English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ U ] / Urs

Urs traduction Français

5,522 traduction parallèle
Kanıtlara hitap eden davalar vardır ve bir de insanlığımıza hitap eden, karar verirken kalbimize seslenen davalar.
Il y a des affaires où on s'en tient aux preuves, et il y a d'autres affaires où l'on fait appel à son humanité, où l'on implore nos cœurs de décider.
Kitabın aslında kız kardeşlerin camdan ayakkabıya uymak için bıçakla ayak parmaklarını kestiklerini biliyor muydun?
Tu savais que, dans le livre original, les sœurs se coupent leurs orteils avec des couteaux pour rentrer le pied dans la pantoufle de verre?
Bastırdıkları ufak tefek meselelerdi sebep sadece.
C'est à cause de leurs petites rancœurs.
Pope, onda kötü bir deneme yaptı. Ona garezi olan çok kişi var. Ve ikinizden birine bir şey olmasına izin vermeyeceğim.
Pope s'en est pris à elle, les gens sont pleins de rancœurs, et je ne laisserai pas quoi que ce soit arriver... à aucune de vous.
Kafamızla düşünmeliyiz.
On ne peut penser avec nos cœurs.
-... her değişikliği yapabilirsin.
Pour les cœurs et pour les caractères les plus sincères.
Sayıca az olabiliriz belki ama dünyanın en iyi ordusuna karşı savaşan kalplerimizi birleştireceğim.
On est peut-être en sous-nombre, mais je préfère nos cœurs guerriers à n'importe quelle armée dans le monde.
Savaşan kalplerin toplara karşı durma gibi bir şansı yok.
Les cœurs vaillants n'ont aucune chance contre des canons.
Başkanlık Bölümü.
Brigade des mœurs.
Cinayet bölümünden Başkanlık bölümüne.
De la crim'aux mœurs.
Bir kaç kız buluruz.
J'ai trouvé des sœurs.
İki kalp.
Deux cœurs.
Romantizm zamanı, tutku zamanı pembe ve azıcık daha koyu pembe kalplerin...
Le temps de la romance, de la passion, un temps pour le rose... et les cœurs roses légèrement plus foncées...
Biliyorum, bazılarınız sıralanma veya kodlanma korkusunu dışa vurmaktan korkuyor.
Maintenant, écoutez. Je sais que certains de vous les gars sont effrayés par l'idée d'être lâche par peur d'être classé ou codé, mais qui pourrait vous juger d'exprimer ce qu'il y a dans vos cœurs?
Bu kızlar sadece arkadaş değil. Kardeşler.
Ces filles ne sont pas juste amies... elles sont sœurs.
Biz kardeş gibiyiz, gerçekten iyi arkadaşlarız.
Nous sommes un peu comme des sœurs et de très bon amis maintenant.
Kalplerimiz, onun değerli eşi Megan ile birlikte.
Et nos cœurs vont vers son adorable veuve Megan.
Kalpleri kayıp.
Cœurs absents.
Kalbi kaybolmuş. Bana kurt gibi geldi değil mi?
Des cœurs qui manquent, ça ressemble à un loup.
Kalpleri kırıp sonra yiyorsun.
Tu brises des cœurs, et tu les bouffe.
Biraz kahve alalım belki biraz da ayı kalbi.
Peut-être quelques cœurs crus...
Peki, Amber Salonu'nundaki kız kardeşleriniz?
Et vos sœurs du Panthéon des Senteurs?
Karılarınız, çocuklarınız ve aileleriniz diğer Moğollardan daha gururlu olacak. Çünkü kalplerinde bilecekler ki kocaları, babaları ve evlatları canlarını Ulu Cengiz'in son rüyasını gerçekleştirirken kaybettiler.
Vos femmes, vos enfants et vos parents seront supérieurs aux autres Mongols, car dans leurs cœurs, ils sauront que leurs maris, leurs pères, leurs fils, ont donné leur vie pour réaliser le dernier rêve de notre grand Genghis!
Bazen kalp kırılır ve parçaları tekrar birleştirilemez.
Parfois, les cœurs sont brisés et on ne peut pas les réparer.
Güçlü olan peygamber devesi zayıf olan kardeşlerine ne yapar?
