Uday traduction Français
90 traduction parallèle
Aditya, Uday ve Akash için geliyor.
"Aditya, Uday et Akash."
Ben Uday'ın * benzeri gibi davranıyorum.
Je me comporte comme un sosie de Uday.
Ölen sahsı teshis ettik. İsmi, Ammanuel Uday.
- On a identifié ton Pierre Untel décédé.
Mühendislik diplomasını Kaliforniya Üniversitesi, San Diego'dan 2000'de almış.
- Il s'appelle Ammanuel Uday. Il a obtenu son diplôme en ingénierie de l'université de Californie... à San Diego en 2000.
Usama Bin Ladin'in kellesi için 25 milyon, 15 milyon dolar her neredelerse Uday ve Kusay Hüseyin'in her biri için,
25 millions de dollars pour la tête de Ben Laden. 15 millions de dollars pour chacun des fils de Saddam Hussein.
Gördüğün gibi, Doris dekorasyon konusunda Uday Hüseyin'e danışıyor.
Comme tu vois, le coach déco de Doris, c'est Uday Hussein.
Hemen köşesinde de, bayanların gittiği bir gece kulübü var Uday'ın arkadaşıyım deyin yeter.
Et dans le coin, il y a un club où vont les femmes, - dites que vous êtes un pote à Uday.
Kahretsin, canavar denizci! Bu göt için Uday ve Kuday'a, kız kardeşimi bile satardım.
Putain, mec, pour un petit cul comme ça, je vendrais ta soeur à Uday et Qusay.
Görünen o ki, burası eskiden Uday ve Kuday'ın sigara fabrikası idi.
Apparemment, c'était l'usine de cigarettes de Uday et Qusay.
- Günün birinde bir aslan vuracaksın Uday.
Un jour, tu tueras un lion, Uday.
Etrafına bak Uday, etrafına bak!
Regarde bien autour de toi, Uday. Regarde bien.
Biz şanslı adamlarız Uday.
Nous sommes des hommes chanceux, Uday.
Uday daha çocuk anne.
Uday est un garçon, Maman.
Babam Uday hakkında böyle konuştuğunu duymasın.
Ne laisse pas papa t'entendre parler de Uday de cette façon.
Çünkü Irak'ın bütün Arap ulusuna yol gösterdiğini fark ettiler.
Et pourquoi, Uday? Car ils reconnaissent l'Irak comme leader du monde arabe.
Bir lider, müzakere etmeyi de bilmeli Uday.
Un leader doit être prêt à négocier, Uday.
- Saçmalama Uday.
- Ne sois pas stupide, Uday.
Boşver gitsin.
Uday! Laisse tomber.
- Hepiniz evlerinize dedim! - Uday!
J'ai dit : "Rentrez chez vous!"
Uday, Uday! Dur!
Arrête!
Onu öldürdün! Onu öldürdün, Uday!
Tu l'as tué!
Kahretsin! Babam beni öldürecek! Uday!
Papa va me tuer!
Korkarım bu tür davranışlar Uday için normal.
Je crains que ce comportement soit naturel pour Uday.
Uday'ın davranışlarının ailesi ve hükümetin tipik davranışı olduğunu söyleyenler.
De ceux qui ressentent son comportement comme typique de cette famille et de ce gouvernement.
Şu an Uday konusunu tartışıyoruz.
Le problème, c'est Uday.
Sana katılıyorum Adnan. Uday'ın davranışları başkanımızı ve ailesini utandırıyor.
Je suis d'accord avec toi, Adnan, l'attitude d'Uday porte le discrédit sur cette maison.
Uday, Kusay ve Kusay'ın oğlu Mustafa. - Hayır. - İki üç gün.
- Uday, Qusay, et son fils, Mustapha.
Zaidan!
Zaidan! Uday!
Uday, Uday, kalk.
Debout!
Uday, Kusay ve küçük Mustafa öldürüldü.
Uday, Qusay et le petit Mustapha ont été tués.
Babaları güvenir halk korkup nefret ederdi. Kusay ve ağabeyi Uday yıllarca Saddam Hüseyin'in imparatorluğunun merkezindeydiler.
Ayant la confiance de leur père, craints et haïs par le peuple, pendant des années, Qusay et son frère aîné Uday étaient au centre de l'empire de Saddam Hussein.
Uday'ın sadistliği efsaneviydi.
Le sadisme d'Uday était légendaire.
Uday, Kusay ve Mustafa'yı öldürdüğünüzü sanıyorsanız size söylüyoruz yanılıyorsunuz.
Si vous croyez avoir tué Uday, Qusay et Mustapha, croyez-nous,
Ulusumuzun ve Irak'ın bütün gençliği cihatta Uday, Kusay ve Mustafa'yı takip edecekler.
Toute la jeunesse de notre nation et toute la jeunesse d'Irak suivront Uday et Qusay et Mustapha dans le Jihad.
Saddam Hüseyin'in Uday ve Kusay dışında yüz oğlu daha olsa...
Si Saddam Hussein avait 100 fils, autres que Uday et Qusay,
Uday Sinha.
Uday Sinha.
Erkek kardeşim olsun istedim, ama babam benim "Kusay" a ihtiyacı olmayan bir "Uday" olduğumu söyledi.
- Je voulais juste un petit frère, mais papa dit que je suis un Oudaï sans Qoussaï.
Uday Hüseyin'in özel korumaları tarafından kaçırıldılar.
La garde privée d'Oudaï Hussein les a enlevées.
Sana aynı Uday Saddam Hussein'e benziyorsun demiyorlar mıydı?
Tu ressembles à Uday Saddam Hussein.
- Başka bir zamana bırak bunu. - Uday...
Attends demain pour décider.
Uday seni seçti.
Uday t'a choisi.
Bunlar da Uday'in odaları.
Voici les appartements d'Uday.
Bunun zor olduğunu biliyorum fakat Uday bu şekilde istiyor.
C'est difficile, je sais, mais c'est le souhait d'Uday.
"Ben artık Uday Saddam Hussein'im."
Maintenant, je suis Uday Saddam Hussein.
Uday 3 santimetre daha uzun.
Uday fait trois centimètres de plus.
- Uday'ın müşterisinden gerçek skoç aldık.
C'est gentil.
Uday!
Viens, Zaki.
Dur!
Uday!
Uday!
Uday!
Uday ve Kusay'ın başına da para konmuş.
Les têtes d'Uday et Qusay sont également mises à prix.
Uday ben babamın oğluyum.
Je suis le fils de mon père.