English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ U ] / Ukalalık

Ukalalık traduction Français

422 traduction parallèle
- O yüzden ukalalık ediyor. - Tamam.
C'est pour ça qu'il fait le malin.
Bir dakika dostum. Demin ukalalık ediyordun. Şimdi susamazsın.
Minute mon gars, t'es allé trop loin, faut tout dire.
Askerler, beni dinleyin yaptığım ukalalık değil.
C'est dur de ne pas pouvoir boire. Pour moi aussi.
Bana ukalalık yapmasından sıkıldım, tokadı basacağım.
Un de ces jours, Veda me paiera son arrogance.
Ukalalık etme bana!
- Pas d'ironie!
Ukalalık etmek istemem ama sana Anayasa'yı ve şu ifadeyi hatırlatmak isterim :
Au risque de paraître guindé, j'aimerais te rappeler la Constitution et la phrase :
Ukalalık etme, Sloan.
Donc, vous n'êtes pas content ici?
Tamam. Ukalalık için zaman yok.
Trêve de plaisanteries.
Ukalalık yapma.
Ne fais pas le malin.
Bana ukalalık mı taslıyorsun?
Vous trouvez ça drôle?
Bir oyunu eleştirdiğinde, öteki beş para etmezler gibi ukalalık da yapmıyor.
Il ne se contente pas de faire le malin comme les autres ahuris!
- Bana ukalalık etme.
- M'énerve pas.
Ukalalık etme, İngiliz.
Ne joue pas au plus malin avec moi.
Lütfen ukalalık taslama. Kolumda müthiş bir ağrı var.
J'ai une affreuse douleur au bras.
Dinle, bana ukalalık taslama.
Pas de bla-bla.
Ben doktorum ve ukalalık olarak görmezseniz düşmeden önce oturmanızı öneriyorum.
Mme Drayton, je suis médicalement qualifié... alors j'espère que vous ne trouverez pas présomptueux de ma part de vous dire... qu'il faut vous asseoir, avant que vous ne tombiez.
Yani, hep dokunulmazı oynamak, hep herkese ukalalık etmek. Köşede durup göz ucuyla kimsenin sana bakıp bakmadığını kontrol etmek.
On joue les blasés, on descend tout le monde en flammes, dans un coin, surveillant du coin de l'oeil si on vous regarde.
Ben seni buraya teşekkür için çağırdım ve sen bana ukalalık ediyorsun.
Je voulais vous remercier, et vous faites le malin.
Ukalalık etme. Bu iş benim için çok basit.
Pas de culot avec moi,
Ukalalık yapma, bu bir oyun değil.
Cesse de faire le malin, on est pas là pour jouer.
Kaç yaşında olduğum konusunda haydi ukalalık etmeyelim.
Et évitons les plaisanteries sur mon âge.
Son zamanlarda Jesse and Chadwell'e ukalalık yapmıyor muydun?
Tu en fais un peu trop avec Jesse et Chadwell.
İnsanüstü yetkinliğe sahip, Newton ve Einstein gibi iki karakterin huzurunda,... insanın yükselişinden bahsetmek,... neredeyse ukalalık olur.
Il est presque impertinent de parler de l ´ ascension de l'homme en présence de deux hommes, Newton et Einstein, qui sont grands comme des dieux.
O benim de posta kutum. Bana ukalalık etme!
C'est aussi ma boîte aux lettres!
Bana ukalalık taslama Rico. Bugün hiç zamanı değil.
Ne va pas trop loin avec moi Rico, ce n'est pas le jour.
Bana ukalalık taslama.
Fais pas le malin avec moi.
George ukalalık yapma.
Ne sois pas idiot, George.
Ukalalık taslayıp durma, tamam mı?
Es-tu sûr de savoir de quoi tu parles?
Ukalalık etme de, pamuk sat.
Au lieu de philosopher vends plutôt le coton.
- Ukalalık taslama.
Ne fais pas tant le malin.
Bak, ailenin senin burada olduğunu bilmelerini istemiyorsan ukalalık yapma.
Si tu veux que tes parents ignorent que tu étais ici, - ne fais pas le malin.
- Ukalalık yapan kim?
- Qui c'est le malin?
"Git" derken dahi ukalalık taslardın.
Le poseur-né!
Öğretmenlerine de böyle ukalalık yapma. Unutma, onlar senin annen değil.
ça m'empêche de traîner dans la rue.
- Ukalalık etme. - Spagetti.
- Encore plus drole!
Ukalalık etme.
J'sais pas, j'ai pas de montre.
Yazışmalardan fazla anlamazlar. Ukalalık etmek istemiyorum.
Pas très forts pour la paperasse.
Sakın bana ukalalık yapmaya kalkma, seni küçük ucube.
Ne joue pas au plus malin avec moi petit monstre.
Eğer ukalalık yapmak istersen, seni Vermin'le tanıştırırım.
Sinon je te refile à Vermine.
Ukalalık yapmaya çalışmıyorum.
Je ne fais pas le malin.
Çünkü bana ukalalık taslamanı istemiyorum.
Je n'aime pas vos airs supérieurs.
Ukalalık etme Culley.
C'est très sérieux!
Hala ukalalık yapmaya devam edecek misin?
Alors, t'as fini de faire le malin?
Adam bilerek ukalalık yaptı. Diane.
Cet affront délibéré...
Ukalalık etme, Charles.
Charles.
Annene ukalalık yapma.
Ne joue pas au plus fin avec ta mère.
Ukalalık istemem.
N'essaie pas de jouer au plus malin.
Ukalalık yapma evlat.
Ce n'est pas drôle, gamin.
- Bütün bir cümle kurmayı başarabildin! - Ukalalık etme!
Fais pas le malin!
- Bu kadar ukalalık yeter.
- D'accord.
Ukalalık etme.
Cesse de faire le malin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]