English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ U ] / Ustam

Ustam traduction Français

376 traduction parallèle
Yağ satarım, bal satarım, ustam öldü, ben satarım!
Attention : clic, clac c'est presque dans le s! ac, rentrez le ventre cette fois, on passe au c! entre!
Tepe halkıyla olan savaşı sona erdirmemiz için gereken uçakları bana vermeyen mekanik ustamız hakkında ne düşünüyorsun?
Je suis sûre que mon mari fait de son mieux. Ce n'est pas assez, Madame.
Ustam suda daha iyi göründüğümü düşündüğü için tekrar yapmamı istemişti. Ne kadar da acımasız.
Tu prenais des poses dans l'eau en faisant des bulles.
Amsterdam'in en büyük bankacısı, şimdi burada tatlı ustamız.
Le premier banquier est notre chef pâtissier.
Lütfen. Aziz ustam, muhteşem bay Berry bile bir dükü asma ayrıcalığına erişememişti.
Même mon regretté maître, le grand M. Berry n'eut jamais le privilège de pendre un duc!
Ustamızın evine vardık!
Nous sommes devant chez le patron!
Çabuk. Bırakalım da ustamız tamir etsin.
Laissons donc Monsieur travailler tout seul.
Elektrik ustamız 1 ile 5 yıl arası hapisteymiş!
Notre maître-électricien en a pris pour 5 ans.
Korkarım ki bu masör ustamızın durumunu bütün dünyaya yayacak.
Je crains que ce masseur ne répande la rumeur sur l'état de notre maître.
Edo'da, ustamızın durumu çok titizce saklı tutulmuştu, hatta kendi muhafızlarından dahi.
À Edo, l'état de notre maître est gardé secret, même de ses propres serviteurs.
Ustamız her zaman çok meşguldür.
Sensei est toujours si occupé.
Ustamızın ızdırap çekmesine sebep oldun.
Notre maître, Isshosai, était inquiet à ton sujet.
- Ustam.
- Maître.
Ustam!
Chef!
Ama ustam!
Chef.
Ustam.
Chef.
Seni satranç ustamızın ellerine emanet ediyorum.
Je te remets entre les mains de notre expert.
Bu, ustam tarafından gençlik günlerinde yapılmış.
Il a été fait par mon maître quand il était jeune.
Onu ustamın bir yadigarı gibi göreceğim.
Je le prends en souvenir de mon maître.
İnsanlar ustamın yapmış olduklarından daha iyi olduklarını söyledi.
Les gens disaient même qu'ils étaient mieux que ceux de mon maître.
Sonunda ustam beni dışarı attı ve, ailem ve ben dilenciler gibi Tatebayashi'den buraya sürüklendik.
Mon maître me mit finalement à la porte, et ma famille et moi avons vagabondé de Tatebayashi jusqu'ici.
Ustamızın, dövüş sanatları öğretmenini öldürdün. Cezandan daha fazla kaçamazsın.
Tu n'échapperas pas à la justice seigneuriale.
Ustamız onu çok sever, ona oğlu gibi davranır!
- Oui, c'est Ren-jie.
Çünkü ustamızın Gan Wen Bin tarafından öldürüldüğünü öğrendim
J'ai découvert que le meurtre de M. Shen...
Yok canım! Benim ustam amcamdır!
Qui est votre maître?
Ustam.
Mon maître.
Ustamın sözlerini daima hatırlayacağım.
Je n'oublierai jamais ce que vous venez de dire.
Genç Ustamız müzik dinlemeyi sever.
Notre jeune maître aime la musique.
Sevgili onurlu ustam,
" Mon honorable maître,
Belki sen bilmezsin ; ama ustamız Chao'ya.
Vous ignorez certaines choses.
Tamamdır. Ustamın izinde yürümeye başlıyorum.
"Dans les pas de son maître, il marcha."
Ama onun yüzünden... ustam hiç bir zaman evlenmedi.
Mon maître ne s'est pas marié à cause de cette femme.
Ustamızın zaten öldüğünü ve katilin bir iki gün içinde buradan geçeceğini, söyleyen gizli bir mektup aldık.
Une lettre m'a annoncé la mort du maître et la venue de son assassin.
Ustam tarafından evlatlık alınmadım.
Mon maître ne m'a pas élevé.
Sen ustam değilsin, ve ben tüm herşeyi babam olduğun ve kan bağımız olduğu için yaptım.
Tu n'es le patron de rien.... et le père je m'en tape, le sang je m'en fous.
Bunu en son eski ustamın karşısında hissetmiştim.
Je ne les ai jamais sentis qu'en présence de mon ancien maître.
Bu yeni öğrenci olmalı! Belli ki Ustamız göndermiş onu.
Le maître lui a donné l'ordre de faire le ménage.
Usta, genç ustamız olamaz...
- Le jeune maître n'a pu faire ça. - Mais oui.
Ustam asla sıcak çay içmez.
Mon maître aime boire froid.
Ustam, izin verin elbiselerinizi yıkayım.
Je vais les faire sécher.
Benim zaten ustam var
J'ai déjà un maître.
Ustamın keşfettiği Buda Aya'sı!
La Paume Magique de Bouddha, que mon maître a créée.
Bilmem! Ustamız, dolunay gecesi görünür demişti
Maître a dit que ce sera une nuit de pleine lune...
İnciyi alıp kaçtı! Ustamızın yüzünü nasıl iyileştireceğiz?
Comment va t-on guérir le visage du maître?
Mekanik ustamıza sözünüzü geçirmelisiniz.
Je sais qu'il te manque des choses, mais tu peux contourner le problème.
Ustamızın isteklerini yerine getiriyoruz!
Ordre du seigneur!
Serser, ustamız saygılarını yollar!
Vagabond, Monsieur vous demande.
Onu bulup Ustam olmasını isteyeceğim!
Je tiens à la retrouver.
Hareketlerin benim ustamınkinden farklılar.
Vos gestes diffèrent.
- Ustam öğretti!
C'est mon maître.
Eski ustam söylemişti
Mon maître dit qu'il peut tout guérir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]