English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ U ] / Ulaşamıyorum

Ulaşamıyorum traduction Français

846 traduction parallèle
- Evet, ona ulaşamıyorum. O Jersey'de bir görevde.
Il est injoignable ll est dans le New Jersey, chez un patient
Ulaşamıyorum.
Je n'y arrive pas.
Avukatlara yılda çeyrek milyon dolar ödüyorum, ama birine bile ulaşamıyorum.
Je dépense 250 000 $ par an en avocats, et ils ne sont pas là!
Fisher'e ulaşamıyorum.
Je n'arrive pas à joindre Fisher.
- Dur bir de ben deneyeyim. - Ona ulaşamıyorum.
- Laisse-moi essayer.
Onu aşağı indir, ulaşamıyorum.
Descend-le, je ne l'atteind pas.
Ama şimdi, yakın iken bile, ona ulaşamıyorum.
Maintenant que tout en dépend, je n'arrive pas à l'atteindre.
Ben... ulaşamıyorum.
Je... Je ne peux pas l'atteindre.
- Ulaşamıyorum, Kaptan.
- Je n'y arrive pas, capitaine.
Anahtarlarıma ulaşamıyorum. Seninkiler kolayda mı?
Ma clé est hors de portée.
Ben de ulaşamıyorum Mac.
Je n'y arrive pas non plus.
Bilgisayarlarıma ulaşamıyorum, bu beyler de onlara ulaşmama izin vermez.
Je n'ai pas accès à mes ordinateurs et ces messieurs ne le permettront pas.
Yıldız Filosu Komutasına ulaşamıyorum.
Je ne peux pas contacter Starfleet.
Ulaşamıyorum.
Impossible de les avoir.
Ulaşamıyorum bile.
Si le mortier de votre côté est aussi...
Ona hâlâ ulaşamıyorum. Tahmin etmiştim.
Je viens de réaliser que je n'avais pas encore pu la joindre.
Efendim, ona ulaşamıyorum. Oraya git.
Je n'arrive pas à l'avoir.
- İtfaiyeye ulaşamıyorum, Mervyn.
Je ne peux pas avoir les pompiers, Mervyn. Je vais essayer, chérie.
Sayı yapmaya çalıştığım kızlarda ilk beyz'e bile ulaşamıyorum.
Quand je drague, je n'arrive pas à quitter la case départ.
Siz hepiniz yolda duruyorsunuz ama ben size ulaşamıyorum.
Je n'arrivais pas à vous rejoindre. Vous étiez sur la route.
Ona ulaşamıyorum.
Je ne peux pas.
Karargahlarına ulaşamıyorum.
Je n'arrive pas à joindre son Q.G.
Tek ihtiyacım Adelaide'in tamam demesi ama yaşlı cadıya telefonla bile ulaşamıyorum.
si je pouvais décrocher ce boulot de prof.
Burada yapayalnızım. Kimseye ulaşamıyorum.
Je suis seul sans aucun contact.
Santral, 275-0817'e ulaşamıyorum.
Opératrice, j'ai du mal à joindre le 275-0817.
Bu günlerde sana ulaşamıyorum.
Je te perds de vue.
İşin kötüsü, toplantıyı ayarlamak için bir türlü Jack'e ulaşamıyorum.
C'est dingue. Pas moyen de joindre Jack pour fixer un rendez-vous.
Ona ulaşamıyorum.
Je n'arrive pas à l'atteindre.
Carla'ya ulaşamıyorum.
Carla ne répond pas.
Sana ulaşamıyorum!
Je ne peux pas l'attraper!
Eve ulaşamıyorum.
- Ça ne répond pas.
Santa Rosa'ya ulaşamıyorum.
Je n'arrive pas à joindre Santa Rosa.
Robin'e ulaşamıyorum.
Impossible de joindre Robin.
Telefondan kimseye ulaşamıyorum.
Ça ne répond pas.
Oraya bir türlü ulaşamıyorum.
Je ne l'atteint jamais vraiment.
Diane, sana ulaşamıyorum.
Diane, je n'arrive pas à aller jusqu'à toi.
- Evet, ne demek ulaşamıyorum?
Qu'est-ce que ça veut dire?
- Aptal. Ulaşamıyorum.
- Espèce d'idiot, je ne peux pas l'atteindre.
- Oraya ulaşamıyorum.
- Je ne peux pas passer.
Ulaşamıyorum.
J'arrive pas à le joindre.
Baxter'a ulaşamıyorum. Marinada bir şeyler oluyor.
Il se passe quelque chose au Club Nautique.
Fırlatma koluna ulaşamıyorum!
Je peux pas choper la poignée d'éjection!
- Fırlatma koluna ulaşamıyorum!
Je chope pas la poignée d'éjection! Éjection!
Sana bir türlü ulaşamıyorum.
T'écoutes jamais rien.
Neden sana hiç ulaşamıyorum?
Pourquoi est-ce que je n'ai jamais, mais jamais pu avoir une prise sur toi?
- Ulaşamıyorum.
- Inaccessible.
Bir türlü ulaşamıyorum ona.
Nous le trouverons.
Arkadan ulaşamıyorum da.
Je n'y arrive pas toute seule.
Ona ulaşamıyorum.
Je n'arrive pas à l'avoir.
Hayır, evet, anlıyorum. İtfaiyeye ulaşamıyorlar, Mervyn.
Ils ne peuvent pas avoir les pompiers, Mervyn.
- Hayır, onlara ulaşamıyorum.
- Je n'arrive pas à les joindre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]