English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ T ] / Tercüme

Tercüme traduction Français

974 traduction parallèle
Söylediklerini tercüme edeceğim.
Je traduirai ses paroles.
Size tercüme edeyim, isterseniz.
Juste ici, il y en a une. Oh, merci, je ne l'avais pas vue.
- Gösteri dünyası jargonu bu. Sizin için tercüme edeyim.
C'est de l'argot de théâtre!
Şimdi İngilizce, mesajı dinlediklerinde tercüme ettirme zahmetinden kurtarmak için.
En anglais, maintenant. Pour leur éviter de traduire quand ils intercepteront ce message.
Acemice tercüme ediyorum tabi ama, anlayabiliyorsunuz ya?
Je vais vous donner une traduction approximative.
Fatihleri kendini bir tanrı olarak takdir etmiş yasak olarak ilan ettiği bir adadaki tapınakta ikamet etmiş dileklerini ise insanlara Başrahip adını verdiği bir destekçisi aracılığıyla tercüme etmiş.
Leur chef s'est proclamé dieu. Installé dans un temple, sur une île interdite, il intime sa volonté à son peuple par le truchement d'un grand prêtre.
Tabii ki de antikalarınızla büyük bir ilgiyle ilgileniyorum. Bu yazmayı size seve seve tercüme ederim.
Vos antiquités m'intéressent beaucoup et je serai heureux de vous traduire le manuscrit.
- Ben size tercüme edeyim general.
Je vais vous expliquer ça, Mme la Générale.
Sorun tercüme ise, eminim bunu ayarlayabiliriz.
Si vous avez besoin d'une traduction, on peut s'arranger.
Eski kitabı tercüme etti.
Il a traduit le vieux grimoire.
Cadılar ve İblislere dair Gerçek Keşifler için Anahtar Tercüme
"Clé de l'ouvrage La Vérité sur les Démons"
Benim derdim ise tercüme edilecek kitaplar bulabilmekte.
Quant à moi, le problème est de trouver des livres à traduire.
Tercüme ettirdim.
- Je l'ai fait traduire.
Bunu tercüme eder misin?
Tu peux me traduire ça?
Bu eski Kiril yazıtları tercüme etmek çok zor.
C'est très difficile de traduire ces inscriptions cyrilliques.
O zaman kendim isterim. Tercüme eder misin?
J'en demanderai si tu traduis.
Seyahat edin, yazın, tercüme yapın.
" Voyagez, écrivez, traduisez. Apprenez à vivre partout.
Tercüme et.
Traduis!
O İngilizceden Fransızcaya, ben de Fransızcadan İngilizceye tercüme ediyordum.
Mais elle traduisait l'anglais en français, moi le français en anglais.
Ona ilham veren roman, Philadelphia'da yeni basılmıştı. Henüz İtalyanca'ya tercüme edilmiş olamazdı.
"Le fil d'Ariane", le livre qui l'inspirait, venait de sortir et en Italie, il n'était probablement pas encore traduit.
Bana ne derse tercüme edeceksin.
Vous traduisez ses propos.
Söylediklerimi dilinize tercüme et : Herşeyi arabaya koyun. Ayakkabılarınızı ve giysileriniz çıkarın, arabaya koyun ve herşeyi yakın.
Rassemblez tout ce qu'ils ont apporté dans le chariot, avec tout ce qu'ils ont sur le dos.
Orion'un tıbbi kayıtlarına yaptığı tercüme tekniklerimizde devrim yarattı.
Sa traduction de rapports médicaux issus des ruines d'Orion ont révolutionné nos techniques.
Tercüme et, lütfen.
Traduisez, s'il vous plaît.
Burada yerel dile özgü tercüme edilemeyecek ifade ve kelime oyunları geçiyor.
Ici s'enchaîne une longue suite de jeux de mots intraduisibles, essentiellement puisés dans le dialecte local.
Aramızdaki kültürsüzlere yararı olur diye tercüme edeceğim.
Pour les moins érudits d'entre nous, je traduis.
Bunları benim için tercüme eder misin?
Traduis-moi ces documents...
Anlamazlarsa da tercüme edeceksin.
Vous traduirez s'ils comprennent pas.
Bu kitabı getirmiş, ve tercüme edilmesi gerekiyor.
Il a un livre à traduire.
Benim bilgim ve tercüme kabiliyetim olmadan hiç bir önemi ve değeri yok.
Sans mes connaissances permettant d'en faire l'interprétation, il est dénué de sens et de valeur.
Fabrizio, sen tercüme et.
Fabrizio, traduis pour moi.
Hiç tercüme edilmedi.
- Que si! On ne l'a jamais traduite.
Toledo'nun meşhur tercüme okulu bu anlayışın sembolü olmuştur,... Avrupa'nın unuttuğu Antik Yunan yazıtları, burada Arapça ve İbranice'den Latince'ye çevrilmiştir.
et cela est symbolisé et exprimé par la célèbre école de traduction de Toledo, où les textes antiques ont été traduits du grec, que l'Europe avait oublié, à travers l'arabe et l'hébreu en latin.
Tercüme yapacağı esnada kör kütük sarhoş olmuştu.
et il est filasse, pas tricots.
Ben hallederim. Sen tercüme et yeter.
- Je vais parler, et toi, tu traduis.
Tercüme etmemi ister misin?
Vous voulez que je traduise?
- Tercüme edecek misiniz?
- Vous voulez traverser?
Ben tercüme ederim.
Je traduis.
Şu anda tercüme yapıyor.
Il traduit en ce moment.
O kadının söylediği herşeyi Chas sana tercüme etmedi.
Chas n'a pas traduit tout ce qu'elle a dit.
Tercüme işi verilmeden önce haritacıydım.
Avant ce projet, j'étais spécialisé... dans la topographie.
Bu ne demek? Tercüme et.
Qu'as-tu dit, petit malin?
Senin için tercüme etmeye çalışacağım.
Je te le traduis.
Boomer tercüme edebilir.
- C'est du Géminien.
- Siz, ben ve tercüme yapacak olan Cato.
- Vous, moi et Cato, qui traduira.
Halifeler, kitapların tercüme edilmesi, çalışılması ve gelecek nesillere saklanması için projeleri cömertçe desteklediler.
Les califes financèrent des projets pour les traduire, les étudier, et les préserver pour les générations futures.
- Demek böyle tercüme ediyorlar.
- C'est ainsi qu'ils l'interprètent.
- Catherine... tercüme!
- Catherine, traduction?
Jack Gelber'in sözlerini tercüme edeyim. Eğer bu Devrim bu kadar özgün ise panel ve seyirciler arasında bir ilişki oluşturmak ve farklı dinamik yollar icat etmek yerine neden yuvarlak masa gibi alışagelmiş yöntemlere başvurulduğunu soruyor.
JaSk Gelber propose qu'étant la révolution Subaine une révolution originale pourquoi utilise des méthodes Sonventionnelles telles que les tables rondes, pour quoi ne développe pas une méthode plpus dynamique pour établir une relation entre le panel et le publis
Lütfen tercüme et.
Traduisez, je vous prie...
Tercüme et.
Si tu me traduisais ça.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]