Uns traduction Français
4,719 traduction parallèle
Sen ATF ve özel çete gücünün baskısını üzerimizden aldın ve... sonumuz birbirimizin gırtlağına çökmek olacak.
Si on attire l'attention des fédéraux, de l'anti-gang on va finir par s'étouffer les uns les autres.
Bu haftanın birbirinizle yarışmak İçin olmadığını söylemek isterdim Fakat bir diva karşılaşması var.
J'aimerais dire que cette semaine n'est pas à propos de compétitions entre les uns et les autres, mais il est l'heure d'un duel de divas.
Bir kaç tane satın aldım.
J'en ai apporté quelques uns.
Üçümüz de eşitsek, birbirimize ihtiyacımız var.
Si nous sommes tous égaux, nous avons besoin les uns des autres.
Aslında, biraz sinirlenmiş durumda. Çünkü skandal fotoğraflarını çekmiş fakat kullanmamışsınız.
Elle est un peu fâchée parce que vous en avez pris quelques-uns les scandally tapent des photos d'elle puis n'a utilisé aucun.
Çünkü Roofie, bazı şeyler hakkında bazı şeyler biliyorum, tamam mı?
Parce que, Roofie, j'en sais quelques-uns rembourrez au sujet de quelque truc, d'accord?
Hayır. Şifrelerini çözebildin mi?
En as-tu déchiffré quelques uns?
Unutma ki bazıları Nikaragua'da doğrudan hastalığa maruz kaldılar.
N'oublie pas que quelques uns ont été directement exposés au virus au Nicaragua.
Havalandırma sisteminiz, herkesin birbiriyle iç içe yaşaması...
Votre système de ventilation, Tout le monde vivant les uns sur les autres...
Ama hepsi değil!
Quelques uns, mais pas tous.
James Blunt ondan beklediğimiz gibi ardı ardına hit parçalar çıkardı mı?
Est-ce que James Blunt a sorti un torrent stable de numéros uns dans les hits comme on l'attendait tous de lui?
Bir kaçının sattığından şüpheliyim.
J'en soupçonne quelques-uns de l'avoir fait.
- Selam. Gazi Derneği'ndeki dostlarımdan bazılarını aradım ve Darryl'in kardeşinin askeri emekliliği kendine çevirdiği ortaya çıktı.
J'ai appelé quelques uns de mes amis aux Anciens Combattants, et il semble que le frère de Darryl détourne la rente militaire pour lui-même
Birinin çöpe attığı diğerinin...
Les déchets des uns, font le bonheur des...
Nezaket olsun diye uğramıştım. Kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma filan.
Je passais juste par courtoisie, vous savez, pour donner un coup de main aux uns et aux autres.
Bu tip mekanlara ne deniyordu?
Comment tu appelles uns de ces endroits?
uzun zaman once.. 1 milyondan fazla insan / / Allah'a inandi 2 milyondan fazlasi Hz.Isa'ya.. Neden bahsettigin hakkinda hic bir fikrim yok
Il y a longtemps, 1 million de gens croyais en Allah 2 billion en Jésus Christ, et quelque uns en L. Ron Hubbard.
Atmayı beklediğin geçen haftanın gazetelerinden var mı?
Hé, vous en avez quelques-uns de ils papier de la semaine dernière vous lookin'décharger?
Birkaçı.
Quelques-uns.
Çünkü onlardan çok az kaldı.
Car nous ne sommes que quelques uns.
Birkaç tane.
Quelques uns.
Ya bu işi kolay zannediyorsunuz ya da birbirinizle kavga etmeye çok fazla odaklanıyorsunuz
Soit vous êtes devenus paresseux, soit vous passez trop de temps à vous quereller les uns et les autres.
Bu teknoloji, insan medeniyetini şehirlerden, kasabalardan ve köylerden oluşan bir kırkyamadan kendi içinde iletişim kuran bir organizmaya dönüştürmüştür. Bizi ışık hızında birbirimize ve kozmosa bağlamıştır.
Cette technologie a transformé la civilisation humaine d'un patchwork de cités, villes et villages en un organisme inter-communicant... nous liant à la vitesse de la lumière... les uns les autres... et au cosmos.
Birbirimize güvenmek zorundayız. Yoksa kraliyet ailelerini durdurmak mümkün olmayacak.
Nous devons nous faire confiance les uns, les autres ou rien ne pourra arrêter les familles royales.
Şimdi her zamankinden daha çok birbirimizi kollamamız gerekiyor.
