Tsunami traduction Français
370 traduction parallèle
İlk raporlara göre dipte büyük bir kayma var ve büyük bir tsunami dalgası kuzeydoğudan bekleniyor, tamam.
Grands déplacements de fonds... et forte houle progressant vers le nord-est.
Rakibine büyük Sunnami yapmaya hazırlanıyor.
Elle se prépare au Grand Tsunami. Il vaut mieux qu'elle se dépêche.
Şehre doğru yaklaşan bir tsunamiyi durdurmak için koşuyordum.
J'étais en train de courir pour essayer de stopper un tsunami qui allait détruire la ville.
sehre dogru yaklasan bir tsunamiyi durdurmak için kosuyordum.
J'étais en train de courir pour essayer de stopper un tsunami qui allait détruire la ville.
Tsunami, Yılan. Tsunami!
Tsunami, Snake.
Atlas Okyanusunda hızla hareket eden muazzam bir Tsunami dalgası oluşacak.
Un raz-de-marée avancera rapidement dans l'Atlantique.
Parlayıp, soluyor. Parlayıp, soluyor. Tsunami gibi.
C'est une obsession qui revient... à chaque instant...
Demek istediğim..... otuz yıl içinde Candislan'da bir voltaryum grevi olacak ya da Tsunami'de köpekbalığı postu ticareti.
Je veux dire Dans 30 ans, il va y avoir une grève massive sur Candislan? , ou le négoce de la fourrure de requin sur Tsunami.
Neyse ki gözlerimiz açık da, üstümüzden tsunami geçmedi.
Si on avait fermé les yeux, ce flot-là nous aurait noyés.
oturup, Mikronezyalı insanlar gibi tsunami ve muson yağmurları... arasındaki farkı konuşuyoruz
Etre tout pomponné pour un concert de Jimmy Buffett? Très bien, oublie ça.
Ve geçen Nisan, ben ve arkadaşlarım Emerald Koyuna... Büyük Tsunami dalgaları yakalamak için gittik.
Puis en avril dernier, moi et ma bande on est partis en virée à Emerald Cove... pour se prendre quelques bonnes vagues de tsunami.
Bu da tsunami.
Voici le raz de marée.
Bilim adamlarına göre buna, ayın ender görülen bir etkisi neden olmuş olabilir.
Les savants pensent que le tsunami a pu être causé par une activité lunaire inusitée.
Tsunami?
- Un séisme?
- Siz gençler umursamazsınız.
Un tsunami? Dépêchez-vous!
- Gelgit dalgası?
- De l'eau? - Un tsunami!
- Deniz bilimciler öğleden sonra bir tsunaminin Miami'yi vuracağı tahmininde bulunmuştu. Yüksek kesimlere çıkmadan önce depolarını doldurmak isteyenler kuyruk oluşturdu.
Les océanographes ont prédit qu'un énorme raz-de-marée ou tsunami frappera Miami Beach en fin d'après-midi la même longue file d'attente à chaque station service des zones côtières car les gens font le plein avant de se diriger vers des terres plus hautes.
Tsunamiye hazırlanan insanlar ev tadilatı mağazalarına akın etti.
Les magasins de bricolage sont pris d'assaut par les riverains pour se préparer au tsunami.
Atlas okyanusundaki bu tsunaminin sebebi Kanarya Adaları'ndaki yanardağın büyük bir parçasının çökmesi. 100 metre yüksekliğinde... olduğu bildirilen bir su kütlesi hızla Florida'nın güney sahiline ilerliyor.
ce tsunami particulier dans l'Atlantique s'est formé quand une large partie du volcan Cumbre Vieja aux Canaries s'est effondrée il y a 8 heures, créant des vagues d'environ 100m de haut et se dirigeant vers le sud de la Floride.
9 metrelik tsunami bugün 14 : 57'de Miami Beach'i vurdu.
Miami Beach a été touché aujourd'hui par un tsunami de 10m à 14h57.
Olayın 10 saat öncesinde yapılan uyarı ve mecburi tahliye sayesinde şu ana kadar tsunami ile doğrudan ilintili ölüm gözlemlenmedi.
Pour le moment, aucune mort n'a été directement attribuée à la vague, en partie grâce à un avis de dix heures et aux évacuations obligatoires.
