Type traduction Français
50,250 traduction parallèle
O haberci adam vardı ya bunlar görev emirleri.
Ce type, l'envoi, ce sont ses ordres de mission.
- Ne çeşit sevk sistemi kullanıyor?
Quel type de système de propulsion il utilise? - Aucune idée. - Oh mon dieu.
Adam hem şifreyi çözmüş hem de katılmak istiyor.
Ce type a craqué le code et il veut le faire!
Zavallının boynunun tamamı parmak izleriyle dolu.
Ce pauvre type a des empreintes autour du cou.
Ayrıca benim tipim değilsin.
En plus, tu n'es pas mon type.
Hayır, bu da seni benim tipim yapmayan şey.
Non... Ce qui fait que tu n'es pas mon type.
Bir çeşit profil için mi ne adamı takip edip duruyor onu atmayı denedim ama adam, kadının orada kalması için epey katıydı.
Ah oui? Et bien, c'est son ombre pour un certain type de profil, et j'ai déjà essayé de la faire sortir, mais il était catégorique sur le fait de l'avoir ici.
Teklif ettiğiniz tarzda bir kullanım 25 yıl önce de yaşandı ama uygun fiyatlı evler yerine gökdelenler yapıldı o gökdelenlerden biri de Queen Şirketi'nindi.
Et bien, le type de rezonage que vous proposez s'est produit au centre il y a 25 ans, mais à la place de logements abordables, nous avons eu des grattes-ciels, et l'un d'entre eux est devenu les bureaux de Queen Consolidated.
Sanırım Evelyn'in önerdiği şu ki kanunsuz dostumuzla aynı taraftayız. Öyle mi?
Je pense que ce qu'Evelyn veut dire c'est qu'on est du même côté que ce type, le Justicier.
- Ok ve yaylı adam sayesinde mi?
Grâce au type avec l'arc et les flèches?
- Ama o zamandan bu zamana Oliver harika bir adama dönüştün. - Öyleydim. Damadım olmasından gurur duyacağım birine.
Mais depuis, Oliver, tu es devenu un homme super, le genre de type que je suis fier d'avoir comme gendre.
Bu adam açgözlü olmaya başladığından beri.
Depuis quand? Depuis que ce type est devenu cupide.
Tipim değilsin demek.
Ça veut dire que tu n'es pas mon type.
O yüzden Lars Türkiye'de bu parçaları buraya nakledecek bir adam kiraladı
Lars a embauché un type en Turquie pour ré expédier les articles ici?
Kütüğün üstünde otururken gizlice arkadan yaklaşma.
Ne surprend pas un type assis sur une souche.
Yıllarca kadınlarla konuşamayan adam aniden iki kadınla mı çıkıyor?
Le type qui n'a pas réussi à parler à une femme en deux ans sort avec deux d'entre elles?
Dışarı çıktı, bir adamla konuştu ve ortadan kayboldu.
Il est sorti, a parlé à ce type, et puis il a disparu.
Peki ya, diğer adam?
Et à propos de l'autre type?
Bilmiyorum ama kafenin oradaki adam Lou'ya ne dediyse onu kaçırtacak kadar korkutmuş bence.
Je ne sais pas mais peu importe ce que ce type a dit à Lou en dehors du café, ça l'a effrayé assez pour s'enfuir.
Kafedeki gizemli adamdan ne haber?
Et à propos du mystérieux type dehors au café?
Bu o.
C'est ce type.
Wailana'nın dışında gördüğüm adam.
C'est ce type qui était dehors du Wailana.
Arabasını kenara çektirmiş. Ajan Zagar'a benzeyen biri memura silah çekmiş devriye arabasının arka koltuğuna kelepçeleyip bırakmış.
Il l'a pris à part, il s'est fait agresser par un type ressemblant à l'agent Zagar, qui l'a attaché à la cage sur le siège arrière de la voiture de patrouille, le laissant là.
SWAT'a geri çekilmesini söyledin ama elimizde iki silahla ilahi yollardan onu alt edeceğimizi düşündün, öyle mi?
Tu dis au SWAT de se retirer, mais tu penses que nous, avec deux armes et une bonne disposition, on va coincer ce type?
Bir de bu adam var.
Et, il y a ce type.
Mucizevi olarak patlamadan kurtulmuş ama ikinci saldırıda şansı yaver gitmemiş.
Par miracle, ce type a survécu à l'explosion pour être le malchanceux destinataire d'un double tir.
Bu herif başımıza bela olacak!
Ce type est un boulet!
Bence adam onu çok korkuttu.
Mais le type lui a vraiment fait peur.
Yani Jeremy F, kurbanı kandırmak için bu adamın fotoğraflarını kullandı.
Jeremy F. a pris des photos de ce type pour l'appâter.
Bu manyağın "Hayır." cevabını kabul etmeyeceğinden eminim.
Je parierai que ce type n'a pas pris le non pour une réponse.
Sırtını duvara dayamış bu herifin neler yaptığını düşünmek bile istemiyorum.
Je ne suis pas pressé de voir ce que ce type fait maintenant qu'il est dos au mur.
Tamam. Hirsch'ün resmini ev kayıtlarını tutanlara gönderelim. Bakalım adamı tanıyacaklar mı.
Bien, on va amener le dessin de Hirsch à tous ceux qui ont la liste de ces maisons, voir si quelqu'un reconnaît ce type.
Adamı yakaladık.
Nous avons le type.
Kadın soruları yanıtlamadı galiba çünkü adam sinirlenmeye başladı.
Je ne pense pas qu'elle lui ait donné des réponses, parce que le type était énervé.
Adam ona arkasını dönerek hata yaptı.
Le type a fait l'erreur de lui tourner le dos.
Adam içeri girdi ve kadın tetiği çekemeden onu vurdu.
Le type est arrivé, lui a tiré dessus avant qu'elle n'appuie sur la détente.
Adamın Michelle Shioma'nın en iyi askerlerinden biri olduğundan şüpheleniliyormuş.
Ce type est suspecté d'être l'un des sbires de Michelle Shioma.
Adam sizden ölesiye korkuyordu.
Ce type était... Il était terrifié par vous.
Tamam, peki ya ölü adam?
Et à propos du type mort?
Chin, size doğru gelen bir öcü var.
Chin, un type se dirige vers toi.
- Bu adamı neden ben tutuyorum?
- Pourquoi je tiens ce type?
Endişeli olan Hunk.
Le type nerveux, c'est Hunk.
Onu parmağına takmaya çalışanın hak etmediğini düşündüler anlaşılan.
Le type qui l'a essayé, il n'était pas digne.
Takım elbiseli adam kim?
- C'est qui, le type en costard?
Şu tekerlekli sandalyedeki herifi görüyor musun?
- Tu vois le type là-bas, sur sa chaise roulante?
Senin Vogel'e gelince o adamla aynı isimli birinin hapishanede yanmış olduğunu duydum.
Quant à votre Vogel, j'ai juste entendu dire qu'un type a été retrouvé brûlé dans la cour.
O herif ölmek zorundaydı.
Il fallait que ce type meure.
Mandeville'le öğle yemeğinde olan adam. Sedat Baba Aroudj, Türk kodamanlardan. Fakat ona pek bulaşamayız.
Le type qui a mangé avec Mandeville, c'est Baba Aroudj, un caïd turc, mais on peut pas l'approcher.
- Sen ne yapardın Mavili?
J'ai trois filles. Le père est un type bien?
Tam sahtekar tipi var orospu çocuğunda.
Ce type suffisant ressemble à un fils de pute.
Adamsın.
Tu es un chic type.