Ulaşılmaz traduction Français
143 traduction parallèle
"Bayanlar ve baylar, Ay'ın ulaşılmaz olmadığını..."
Voici un document des plus intéressants.
Ulaşılmaz Bayan Lord...
"L ´ inaccessible Mlle Lord".
Göz önünde olmadığında ise hapse atılıyor ve daha da ulaşılmaz oluyordu.
Quand elle ne se manifestait pas en public, elle était en prison.
En cazip üzümler hep ulaşılmaz yerlerdedir.
La grappe la plus désirable est toujours hors de portée.
Yine de gözümü hiçbir zaman hedefimden ayırmadım. Her ne kadar sık sık ulaşılmaz olduğunu düşünsem de... Hele ki sadece sadece bir hiç iken...
Mais je ne perdis pas de vue mon but, inaccessible semblait-il pour moi qui n'étais... qu'un membre indifférencié de cette foule de travailleurs londoniens.
Kojiro Sasaki'nin hayalleri ulaşılmaz mı?
Le rêve de Kojiro Sasaki s'est-il évanoui?
... "ulaşılmaz, çok uzak bir diyardan geldim", der.
un pays lointain, une longue distance à parcourir.
Mançulu son imparatoriçe, ulaşılmaz bir izolasyon içinde burada yaşıyor.
résidence de l'impératrice douairière, la dernière de la dynastie mandchoue.
Diğer yeni gelen sizi ulaşılmaz olarak değerlendirmişti ama şimdi durumun değiştiğini anlıyor.
L'autre sujet considère que vous n'êtes pas à sa portée. Mais elle se rend compte que ça a changé.
Benim ulaşılmaz prensesimsiniz.
Vous serez ma princesse lointaine.
Kasası ulaşılmaz olabilir ama belki bir şey yapabilirim.
L'alliage semble impénétrable, mais j'y arriverai peut-être.
Hayatı sevenler ulaşılmaz olanı arayamazlar, onlar aşırı dikkali olmak zorundadırlar.
Qui aime vraiment la vie ne peut chercher l'impossible mais doit la jouer avec une infinie prudence.
Ben ulaşılmaz değilim.
Je ne suis pas inaccessible.
Dört, görebildiğim kadarıyla dış dünya ulaşılmaz uzakta.
Quatrièmement : Je ne peux pas communiquer avec le monde extérieur.
Gerçeklere bu kadar kolay ulaşılmaz.
On ne croise pas la vérité facilement.
Ama tabii bir problem var, çünkü sen ne kadar bir başka insana yaklaşırsan o kişi de bir o kadar gizemli ve ulaşılmaz oluyor.
Le problème, c'est que plus on s'approche d'un autre être humain, plus cette personne devient mystérieuse et inaccessible.
Tekboynuzlar uzun süre tutsak edilebilirler ama sonsuza kadar değil. Mutlu sona hikayenin ortasında ulaşılmaz.
Les licornes peuvent rester prisonnières trés longtemps, mais pas éternellement Le dénouement heureux ne peut se produire au beau milieu de l'histoire.
Diğer yeni örneğimizse seni ulaşılmaz buluyor, ama şimdi bunun değişiyor olduğunun farkında.
L'autre sujet considère que vous n'êtes pas à sa portée. Mais elle se rend compte que ça a changé.
Hayatımda gördüğüm en ulaşılmaz kayanın üzerinde oturuyorlardı.
Nichés dans un endroit totalement inaccessible.
Elbette onlar ulaşılmaz görmüyordu.
Mais pas inaccessible pour eux.
Ama o kendi Cehennem'inde, çocuk. Ve oldukça ulaşılmaz.
Votre père a choisi son enfer et personne ne peut l'attraper.
Seninle dünya arasında ulaşılmaz garip, boş bir tünelin olduğunu fark ettim.
J'ai réalisé qu'il y a un tunnel vide et étrange entre toi et ce monde.
Bana ulaşılmaz bir prenses gibi davranıyorsun.
Tu me traites comme une princesse intouchable.
