr que tu peux. Une fois, peut-être deux, mais vider une hémorragie avec juste une aiguille?
Bence iğneyi tekrar tekrar saplamaktansa şırıngayı çıkarsam daha iyi olacak.
C'est juste... réinsérer ceci, encore et encore c'est... J'abandonne la seringue. Quoi?
Ben iğneyi düz tutarken senin şırıngayı tekrar takman gerek.
Maintenant, j'ai besoin que tu remettes ce tonneau droit pendant que je garde l'aiguille stable.
Sırtın ne zamandır ağrıyor?
Votre mal au dos... depuis combien de temps?
Alır mısın Jer?
Jer, peux-tu le prendre?
Lütfen bana sarılır mısın?
Pouvez vous... Juste me tenir dans vos bras?
Vücudumuz, en savunmasız kısımlarımızı koruyacak biçimde yapılmıştır.
Le corps est construit pour protéger nos membres les plus vulnérables.
Keskin, birisi bıçak batırıyormuş gibi mi yoksa başının arkasına top çarpmış gibi zonklama şeklinde mi?
Est ce que c'est aigu, comme quelqu'un qui te piquerait très fort, ou ça te lance... comme une balle qui rebondit contre ta tête?
Siz kendinizi daha iyi hissedin diye, önemli olmadığını anlatmaya çalışırım.
Puis je me sens obligée de vous convaincre que je vais bien, pour que vous vous sentiez mieux.
Sanırım Ben Warren hakkında haklısın.
Je pense que vous avez raison sur Ben Warren.
Uyanır uyanmaz AMA imzaladılar.
Ils ont signé un accord dès qu'il s'est réveillé.
Ölüme hazır olduğunu söylüyorsun. Bunu pek çok kişi söyler ama etrafında bir sürü ölüm görmüş ve arkasında bırakmış biri olarak sana tek bir şey söyleyebilirim.
Vous pouvez dire que vous êtes prête à mourir... des tas de gens le font... mais en tant que personne ayant été entourée par beaucoup de décès et ayant été laissée derrière,
Yangın yüzünden tecrit kaldırılmış olmalı.
Oui, le feu l'emporte sur le confinement.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]