Turin traduction Français
160 traduction parallèle
Yarın Cenova'dayız, sonra da Turin.
Sans cesse par monts et par vaux.
Ben Torino'da tamirci ustasıydım.
J'étais maestro en mécanique à Turin.
Topçu birliği ile Turin'e gönderildi.
Ils l'ont envoyé à Turin, avec l'Artillerie.
Torino'yla Trieste, Marsilya ve Fas.
Turin, Trieste, Marseille et Mogador.
Turin'e.
À Turin.
Bize artık Sicilyalı bir teknisyenin Milanolu veya Turinli emsalleriyle eşit seviyede olduğunu kanıtlıyor.
Les techniciens siciliens n'ont pas pas d'équivalent ni à Turin ni à Milan. Même les Allemands.
- Torinoluyum.
Je suis de Turin.
Torino'dan tanıdığın çok mu?
Tu connais beaucoup de filles de Turin?
Fiyatın daha da düşmesine neden olacaksın. Ne yapabilirim ki?
Essayez Turin, Gènes, quelque part!
TURIN, On Dokuzuncu Yüzyılın Sonları
TURIN À LA FIN DU 19ÈME SIÈCLE.
Turin'de herkesin çalışma saati sizinkiyle aynı.
Les horaires! A Turin, tout le monde a les mêmes.
Porta Susa'dasınız, Turin'de.
Porta Susa, Turín.
Bakmam gereken bir ailem var ve... -... kimse veresiye vermiyor.
Je ne suis à Turin que depuis 15 jours et j'ai une famille à nourrir.
Bir kaç ay sonra Torino parlamentosunda milletvekili olacak.
Dans quelques mois, il sera député au Parlement de Turin.
- Bilmiyorum. Torino'dan biri.
Quelqu'un qui arrive de Turin.
Sevindirici ilhaktan sonra... Demek istediğim Sicilya ve Sardunya krallığının muhteşem birleşmesi Torino hükümeti, bazı ünlü Sicilyalıları krallık senatörlüğüne aday göstermek istiyor.
Après l'heureuse annexion, je veux dire... après "l'heureuse union" de la Sicile au Royaume de Sardaigne... le gouvernement de Turin a l'intention de procéder à la nomination d'illustres Siciliens comme membres du Sénat.
Torino'da Sicilyalılarla bizzat tanıştım uyumak dışında her şeyi yapar gibiydiler.
A Turin, j'ai connu des Siciliens qui n'avaient pas du tout l'air de dormir.
Kendisi Turin'li.
Il est de Turin.
Burası Torino, İtalya'nın sanayi başkenti.
Ceci est la ville de Turin, la capitale industrielle de l'Italie.
Her hafta hava meydanından yola çıkıyor.
Il quitte l'aéroport de Turin toutes les semaines.
Bu sistemi TV kameraları ve Torino Trafik Merkezi'ndeki bilgisayar kontrol ediyor. İşte şu bina.
Un système contrôlé par des caméras de télévision, et par l'ordinateur dans ce bâtiment, le Centre de Contrôle du Trafic de Turin.
Hatta o gün Torino'da bir futbol maçı var.
Il y a même un match de football à Turin, la veille de la livraison.
Bu üç çirkin herif bizleri Torino'dan yıldırım hızıyla uzaklaştıracak.
Ces merveilles vous sortiront de Turin plus vite que n'importe qui. Très bien! Rappelez-vous-en.
Ve işte, Profesör. Torino'daki bilgisayardan o sorumlu.
Maintenant, nous en venons au Professeur, qui sera en charge de tout ce qui concerne l'ordinateur de Turin.
Dave, vadiden Torino'ya doğru. Tamam mı?
Dave, prends la route de la vallée vers Turin, Ok?
Turin'den Levi, Roma'dan Piperno.
Nevi de Turin. Segre de Trieste. Viterno de Rome.
