Tard traduction Français
67,146 traduction parallèle
Hayır, değil. Asla geç değildir.
Ce n'est jamais trop tard.
- O zaman sonra getireyim.
J'irai la chercher plus tard.
Genelde geç vakit gelirim. Bulaşıkları filan yıkarım. Evde kimse yokken.
D'habitude, je viens plus tard, quand ils sont partis.
Sonra da otoparka Jack, adamın kulağına fısıldıyor...
Et plus tard, dans le stationnement, ce que Jack lui souffle à l'oreille, c'est :
Sonra yazar evine dönerken ne yapıyor?
Plus tard, l'auteur retourne chez lui. Qu'est-ce qu'il fait?
- Belki de sonlara doğru kamyon şoförü, hikâyeye tekrar dâhil olmalı.
- Le camionneur devrait peut-être réapparaître plus tard dans l'histoire, dans le dénouement.
- Daha sonra açıklarım, özür dilerim.
- Je vous explique plus tard. - Plus tard?
Nereye gidiyoruz? - Sonra açıklarım!
- Je vous explique plus tard!
Birini bıçaklarsın, boğazını kesersin saniyeler içinde yere düşerler.
Tu poignardes quelqu'un, lui tranches la gorge, il tombe. Deux secondes plus tard, il est mort.
Olay mahallerini hep çok geç bulduk.
On découvrait les crimes toujours trop tard.
Bir anda oluşan bir yıldız patlamasını geç olmadan tespit etmenin hiçbir yolu yok.
Il est impossible de détecter les explosions stellaires avant qu'il soit trop tard.
On yılın sonunda orijinal virüsten geriye tek kalanlar bu muhteşem yaratıklar.
Dix ans plus tard, tout ce qui reste en dehors du virus original, ce sont ces magnifiques bêtes.
Kahvaltıdan hemen sonra, 8 : 00-8 : 30 gibi. En geç 9 : 00'da.
Tout de suite après le petit-déjeuner, disons à 8 : 00, 8 : 30. 9 : 00 au plus tard.
Ama kesinlikle 10 : 00'u geçmemeli.
Mais, absolument pas plus tard que 10 : 00.
- Çok geç.
Trop tard.
Çok geç!
Trop tard!
Herkes kendini bir ara tanıtır.
Vous vous présenterez plus tard.
- Şimdilik bu kadar.
- J'y reviendrai plus tard.
Artık çok geç Johnny.
Trop tard, mon petit Johnny.
Bunun için çok geç dostum.
C'est un peu tard pour ça, mon ami.
- Sonra konuşuruz.
On en reparle plus tard.
Seninle sonra hesaplaşacağız.
Je m'occuperai de toi plus tard...
Prens af dileyerek yalvarmış ama artık çok geçmiş. Çünkü kadın, onun kalbinde hiç sevgi olmadığını görmüş.
Le prince implora son pardon, mais il était trop tard, car elle avait vu que son cœur de pierre était dépourvu d'amour.
Çok mu geç kaldım?
J'arrive trop tard?
Biliyorsun, çok geç değil.
Tu sais qu'il n'est pas trop tard.
Ve artık çok geç.
Il est trop tard désormais.
Hey, dinle, şurada kamp kurduk. sonra uğramak isterseniz biraz şekerleme pişirirken yardım edersiniz.
Écoute, on campe juste là-haut si vous voulez nous rejoindre plus tard, pour nous aider à rôtir des chamallows sur le feu.
- Harika! Sonra görüşürüz.
Alors à plus tard.
Sorun değil, bunu sonra konuşabiliriz, hayatım.
Ce n'est rien, on pourra en parler plus tard.
ÜÇ AY SONRA
TROIS MOIS PLUS TARD
- Evet, geç oldu.
Oui, il est tard.
- Sonra anlatırsın.
- Arrête. Plus tard.
Yirmi iki yılın ardından "Sonra görüşürüz!" dediler.
Vingt-deux ans pour un "À plus tard!"
Ama şarkıyı değiştirmek için çok geç tatlım. Tamam mı?
Mais c'est trop tard pour changer la chanson.
Gece temizlik yapıyordum ve piyano çaldığı odaya girdim.
Je faisais le ménage tard, et je l'ai vu en train de jouer du piano.
Görüşürüz.
À plus tard.
Sonra görüşürüz Bay Campbell.
À plus tard, M. Campbell.
Tamam, sonra konuşuruz, tamam mı?
Je t'expliquerai tout plus tard.
Biraz sonra görüşürüz.
À plus tard.
Daha sonra da ödeyebilirsiniz.
Vous me paierez plus tard.
~ Herkes sorumlu tutulabilir ölüm yahut yaşam savaşında. ~ ~ İş ruhunda. ~
Tôt ou tard, mon tour finira par arriver, qui sait si j'y survivrai.
Diğer maymunlara katılmak için geç değil.
Il n'est pas trop tard pour rejoindre les autres singes.
Haklı olduğum şeyi bekleyemiyorum!
- Il est trop tard pour attendre ce à quoi je suis éligible.
- Size geri döneceğim. - Köpek yüzemiyorsa, katil komşudur.
Je te le dirai plus tard.
- Bir hafta sonra...
Une semaine plus tard...
Parti gecesi, araba boş ve bir hafta sonra, direksiyonda ölü çocuk var.
Le soir de la fête, la voiture était vide. Et une semaine plus tard... son corps est retrouvé au volant.
Tekrar geleceğiz.
Nous reviendrons plus tard.
Uyumamışsın.
J - Tu es réveillée tard.
Sonra söylesen olur mu?
Peux-tu me le dire plus tard? À l'aquarium de Londres, viens immédiatement. SH.
- Alo?
Il est tard!
3 hafta sonra...
3 SEMAINES PLUS TARD