Tune traduction Français
163 traduction parallèle
Kuruş etmez.
Pas une tune celui-là
# While the band plays a cowboy tune
Pendant que l'orchestre jouera une chanson de cow-boys
Bence çok para kazanacağız.
Nous allons nous faire de la tune.
Ne kadar paran var daha?
Il te reste combien de tune?
"I Whistle a Happy Tune", "HeIIo, Young Lovers",
"I Whistle A Happy Tune", "Hello, Young Lovers",
"Tommy Tune çok iyi bir dansçı."
Tommy Tune est un très bon danseur.
Tommy Tune'ı dans ederken gördün mü?
Tu as déjà vu Tommy Tune danser?
Tommy Tune çok uzun.
Tommy Tune est très grand.
- Hiç paran var mı?
- T'as de la tune?
Hayır, paramız yok.
Non. On n'a pas une tune!
- Ne? Ona para ver. - Ne için?
- File-lui un peu de tune!
Bazılarında para olabilir, ama kwana sahip olamayacaklar.
Certains mecs ont la tune, mais ils n'auront jamais le kwan.
Orada dur, Bay Çılgın Kahraman.
Minute, M. Ie Looney Tune!
Kahramanlar Müfrezesi'nin... ilk beşini sunarım!
Voici l'entrée en piste... de la "Tune Squad"!
Ve oyun kurucu olarak... 98 santimetrelik, kulakları da eklerseniz 1,20'lik boyu ile... Kahramanlar Müfrezesi'nin kaptanı...
Et le meneur dejeu, 1 m03, 1 m20 si on compte les oreilles, capitaine adjoint de la "Tune Squad",
Ve şimdi de... Kahramanlar Müfrezesi'nin oyuncu koçu... 2 metre boyunda, Kuzey Carolina'dan... Göklerin Majestesi :
Et maintenant, l'entraîneur-joueur de la "Tune Squad", 1m90, venu de North Carolina, sa Majesté Aérienne...
Burası Çılgın Kahramanlar Diyarı.
T'es à Looney Tune Land!
Öyle işte. Tommy Tune da değilsin yani.
Je dis juste que t'es pas vraiment fluet.
Tommy Tune değil miyim? Yeter!
Je suis pas vraiment fluet, hein?
Bu sefer ciddiyim. Aslında biliyor musun, sana bir şey vermek istiyorum. Bunu Fincan oynamak için rehin vermeden önce sana vermeme izin ver.
D'ailleurs... je veux te donner un truc... avant qu'il serve de gage pour la tune aux Tasses.
Yakışıklı olmayan, kısa, garip olanlarının, sanırım kimden söz ettiğimizi biliyoruz, bir dengeleyiciye ihtiyaçları vardır.
L'étrange petit bonhomme pas beau, tu vois qui... il lui faut un égalisateur, et c'est la tune. Laisse-moi te le répéter :
Sen paralı, komik, küçük adamsın. Tekrar ediyorum. Para.
la tune.
Ve Nelle parayı seviyor.
T'es un petit bonhomme tuné et Nelle aime la tune.
Bart bile har vurup harman savuruyordu.
Même Bart claquait toute sa tune.
Tomas'ı bulmuşsak burada olmamalıydın.
Tune seraispaslà sion avait trouvé Tomás.
Sevgilim ve annesinden para istiyorum.
Je dois demander de la tune à ma meuf et à sa mère!
Pea, bu zencilerde para yok.
Ils ont pas une tune, ces petits enculés!
"Zihnini aç, uyumu yakala, tecrit ol" türü bir şeydi. ( Araştırınız : Turn on, tune in, drop out )
Apparaître, emballer, descendre, un truc comme ça.
Bunu hiç kimse yapamayacak.
Merci pour la tune.
Take my heart, play a tune.
Prends mon coeur, joue avec lui.
Peki ya para?
Peut-être la tune?
Düzüşmek yoksa para da yok.
Pas de baise, pas de tune.
- Bak Tommy Tune geçiyor.
Ça me donne faim. " Regarde, c'est John Travolta.
Homer, paraya ihtiyacım var, yoksa bacaklarımı kıracaklar.
Homer, il me faut de la tune, sinon ils me cassent les jambes.
Para kazanmayı bilmiyorsan zaten çoktan ölmüşsündür
Si t'arrives pas à trouver de la tune, t'es un homme mort.
Kendin meteliksizken bana para verecek halin yoktu.
Et puis c'est de ta faute. Tu n'avais jamais une tune à me donner.
Bizim biraz paraya ihtiyacımız var dostum.
- il nous faut de la tune, mec.
Kasada hiçbir şeyimiz yok.
On n'a plus une tune.
Kuzenim Malcolm, listeleri sağlam bir paraya satabilir.
Mon cousin Malcolm peut les vendre pour un max de tune.
Tommy Tune için hazırlansan iyi olur tatlım,
Retourne au poulailler, Tommy Tune.
- Tommy Tune kim? - Tommy Tune bir adam.
- Qui est Tommy Tune?
Meşgul, hem onun canını sıkmak istemiyorum, bu aralar endişeli.
Elle a pas une tune et elle a des soucis.
Onun parası yoktu.
Il n'avait pas de tune.
Brian'ın Melodisi.
Bon. Mettons "Brian's tune", ok?
Brian's Tune'daki akordu değiştirmem ne kadar uzun sürdü biliyorsun.
Tu as vu combien de temps ça m'a pris pour ce changement d'accord dans "Brian's tune".
- Millet! Biliyor musun, ben gidiyorum ve Sandecker'dan paranı alıyorum.
Et en plus j'ai trouvé de la tune pour payer l'addition.
O da Çılgın Kahramanlardan mı?
C'est un Looney Tune?
Baba?
( humming upbeat tune ) papa?
Para lazım.
Il me faut de la tune.
Buldun Tommy Tune'u.
Tommy Tune est là.
Gövdesi epey bir zarar görmüş.
Prêteur sur gages Il est méchamment tuné.