Torino'da derler ki, fahişeler para kazanmada ikinci sıradadırlar.
On dit qu'à Turin, la prostitution est la deuxième source de revenus.
Bu kadar metan gazı Torino büyüklüğünde bir kentin günlük ihtiyacını karşılayacak kadar enerji üretebilir.
Le méthane produit une énergie qui suffirait chaque jour à Turin!
Turin'in 160 km güneyi. Pisa'nın 160 km doğusu. Bilbao'nun 800 km batısı.
A 150 km de Turin, 150 km de Pise, et 800 km à l'est de Bilbao.
İtalyan defans oyuncusu Gonerelli ise oturma ve yemek odasını açmak için yıktırdı diye Turin'de kırmızı kart görmüştü.
Et Gonerelli, le colossal défenseur italien, a été expulsé à Turin pour avoir réuni son salon et sa salle à manger pour en faire une seule pièce.
Roma, Napoli, Bari, Milano, Torino, Cenova, Triyeste, Floransa, Boltzano istasyonları.
Stations de Rome, Naples, Bari Milan, Turin, Gene, Trieste, Florence, Bolzano.
Torino'da doğdum ama Nantes'da okudum.
Je suis né à Turin. Mais j'ai étudié à Nantes.
Kana'daki nikahtan şarabımız, Haç'tan kıymıklarımız ve de İsa Peygamberin zamanında marangozhanesinde yaptığı tüm eşyalar mevcut.
On a les linceuls de Turin, le vin des noces de Cana, les éclats de bois de la Croix... et tous les objets que Jésus a fait quand il était charpentier.
Torino Gran Düşesi Sophia var Prens'le asla evlendiremeyiz.
- Et alors? La Grande-Duchesse Sophia de Turin... - Mais elle refusera.
Yarın Torino'da bir konferans vereceğim.
Une conférence, à Turin, demain.
Ben Norma'yla birlikte Torino'da olacağım.
Je serai à Turin, chez Norma.
Milan'dan Fulvia.
- Fulvia de Milan. - Turin.
Hırsız benim Torino Kefeni plaj havlularımı almış.
Le voleur a pris mes serviettes St Suaire de Turin.
Şunu dinle. Torino'da Sadomazoşist bir genelev bulundu. Evde altı kadın vardı.
- Écoute à Turin, une maison a été découverte, qui se livrait à des rendez-vous sadomasochismes.
O zaman şuna bakalım. Torino'dan bir kadın yollamış.
Cela vient d'une femme de Turin.
İç çamaşırlarını aramak Turin'in kefenine dokunmak gibiydi.
Les mains dans vos caleçons, je touchais le Saint Suaire!
Oh, evet, ayıcık.
Le sombre crétin de Turin?
Evet aslında tuhaf. Torino Kefeni veya Sligo'da tanıştığımız kadın gibi.
C'est comme le Suaire à Turin, ou cette femme à Sligo.
İşte bu genlerdir sizi, yaşadığınız şehirden koparıp mantık treninden inmeye zorlayıp Verona, Torino, Milan'a doğru harekete geçiren.
À cause de ces chromosomes, vous êtes poussés à laisser le train de la rationalité dans la gare de votre ville Vérone, Turin, Milan... Pescara.
Babam Torino'da başkomiserdi.
Mon père était le chef des carabiniers de Turin.
Hep kefendeymiş gibi görünürdü.
Il a toujours eu un air du saint suaire de Turin.
" Luigi Ferraris. Turin doğumlu. 3 Ekim 1906.
Ferraris Luigi, né à Turin... arrêté à Bologne, en 1928, condamné à douze ans pour conspiration, évadé, vu à Marseille et à Paris.
Burası Radio Turing
Ici Radio Turin.
Hayır, o zaman Torino'daydım.
Non, j'étais à Turin.
Turin'e geleli daha iki hafta oluyor.
- Un désespéré.
Torino'yu unutma.
Et Turin.