Tran traduction Français
131 traduction parallèle
Tran Cinhindi'de ailenizin yanında mı çalışırdı? İkiniz çok yakın görünüyorsunuz.
Tran travaillait pour votre famille en Indochine? Vous semblez si proches.
Nguyen Siu-Tran, Phan Man-Lung. Vietnamese Chinese.
Jusqu'à la mission, vous restez des prisonniers.
Tran kalkmadan dönerim, söz.
Je reviens avant le départ du train. Prends ça.
Çavuş Meserve seni çağırdığında kulübeye isteyerek mi girip Tran Thi Oahn'a tecavüz ettin?
Quand le sergent vous a appelé, vous ëtes entré de plein gré... pour violer cette fille... Tran Thi Oahn?
Brian, Johnny Tran'le tanış.
Je te présente Johnny Tran.
- Faturayı Johnny Tran'a gönder.
- Envoyez la note à Johnny Tran.
Bu Johnny Tran, büyük bir hızla size doğru geliyor.
Johnny Tran, il vient vers toi et il carbure.
Neden şimdi Tran'i yakalayıp gerisini sonra halletmiyoruz?
On coince Tran maintenant, on saura pourquoi plus tard, d'accord?
Bilkins, saat 17.00'de Johnny Tran ve adamlarına baskın yapılmasına karar verdi.
- Oui? - Les braqueurs ont encore frappé.
Sen başka bir şey demiyorsan.
Bilkins a décidé une descente chez Johnny Tran et ses gars à 17 heures.
Tran ve Hector... Onlar sırf kuru gürültü.
Tran et Hector ne sont que de l'esbrouffe.
- Az önce arabayı ortaya koyup Tran'la yarıştı.
- Il a parié la carte grise avec Tran.
Doktor Tran, acilen 14 numaraya lütfen!
Dr Tran, la chambre 14! Vite!
Ben, Doktor Tran.
Je suis Dr Tran.
Doktor Tran. Hasta, annesini ve nişanlısını görmek istiyor.
Oh, Dr Tran... le patient demande des nouvelles de sa mère et de sa fiancée.
- Mayko Tran, Bilgi işlem bölümündenim.
Mayko Tran, bio-informatique.
Haydi, göster şunu! Tran, Tracey'in mezunlar toplantısına gelmesi gerektiğini düşünmüyor musun?
Tran, tu ne trouves pas que Tracy
Tran, şarkı söylemene karışmak istemem ama biraz da işle ilgilensen iyi olur.
Tran, tu peux chanter si tu veux, mais il faut travailler.
Tran 2 ay yok, sen resmi yedeği olacaksın.
T'es son remplaçant officiel.
Alaraph İlaç'ın Başkanı James Lowery ve Finans ve Mali İşler Koordinatörü Tony Tran.
James Lowry et Tony Trand, Président et officier en chef et financier de produits pharmaceutiques Celui-ci est Michel Northrup.
Vietnamlı şu tasarımcıyı, Anh Vu-Tran'ı keşfettim.
J'ai découvert une styliste du Vietnam, Anh Vu-Tran.
Yeni bir tasarımcı var. Anh Vu-Tran.
Créés par une jeune styliste, Anh Vu-Tran.
Ki iki ölü, bir ağır yaralı var ve bir kişinin de kimliği Jimmy Hong Tran olarak saptandı.
Ce qui expliquerait les deux morts, le blessé grave et un 4e type identifié comme Jimmy Hong Tran.
Ben Tran.
Je suis Tran.
Yerel bir ifadedir bu, Tran. Tabakhaneye yetişecek gibi acele edenler için söylenir.
C'est un diction local, Tran, ça veut dire qu'il se comporte comme un fou.
Dinle Tran, bu güney yarım kürenin en büyük minyatür tren yoludur... Lanet olası Oslo'daki yapılmadan önce dünyanın en büyüğüydü.
Tran, ici c'est le plus grand chemin de fer miniature dans l'hémisphère sud, et c'était le plus grand du monde, avant cette satanée "Wosline".
Ah, Alice'i görmelisin Tran. Çok esaslı hatundur.
Oh tu devrais voir Alice, Tran, un sacré petit lot.
Bu yerel konuşma dilidir Tran. Sevilen biri olduğu anlamına gelir.
C'est une expression, ça veut dire qu'elle est très belle.
Bayan Tran, arkadaşınız bir şeytan tarafından ele geçirilmişti.
Mme Tran, votre amie était possédée par un démon.
Bayan Tran saygısızlık etmek istemem ama Dean haklı.
- Sauf votre respect, Dean a raison.
Kevin Tran, Tanrının Elçisi.
Kevin Tran, prophète du Seigneur.
Bay Tran bunu dünyada okuyabilecek tek kişi yani kusursuz bir uyum oldu.
C'est un lot intéressant, M. Tran étant la seule personne au monde - capable de lire cette tablette.
İyi denemeydi Bayan Tran ama bu bizim fiyatımızın aşağısında.
Bel effort, Mme Tran, mais je crains que ce ne soit hors de portée de votre bourse.
Bu Kevin Tran'in telesekreteri.
Vous êtes sur le répondeur de Kevin Tran
Kevin ben annen.
Tran : Kevin, c'est maman.
Ben Kevin Tran.
Je suis... Kevin Tran.
Kevin Tran.
c'est,... Kevin Tran
Federal birimler alarm durumunda.
Encore, 16ans, l'étudiant d'honneur Kevin Tran enlevé dans sa maison du Michigan tôt hier Les autorités fédérales ont été mises en alerte.
Hazır mısın, Kevin Tran?
Es tu prêt, Kevin Tran?
Bayan Tran, bana inanmalısınız.
Mme. Tran, croyez moi.
Kevin Tran.
Je suis Kevin Tran.
Son zamanlarda babam hakkında fazla soru sormaya başlamıştı. Mike Tran. Ne kadar parası var ve hangi araçları satıyor diye.
Derniérement il a posé beaucoup de questions sur mon pére, comme... combien il vaut et quel genre de voitures il vend.
Tran görünürde yok.
Pas de signes de Tran.
Tran'in şahidini inceledik.
On a vérifié l'alibi de Tran.
- Yani katil Tran değil mi?
Donc Tran ne l'a pas fait?
Sam Winchester, ben Kevin Tran.
Sam Winchester, c'est Kevin Tran.
SON
Sous-titres : Sylvie Tran
Adınız ne?
- Tran.
Tran?
- Tran?
- Tran.
- Tran.
Teslimatı yap, Tran.
Donne tout, Tran.