Tort traduction Français
13,215 traduction parallèle
Adalet sistemimiz Steven Avery konusunda 1985'te çok kötü bir sınav verdi.
Notre système judiciaire a fait du tort à Steven Avery en 1985.
1985'ten sonra da yine defalarca sınıfta kaldı.
Il n'a pas arrêté de lui faire du tort après 1985.
Nasıl da hep yanıldığını anlatamam sana.
Je ne peux vous dire combien vous avez toujours eu tort.
O yüzden matematiğin gayet iyi işleyen alanlarına meydan okumaya cüret edersek hata yapma ihtimalini göze alamayız.
Donc si nous nous attaquons à des domaines des mathématiques très courus, nous ne pouvons nous permettre d'avoir tort.
Dedi ki, " Hatalıymışım.
" J'avais tort.
- Mısır, iş, çete, hırsızlık.
"Port." "Mort." "Tort."
Ama bu insanlar yanılıyor.
Mais ces gens-là ont tort.
Yanılıyorsun, seni biliyorum.
Tu as tort, je te connais.
Ama kibirli kıçının yanıldığını kanıtlayacaksa... Buna değer.
Mais pour donner tort à un arrogant comme vous, ça en vaudra la peine.
Onu kovmakla hata ettiğimi mi düşünüyorsun?
Croyez-vous que j'ai eu tort de le renvoyer?
Her konuda yanlış düşünüyorum.
J'ai tendance à toujours avoir tort.
"Pek çok kişiyi mutlu edecek bir olayı ümit etmekte haksız mıyım, Sevgili Jane?"
"Ai-je tort, ma chère Jane, d'entretenir l'espoir d'un événement " qui assurerait le bonheur de mon frère? "
Soylular kendilerini yenilmez sanıyor ama yanılıyorlar.
Les riches se croient invincibles dans leurs grands domaines, mais ils ont tort.
" Bay Wickham'ı üzdüğüme dair diğer suçlamanıza gelince,
" Quant à votre autre accusation, celle d'avoir fait tort à M. Wickham,
Keşke Darcy'e her şeyi anlatmasaydım.
Je crains d'avoir eu tort de me confier à Darcy.
Yeteri kadar zarar verdim.
J'ai causé suffisamment de tort.
Yanılıyorsun.
Tu as tort.
Ha? Bana yanıldığımı kanıtla.
Prouve-moi que j'ai tort.
Eğer sadece yanılıyorsam.
Seulement si j'ai tort.
Senden hep şüphe ettim, ama yanılmışım.
J'ai douté de toi... mais j'avais tort.
Tekrar tak onu! Yanılmışım, lütfen.
Remets-le, j'ai eu tort.
Lütfen Hansel, tak şunu. Yanılmışım!
Pitié, j'ai eu tort!
Bay Hammer yanılıyor!
Monsieur Hammer a... tort!
- Peki ya yanılıyorsan?
- Et si vous aviez tort?
- Eğer siz yanılıyorsanız tamamen yeni bir türle savaş başlatabiliriz.
- Si vous avez tort, on pourrait démarrer une guerre avec une nouvelle espèce.
Sanırım yanılmışım.
J'avais tort avant.
Çok geç olmadan ne kadar yanıldıklarını bilmeliler!
Ils doivent savoir qu'ils ont tort avant qu'il ne soit trop tard!
Kız kardeşimin yanıldığnı kanıtlamalıyız.
Et aussi, pour donner tort à ma sœur.
- Onlara yanıldıklarını göster.
- Prouve-leur qu'ils ont tort.
Belki mesleğin zirvesinde değilsin ama onların yanlış olduğunu kanıtla
Alors, peut-être que t'es pas au top de ta carrière en ce moment, alors prouvons-leur qu'ils ont tort.
Sen ve ben Hepsinin yanıldığını ispat edelim
Toi et moi. On va tous leur prouver qu'ils ont tort.
Yanıldıklarını göster 50-50 Ne pahasına olursa olsun
Prouvons-leur qu'ils ont tort. 50-50.
Sadece diyorum ki her maçı kazanabilirdik.
Il a pas tort. Oh, notre petit héros. On aurait pu gagner tous les matches.
Yanılıyorsun dedim.
Je disais, vous avez tort.
Belki ikimiz de yanıldık.
Nous avions tort tous les deux.
Birilerini inancından vazgeçirmeye çalışan herkesin yanlış yaptığını söyleyebilirim.
N'importe qui a tort d'essayer de compromettre les convictions de quelqu'un.
Ya yanılıyorsak?
Et si nous avions tort?
Yanılıyorsun Evan.
Vous avez tort, Evan. D'accord?
Onlar da yanılıyordu.
Ils ont tort. L'amour n'est pas une supercherie.
Ama yanılıyorlar.
Mais ils ont tort.
Yanılmışız.
Nous avions tort.
Ama haklı olabilirler. Bilemedim.
Ils n'ont peut-être pas tort.
Müşteri her zaman haklıdır, bazen değildir.
Il a toujours raison, sauf quand il a tort.
Aslında haklılar.
Ils n'ont pas tort.
Yanılıyorsun.
Vous avez tort.
Aslında, yanılıyorsun.
Eh bien, vous avez tort.
Yanılmışım.
J'avais tort.
Yanıldın.
Vous avez eu tort.
- Bence yanılıyorsun.
Vous avez tort.
Yanılıyordum.
J'avais tort.
Yanılmışım Zaya.
Mais j'avais tort, Zaya.