Que fait la mante religieuse forte à ses frères et sœurs plus faibles?
Tamamen güvendeyiz, tabii Su ve Lin arasındaki diğer bir kavgaya yakalanmadığımız sürece.
On ne craint rien, tant qu'on évite une autre bagarre de sœurs.
Kardeşlerim Mesih İsa hayatta ve bu binada bulunuyor.
Frères et sœurs, Jésus Christ est vivant et présent dans cette maison.
O yüzden de kardeşleri yakınlaştıran o kaynaşma deneyimini paylaşamadık.
Nous n'avons pas partagé toutes ces expériences affectives qui rendent les frères et sœurs proches.
Bu kardeşler sadece inancın ve dirilişin getirebileceği barışın gerçek anlamını çok yakında bilecekler
Ces frères et sœurs comprendront bientôt la signification de la paix que seules la foi et la résurrection peuvent apporter.
Gelin kardeşlerim!
Venez, mes frères et sœurs!
Selamlar kardeşlerim.
Salutations mes frères et sœurs.
Kardeşlerim,
Mes frères et sœurs,
Şuan kalplerinizde nefret olduğunu biliyorum ve buraya istekli gelmediğinizi biliyorum.
Vos cœurs sont plein de haine et vous n'êtes pas volontaires pour cette épreuve de foi.
Vali için üzüntü duymuyoruz kardeşlerim.
Ne soyez pas tristes pour le Major, mes frères et sœurs.
İşte kanıtım bu kardeşlerim!
Voilà votre preuve, mes frères et sœurs!
Şekerin kalplerimiz, zihinlerimiz ve vücutlarımız üzerinde sahip olduğu bu karmaşık ilişkilerle kültüre ilişkin olarak da düşündüğümüzden daha fazla bir dallanıp budaklanma durumu olup olmadığını merak ediyorum.
Avec sucre ayant de telles associations complexes avec nos cœurs, les esprits et les corps, Je me demande si elle est d'avoir beaucoup plus ramifications pour la culture que nous avons examiné.
Ve kız kardeşlerin birbirinden saklamaması gereken şeyler var.
Et il y a certaines choses que des sœurs ne devraient pas se cacher.
Gördün mü Milo, domateslere doğru giden iki kırık kalp.
Milo, deux cœurs brisés sur la route des tomates.
Kesinlikle kardeşlerine söylememeliyiz.
Nous ne le dirons certainement pas à tes sœurs.
Kardeşinle konuştun mu...
Est-ce que tes sœurs t'ont parlé...
Beni ve tüm kız kardeşlerimi büyütmeyi, masaya yemek koymayı ve bu kadar şeye rağmen beni piyano dersine göndermeyi.
M'élever, moi et mes sœurs, nous nourrir, et réussir à me payer des leçons de piano.
Ne olursa olsun bu adamın alışkanlıkları, hâlâ bir isim, dedektif vardır.
Malgré les mœurs de cet homme, il a un nom, inspecteur.
İyi çalışın ve C vitamini eksiğinizi giderin suç kaplanları, çünkü Amerika'nın şeftali başkenti Atlanta, Georgia'ya gidiyoruz.
Potassez vos mœurs et vos carences en vitamine C, les tigres de la criminalité, car on va à la capitale du pêcher américaine, à Atlanta, en Géorgie. Il y a quoi? La police nous invite pour une enquête mortelle équivoque.
- Kardeş misiniz?
Vous êtes sœurs?
- Eltiyiz.
Belle-sœurs.
Düşmanı yenmek yerine onu kazanalım.
Cœurs et esprits.
- Göçmen kaydında kardeşi yoktu.
Il n'avait pas de frères et sœurs indiqués dans son dossier d'immigration.
Şu an Merhamet Kardeşliği sınırları içindesiniz.
Vous êtes arrivés chez les Sœurs de la Miséricorde.
Burada kız kardeşlerimizle bunlardan çok uzaktayız.
Cet endroit, les Sœurs, on est à l'abri de tout ça.
O kadınların yerinde biz de olabilirdik.
Nous aurions toutes pu être ces sœurs.
İnsan ve domuz kalpleri hemen hemen aynıdır.
Les cœurs humains et de porcs sont presque identiques.
ursula 104

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]