Tulsa traduction Français
267 traduction parallèle
Eğer sıkıcı olursa hafta sonu Tulsa'ya gidebilirsiniz.
Et quand tu t'ennuieras, tu pourras aller à Tulsa!
Tulsa'da avukatım var.
J'ai un avocat à voir à Tulsa.
Yeteri kadar para biriktirince, Tulsa'da bir avukatla görüşeceğim.
Dès que j'ai assez, j'ai un avocat à voir à Tulsa.
Söylemek istediğim şey şimdi Tulsa'daki o avukatı tutabileceğimdi.
Je voulais dire que je peux payer cet avocat à Tulsa.
Tulsa.
Tulsa.
Tulsa'ya yakın küçük bir kasabada bir kuyumcuyu soymuştum.
J'ai dévalisé... Une petite bijouterie dans une ville miteuse, près de Tulsa.
Tulsa'ya.
À Tulsa.
Tulsa'ya gidiyorum, anne.
Je pars à Tulsa maman.
- Sen yanında olmayınca Tulsa'yı çok sıkıcı buluyor.
- Elle s'ennuie terriblement sans vous.
Tulsa'da bu konuyu hiç düşünmedin mi yani?
Quand on vit à Tulsa, on cogite beaucoup.
Dallas, Philadelphia, Columbus, Indianapolis, Terre Haute St. Louis, Tulsa, Oklahoma City, Denison'a gidecek olan otobüs 5. peronda kalkışa hazırdır.
Quai No 5, le car pour Dallas va partir. ll fera escale à Philadelphie, Columbus, Indianapolis, Terre Haute, St. Louis, Tulsa, Oklahoma City, et Denison.
Belki de annesiyle birlikte Tulsa'da yaşıyordur.
Il doit vivre à Tulsa avec sa mère.
- Dallas mı, Tulsa mı?
- Dallas ou Tulsa?
Perşembe günü Oklahoma valisi, Tulsa'daki Merkez Bankası'nı korumak üzere milis kuvvet yolladı, çünkü Kit onu soyacaktı.
Le jeudi, le Gouverneur envoya la garde surveiller la banque fédérale. Le bruit courait que Kit allait l'attaquer.
Tulsa'nın etrafındaki güney rotası ne durumda?
Et le Sud? Autour de Tulsa?
Gitmek konusunda ciddiyseniz Bay Wagoner... şu sizin 30 dolar bizi Tulsa'ya kadar götürür.
Si vous venez avec nous, M. Wagoner, vos 30 dollars nous amèneront à Tulsa.
Endişelenmeyin Bay Wagoner. Tulsa'ya gideriz, tamam.
Rassurez-vous, on arrivera à Tulsa.
Buralarda ne yapıyorsun?
Que fais-tu à Tulsa?
Tulsa'ya gidecek parayı veririm, bu iş de biter.
Je te donnerai l'argent pour Tulsa.
Sana fazla para vereceğim, böylece ona Tulsa'ya dönüş bileti alabilirsin.
Je te donnerai l'argent de son billet pour Tulsa.
- Tulsa, Oklahomada adamın biri alnımda fitili yanan dinamiti dengede tutamayacağımı iddia etmişti.
A Tulsa, en Oklahoma, un gars m'a défié de faire tenir un bâton de dynamite allumé en équilibre sur mon front.
Tulsa, Oklahoma City, Albuquerque, Tucson ve Los Angeles'a gitmek üzere.
Tulsa, Oklahoma City, Albuquerque, Tucson et Los Angeles.
Tulsa'dan mı?
De Tulsa?
Gidelim. Tulsa'da odamıza giremediğimiz geceyi unutmuşsun.
Tu oublies la nuit à Tulsa, enfermés hors de la chambre de motel.
Babam Tulsa'nın gördüğü en büyük düğün olacağını söylüyor.
Papa dit qu'on aura le plus grand mariage de Tulsa.
Harikaydı! Şirketin jetiyle Tulsa`ya uçtum.
Au lieu d'acheter des B.D, je les ai lues dans le magasin.
Bo Youngstreet'e rastladım. Size ondan söz ettiğimi sanıyorum. Tulsa dışında bir kaç düzine petrol kuyusu var.
Il possède des puits de pétrole près de Tulsa.
Sana hemen söylemem gerekiyor.
Il fallait que je te le dise! J'ai appelé à Tulsa.
Tulsa'daki bir arkadaşımı aradım, şoförümü oynayan adam.
le type qui joue mon chauffeur.
Bir gün, Tulsa'da dört saatlik gecikme oldu.
Un jour, j'ai passé 4 heures à l'aéroport de Tulsa.
" Sevgili Seattle'da Uykusuz.
"J'habite à Tulsa".
Ben Tulsa'da yaşıyorum. " Tulsa nerede?
C'est où?
9 hafta sonra Tulsa'da gösterimde.
Il sort dans 9 semaines, à Tulsa.
Tulsa'nın dışındaki o ayçiçekli yerde yuvarlanmayı düşünüyorsun.
Tu as pensé à... te rouler dans le champ de tournesols à côté de Tulsa.
Frank'le Tulsa'da yeni tanıştık.
Franck, on vient de le rencontrer à Tulsa.
Kız kardeşim Tulsa'da yaşıyor.
Elle habite Tulsa.
Bakalım 15 yaşındaydım, 10'uma basacaktım ve La Junta'dan, San Jose'ye taşındık oradan Tulsa'ya...
J'avais quinze ans, j'en faisais dix, et nous sommes partis de La Junta pour San José, puis Tulsa...
Onu Tulsa'da tiyatro oynarken bulduk.
Il faisait du café-théâtre dans l'Oklahoma.
Sen söyleyince hatırladım Tulsa'da biri öyle bir şeyler söylemişti.
Maintenant que vous le dites, oui, un homme me l'a déjà dit à Tulsa.
Evet, Tulsa'daki adam da öyle söylemişti.
C'est aussi ce que l'homme de Tulsa m'a dit.
Her yere gittik, Halifax, Indianapolis Tulsa, Charlotte ve sonra burası.
On est allé partout. Halifax, Indianapolis, Tulsa, Charlotte... et puis ici.
Onların Tulsa şehrinden geçerken insanların akın ettiği alışveriş merkezlerinden birine giderek Kevin'e özgürlük kampanyasını bir Hanson kampanyasına dönüştürme fikri aklımıza geldi.
Puisque nous passions par leur ville natale, Tulsa... Nous avons pensé aller dans un centre commercial de Tulsa... et transformer la campagne "Free Kevin" en une campagne des Hanson.
Annem Tulsa'nın 60 kilometre dışında dibe vurmuş.
Ma mère a pété un câble à 60 km de Tulsa.
Direkt Tulsa'ya uçmayı dene.
Direct pour Tulsa?
Bana bu gece Tulsa'ya iki gidiş bileti bulabilir misin?
Pourriez-vous me trouver deux allers simples pour Tulsa?
11 : 40 uçağıyla Tulsa'ya gidiyorum.
J'ai un vol à 23h40 pour Tulsa.
Biyolojik babam Tulsa da Geo satıyor.
Mon père biologique les vend à Tulsa.
- Tulsa, Oklahoma.
A Tulsa, Oklahoma.
- Şansa bak. Orada akrabalarım var.
J'ai de la famille à Tulsa.
Tulsa'daki ofisimizi Chandler idare edecek.
Chandler dirigera le bureau de Tulsa.
- Tulsa.
- À Tulsa.