Maintenant, nous devons se surveiller les uns les autres.
Lakin çok azı hariç hepsinin cehennemde yandığı kesin.
Tous mais seulement quelques-uns brûleront en enfer.
Aynı insanlardı.
Ils étaient uns, et mêmes.
Eski kostümlerinden birkaçını bulduk. İki üç ayda bir gelip bunları giyiyoruz falan işte.
Nous avons trouvé quelques-uns de ses vieux costumes, et nous venons ici tous les deux mois en nous déguisant et tout.
Çünkü yaptığınız şeyler ki bunların belgeleri elimde. Şahitleri zorlama, rüşvet alma, para aklama.
Parce que les choses que vous avez faites et pour lesquelles j'ai de la documentation... subornation de témoin, accepter des pots de vin, blanchiment d'argent, pour n'en citer que quelques uns.
Bu odada daha iyi insanlar olmamız için birbirimize yardım ettik.
Vous savez, on s'est aidé les uns les autres à devenir des meilleurs personnes dans cette pièce.
Şimdi birden önümüze çıktılar ve onları teker teker öldürdük.
Soudain ils étaient dans notre viseur, et on les prenait les uns après les autres.
Birlikte takılırız, birbirimizle alay ederiz,... güler eğleniriz ve her zaman birlikte oluruz.
On traîne ensemble, on se moque les uns des autres on se chamaille, mais on est toujours là pour l'autre.
- Birkaç çocuktan çıkma teklifi bile aldım.
J'ai actuellement été invité à sortir par quelques-uns des gars.
Düğününden sonra, seni haklamak isteyen madencilerim vardı.
Quelques uns de mes mineurs t'ont botté le cul
Birbirimizi anladığımdan emin değilim.
Je ne suis pas sûr qu'on se comprenne les uns les autres.
Hatırlamazsın ama sen epey küçükken birkaç aramasına yanıt vermiştim.
Vous ne vous souvenez pas, mais je répondu à quelques-uns des appels lorsque vous étiez assez petite.
Bir kısmı bodrumda, bir kısmı garajda bir kısmı buruşturulmuş halde yatağınızın altında ve Babalar Günü için olan bir tanesi de TV'nin arkasında kabloların arasındaydı.
J'en ai trouvé quelques uns dans la cave, d'autres dans le garage, quelques autres étaient froissés sous ton lit, et j'ai trouvé celui-là de la fête des pères emmêlé dans les câbles derrière la télé.
Birbirimizi suçlamayı bırakalım çünkü eğer kitabı bulamazsak Brick'i mahkemeye götürüp merhametlerine sığınmak zorunda kalacağız.
Nous accuser les uns les autres ne mène nulle part, si nous ne trouvons pas le livre, on va devoir amener Brick et nous en remettre à la pitié du tribunal.
birbirini sevmek.
Aimez-vous les uns les autres.
Birbirimize ihtiyacımız var.
Nous avons besoin les uns des autres.
Dünyaya düşen birçok melek cennete geri döndü. Birkaçı ise hala dönmedi.
mais il en manque quelques-uns.
Ben bir kitap turuna, Tokyo bu birkaç olmuştur.
J'ai été à quelques-uns à Tokyo, pendant une tournée pour mon livre.
Bana biraz tehditkâr, en azından açgözlülük gibi geliyor. Bu projelerden bazıları çok fazla potansiyel vaad ediyor. Ama bilmiyorum.
qui devrait paraître menaçant ou au moins gourmande mais je sais pas, quelques uns de ses projets?
Bence bu bağışçılardan birkaçını araştırmalıyız.
Je pense que nous devons rechercher quelques-uns de ces donneurs.
Seçimler adil ve şeffaf olacak ve az kişinin seçilecek olmasına rağmen her Amerikalı kendisini bu sürecin bir parçası gibi hissedecek.
La sélection sera juste et transparente, et tandis que quelques-uns seront choisis, chaque Américain se sentira comme participant dans le processus.
İnsanlar birbirlerini kullanır.
Les gens s'utilisent les uns les autres.
- Para şu anda birler ve sıfırlar halinde, tamam mı?
Le fric, c'est des uns et des zéros.
- Bumblefork.
Elle est probablement seulement quelques-uns fille de Bafouillez, Iowa. - Uh, c'est Bumblefork.
- Birkaç, harika.
Juste quelques-uns, génial.
Eksiğimiz yok.
Nous aurons besoin les uns des autres.
Birbirimize sadakat yemini ettik.
On a prêté allégeance les uns aux autres.