Tully traduction Français
317 traduction parallèle
- Bir yerlere pusmuş olabilir mi? - Saklanabileceği bir yer yok ki.
On l'a aperçu vers midi, puis perdu de vue sur les terres de Tully.
- Tully'nin oradaki ağaçlığa doğru!
Il courait comme un dératé. - Où?
Fenwick Ormanları. Bu korunaklı açıklığın, tüylü ve kürklü sakinlerinin rahatı Orman Bekçisi Tully Bascombe tarafından gözetilir.
Dans ces clairières règne sur la gent à poils et à plumes... l'intendant forestier Tully Bascombe.
Ordu şu anda kalıtsal Mareşal ve Silahlı Kuvvetlerin başı olan... Tully Bascombe yönetiminde talim yapmaktadır.
Elle s'exerce ici sous la conduite de Tully Bascombe... également maréchal en titre des forces armées.
Tully Bascombe, elbette. O bizim kalıtsal Mareşalimiz.
Mais Tully Bascombe, notre maréchal en titre.
Tully olmaz. Evet o iyi bir çocuk ama oyunlarda hiçbir zaman iyi olmamıştır.
C'est un brave garçon... mais il n'est pas très adroit.
Tully'nin tek yapması gereken adamları oraya götürmek. Vizeleri olmadan New York'a girmeye çalıştıkları anda tutuklanacaklar
Il conduira les hommes à New York... où ils seront arrêtés faute de visas.
Tully'e çok dikkatli olmasını söylerim.
J'instruirai Tully.
Ah, Tully. Evet. Ne istiyorsun?
Que désirez-vous?
Tully, bu iş çiftleşme mevsiminden daha önemli! - Ülken seni göreve çağırıyor!
L'appel du pays ruine la saison des amours.
- Şimdi Tully. Git ve ordunu topla.
Allez rassembler votre armée.
Hadi ama Tully!
Allons, du cran!
- Onu da yanımıza almalıyız Tully.
- Emmenons-la aussi.
Ben Mareşal ve polis şefi Tully Bascombe'um. Ve sizler de savaş esirisiniz.
Moi maréchal Bascombe, je vous fais prisonnier.
Tully gibi bir aptal bile bu savaşı mahvedemez.
Même un nigaud comme Tully ne saurait gâcher cette guerre.
Pekala Tully, korkarım şimdi Başbakan sensin.
Vous voilà premier ministre.
Benim Tully Bascombe. Hatırladınız mı?
- Tully Bascombe.
Adım, Tully Crow.
Je m'appelle Tully Crow.
- Ve benimki de, Tully Crow.
- Tully Crow.
- Matt Tully, Tony Rome.
Matt Tully...
Kongre kalabalığı vardı. Tully iyi bahşiş veren birine yolladı.
Elle est partie avec un gros client.
Tully yolladı.
Tully me l'a envoyé.
Benim yolladığımı söyle. Adım Billy Tully.
Dis-lui que Billy Tully t'envoie.
- Billy Tully uğramamı söyledi. - Billy'yi tanıyor musun?
- Billy Tully m'a dit de passer.
Tully form mu tutuyormuş?
Tully s'entraîne?
Tully bana ilk geldiğinde yumruk atmayı bilmezdi.
Tully savait rien, au début.
Tully'nin huzurunu bozdu.
Il s'est mis à perdre des combats.
Billy Tully antrenmanlara başladı.
Tully a repris l'entraînement.
- Hazırlık maçı için kim para verir ki?
Qui paierait pour voir Tully?
Arcadio Lucero'ya ne dersin? Tully'yi onunla kullanabilirim.
Contre Tully en combat principal.
Tully'yi zımbalayabileceğini düşündüğümden değil.
Avec Tully...
- Nasıl hissediyorsun Tully? - İyiyim.
Ça va, Tully?
- Sırada sen varsın, iyi şanslar Tully.
C'est à toi. Bonne chance.
Mavi mayoda 79 kilogram ağırlığında Stockton'un gururu Billy Tully!
10 rounds. En culotte bleue, poids : 76 kilos, l'orgueil de Stockton, Billy Tully.
Tully, ondan uzak dur. Sağ vuruşlarından sakın. Bloke et.
Évite sa droite.
Üçüncü raundun iki dakika 13. saniyesinde teknik nakavt ile galip gelen Billy Tully!
Vainqueur par K.O. technique en 2 minutes et 13 secondes au 3ème round : Billy Tully.
- İyi dövüştün.
Bon combat, Tully.
Siz çocuklat Tulley'i yüksekte mi görüyorsunuz?
Vous êtes au lycée Tully, non?
Edinburgh Dükü Edmund ve Tully Applebottom.
Edmond, Duc d'Edimbourg et Tully Fessedepomme.
İhtirasla tükenen Edinburgh Dükü, minik Tully'yi kaçırır!
Le Duc d'Edimbourg, passionnément amoureux, enlève la jeune Tully!
Ve siz de Bayan Tully Applebottom mısınız?
Et êtes-vous Mademoiselle Tully Fessedepomme?
Adı Louis Tully.
Il s'appelle Louis Tully.
- Kahve istermisiniz, Bay Tully?
- Un café, M. Tully? .
Adım Tully Sorenson.
Je suis Tully Sorenson.
Hey Tully, bir şey olacak gibi davranmıyorum.
Je ne prétends pas être quoi que ce soit.
Tully bebeğim. bir boka yarar bir şey yazabilen hiç kimse huzur içinde yazamaz.
On n'écrit rien de valable "en paix".
Hey Tully. Çirkin bir şey yapmak istemedim.
Ecoute, je ne voulais rien faire de moche.
Daha sonra Tully'nin otlağında izini kaybettik.
On lui a couru après.
Sen bir koşu onlara herifi gördüğümüzü söyle.
- Du côté de chez Tully.
Üçüncü rauntta... 241 Dolar kazandık.
Babe, ramène ma bourgeoise. Je reconduis Tully.
Tully Sorenson.
Tully Sorenson.