O, Bay Ulaşılmaz.
Ca le rend intouchable.
Kendilerini ulaşılmaz gibi gösteriyorlar.
Ils se font très rares.
İlk randevuda tırmanılamayan, ulaşılmaz bir dağ olmalısın.
Il faut ressembler au Kilimandjaro la première fois : inaccessible.
Çünkü soğuk mesafeli, ulaşılmaz, inatçı ve soğuk bir adamsın.
Tu es l'homme le plus froid, distant, borné et froid que j'ai jamais vu.
Yani bu kadın inanılmaz derecede seksi ve güzel, zeki, ulaşılmaz.
Cette femme était incroyablement sexy... belle, intelligente, inaccessible...
Belki de ulaşılmaz olan hayalim,... tüm aromaları içeren bir aroma yaratmaktır.
Mon rêve, peut-être irréalisable est de créer un parfum qui concentre en lui tous les parfums.
Hayvanlar ulaşılmaz değildir.
Les animaux ne sont pas à l'abri.
Ulaşılmazı mı oynuyorsun?
Tu te fais désirer?
Elde edemeyeceklerini. Ulaşılmaz olan daha çekici geliyor.
Plus c'est inaccessible, plus c'est attirant.
Eric'e gelince, ulaşılmaz olanlar, canlı olan herkes.
Et pour Eric, l'inaccessible pourrait vouloir dire tout le monde.
Hiç şansı yok. Ama bu benim için bir artı. Duygusal olarak ulaşılmaz birini arıyorum.
Jamais, mais la distance affective est un plus.
- Ulaşılmaz.
Hors d'atteinte.
Ulaşılmaz çünkü biz onu elimizden kaçırdık.
Elle est hors d'atteinte car on l'a laissée partir.
O artık diğerlerimiz için ulaşılmaz.
Désormais, elle est hors d'atteinte pour nous.
- Ulaşılmaz. Hep provada.
- Super inabordable avec ses répèts.
Onun dışında ulaşılmazım.
A part ça, je suis imbattable.
Karşı cinsi ulaşılmaz görmemek
Démystifier le sexe opposé
Çirkinliğim bir hakarettir Ulaşılmaz güzelliğine
Ma laideur est une insulte A ta beauté insolente
Seviye 3 ve 28 arası şu an ulaşılmaz durumda.
niveaux 3 à 28 en zone d'accès interdit.
Bazıları size yaklaşmaya çalışmış ama sizi ya ulaşılmaz ya da soğuk bulmuşlar.
Certains se seraient rapprochés de vous mais ils vous trouvaient inaccessible ou... hautaine
Zafere kurban vermeden ulaşılmaz.
La victoire implique des sacrifices.
- Ulaşılmaz durumda.
Ou est-elle?
Ve seyircilerin cinsel hazla ağızlarının suyu akarken, o kadar para kazanan o iki dev baş bir araya geliyor ve o kaçınılmaz sona ulaşılıyor.
Tandis que le public est dans l'extase des sens, les têtes des deux vedettes payées à prix d'or se rapprochent dans cet ultime et inévitable moment.
O kadar para kazanan o iki dev baş bir araya geliyor ve o kaçınılmaz sona ulaşılıyor.
Les têtes des deux vedettes payées à prix d'or se rapprochent dans cet ultime et inévitable moment.
Oval pist ile birlikte inanılmaz hızlara ulaşılıyor.
Et avec son circuit ovale, les pointes de vitesse peuvent être phénoménales.
Hesaplarınız kaçınılmaz olarak boyutların kesişmesinin tam bir anlatımına ulaşır.
Vos calculs conduiraient inévitablement à la description des intersections des dimensions.
Kesinlikle, ama bu yöntemle inanılmaz bir hıza ulaşıyorlar- - saniyede 3000 km den daha hızlı.
Mais leur vitesse est incroyable. Plus de 3000 km à la seconde.
- İnanılmaz komik. Akıllı, Jon gayet ulaşılabilir biri.
Jon est très drôle, intelligent, ouvert.