Sanırım tsunami sebepli ilk ölümümüz.
Je pense qu'on a la première victime du raz-de-marée.
Gerisini tsunami halletmiş.
Ca a affaibli le cadre, et le tsunami a fait le reste.
Tsunaminin ortasında nasıl bulacaklarını sanıyorlardı acaba. Bizimki ile aynı biçimde.
Et comment espèrent-ils le retrouver au milieu du tsunami?
Sorularınıza cevap vermeyi denerim ama ben tsunami uzmanı değilim. Kasırga uzmanıyım.
J'essaierai de vous répondre, mais je ne suis pas experte en tsunami.
Tsunamiden önce her yere baktım.
Je les ai cherchés pendant des heures avant le tsunami.
Dr. Greismer, tsunaminin geleceğini ne kadar önceden bilebiliyorsunuz?
Dr Greismer, depuis quand saviez-vous qu'un tsunami allait arriver?
Tsunamiyi ancak başladıktan sonra takip edebilirsiniz.
C'est impossible. On ne peut tracer un tsunami que quand il commence.
İzleme sistemi yok. Şehrin üzerine bir Tsunami geliyor, Teğmen.
- Un raz de marée se dirige sur la cité.
Şu yükselişe bakın!
Le Tsunami!
Tsunamiden kurtulmuş köylerden birine gidip oraya yerleşeceğim.
Je vais à Tamil Nadu. Si il y reste des villages qui ont survécu au Tsunami..
Korkunç Tsunami... faciasını hatırlıyorum... ve 250,000 kişinin ölümünü.
Je me souviens des effets dévastateurs du tsunami et du sinistre nombre de victimes. 250000.
İri ve salak bir tsunami gibi.
Un énorme ouragan débile. Voilà ce qu'il est.
- Yüzlercesini gösterebilirim - - acayip balıklardan yüzlercesini tsunaminin getirdiği.
- Je pourrais te montrer des centaines... - Je peux te montrer des centaines de photos de poissons étranges ayant été remonté à la surface par un tsunami.
Belki bir tsunami savurdu buraya. Değil mi?
Un raz-de-marée a dû l'amener ici, hein?
Benim minik Tsunamim. Sağ ol.
- Tu es mon petit tsunami humain.
Ve şu tonla para kaybettiğimiz Tsunami Kurtarış Fonu muydu neydi.
Et la collecte de fonds déficitaire pour le tsunami.
Tsunami Kurtarış Fonu, inanılmazdı Michael.
- Pourquoi avoir fait ça?
Şimdi orası yok oldu.. ... tsunami aldı götürdü.
L'endroit n'existe plus, rasé par le tsunami.
Tusunami.
Tsunami.
Ona tusunami deniyor.
Ca s'appelle un tsunami.
O zaman bebeğin adını Tusunami koy.
En sachant que tu vas probablement appeller le bébé Tsunami.
Sadece güney batı eyaletlerindekilerin şansı olabilir, fakat New York'da tüm kuzey batıyı kaplayan tsunami olacak.
Les états du sud ouest ont une chance, mais New York va subir des vagues qui vont envelopper
Geçen yılki tsunamiden sonra Kızılhaç'a ondan bir yığın bağışladım ama görünüşe göre bitmek bilmez bir kaynağı var.
Elle en a donné toute une pile à la Croix-Rouge après le tsunami. Mais elle doit en avoir une quantité illimitée.
Filmin adı Tsunami.
"Tsunami".
Böyle bir adamla seks nasıl bir şey?
On s'assoit, on discute de la différence entre un tsunami et une mousson comme un groupe de micronésiens vivant dans des huttes.
Tsunami daha ziyade Büyük Okyanus'ta görülen bir doğa olayı.
Ajoutons un commentaire :
Ya da bir tsunami.
Ou un tsunami.
Tsunami hayatta bir defa karşılaşılabilecek bir şeydir.
Un tsunami, ça n'arrive qu'une fois dans une vie.
Tsunami geldi ve gitti elimde hiç veri yok.
Le tsunami est venu et est reparti, et je n'ai aucune donnée.
Tsunami daha erken geldi.
Le plan était peut-être prévu pour un ouragan mais le tsunami est venu plus tôt.