English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ T ] / Tunner

Tunner traduction Français

38 traduction parallèle
Tunner, biz turist değiliz, biz gezginiz.
Pas des touristes, des voyageurs.
Madam bir yazar, Mösyö Tunner, bir işadamı.
Madame est écrivain, M. Tunner homme d'affaires...
Bay Tunner'ın tek işi de, Long Island'da parti vermektir.
Et les seules affaires de M. Tunner sont ses soirées.
Sanırım, Bay Tunner üç-dört hafta kadar kalacak ama eşimle ben, bir-iki yıl buradayız.
M. Tunner trois à quatre semaines, ma femme et moi, un an ou deux.
Ne bileyim? Belki Tunner dinlemek ister.
Et si Tunner veut l'entendre?
Bir şey yok Tunner, bırak gitsin.
Ce n'est rien, laisse-la.
Yine de, niye Tunner'ın önünde rüyanı anlattın anlamadım.
Pourquoi raconter ton rêve devant Tunner?
Tunner'ın önünde anlatmadım. Tunner'a anlattım, tıpkı sana anlattığım gibi.
Je ne le racontais pas devant lui, mais à lui, autant qu'à toi.
Sadece, Tunner'a güvenmiyorum.
Je n'ai pas confiance en Tunner.
Dedikoducunun teki. Tunner mı?
C'est une commère.
Ayrıca, "Tunner'a güvenmiyorum," demekle, ne demek istedin?
Et que veux-tu dire, pas confiance en Tunner?
"Tunner'a güvenmiyorum," demekle ne demek istiyorsun?
Comment, pas confiance en Tunner?
Aslında, Tunner benden çok seninle ilgili bir konu.
D'ailleurs, Tunner est plus ton affaire que la mienne.
Bak Tunner, aylarca birlikte yolculuk yapınca, sonunda böyle olması gerekiyor.
Quand on voyage pendant des mois, on doit s'arranger comme ça.
Bu arada, sabahleyin Tunner'la neler oldu öyle?
Au fait, que s'est-il passé ce matin avec Tunner?
Dün gece gelmediğini Tunner'ın bilmesini istemedim.
Je voulais lui cacher que tu n'étais pas rentré.
Ne demek Tunner'ı bırakamayız?
Comment, on ne peut pas?
Port, Tunner'ı burada bırakıp o iğrenç kızıl kafayla ve cani oğlanla, o Nazi arabasına binecek değilim.
Je n'irai pas sans Tunner dans cette voiture nazie avec cette rouquine et ce petit criminel.
Ben Tunner'la, trenle gideceğim.
Je prends le train avec Tunner.
Tunner'la mı gideceksin? Evet.
D'aller avec Tunner?
Uyan Tunner! Ne?
Réveille-toi, Tunner!
- Tunner, sonra görüşürüz. - Evet, tabii.
A tout à l'heure.
Biliyor musun, Tunner gündüzleri bu kadar uyumasaydı, seninle hiç yalnız kalamayacaktık.
Sans les longues siestes de Tunner, je ne serais jamais seul avec toi.
Pearl Harbour, Tunner. Baskın var!
Pearl Harbor, Tunner, on nous attaque!
Tam da, arkadaşımın gitmek istediği yer. Bay Tunner'ın.
C'est exactement où mon ami voudrait aller...
Sevgiler, Tunner.
Tunner. "
Tunner'a ne oldu?
Alors, Tunner?
Tunner'a ne olacak?
Et Tunner?
Ne olacak ki Tunner'a?
Quoi, Tunner?
İşte o Tunner. Ne?
C'est ce Tunner!
Bu arada... Bay Tunner diye bir arkadaşınız, buradaki Konsolosluğa aylardır telgraf ve mektup yağdırıyor.
A propos, un de vos amis, M. Tunner, harcèle le consulat depuis des mois.
Umarım haddimi aştığımı düşünmüyorsunuz. Ama buraya geleceğinizden emin olur olmaz, bu Bay Tunner'a telgraf çektim.
J'espère que vous ne m'en voudrez pas, mais dès qu'on a su que vous veniez ici, je lui ai télégraphié.
Evet.
Oui, Tunner.
Şimdi geliyorum, Tunner.
J'arrive, Tunner.
Hiç, Tunner içeride.
Rien que Tunner.
Tunner'ı bırakamayız.
On ne peut pas laisser Tunner.
- Kim demişti? - Hayır, Tunner!
Qui a dit...
Şampanya kaldı mı?
Tunner!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]