English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ U ] / Utanmıyorum

Utanmıyorum traduction Français

353 traduction parallèle
Çok mutluyum. Ve sana söylemekten utanmıyorum.
Eh bien... je suis ravie, je n'ai pas honte de le dire.
Bunlardan utanmıyorum ve pişman değilim.
Je sentais une menace dans l'air, sans la définir...
Bundan utanmıyorum.
Je n'ai pas honte.
- Utanmıyorum. Seni daha hiç öpmedim. Burası doğru yer mi bilmiyorum.
Je ne vous ai jamais embrassé.
Bundan utanmıyorum.
Je n'en ai pas honte.
Utanmıyorum aslında.
Cependant, non.
- Elbette ki utanmıyorum.
- Bien sûr que non!
Baba, burada olmamı anlamanın zor olduğunu biliyorum, ama bundan utanmıyorum.
Ma présence s'explique difficilement mais je n'ai pas honte.
Annemi seviyorum, ve bundan utanmıyorum.
Je l'aime, j'en ai pas honte.
Ben utanmıyorum, Justus.
Je n'ai pas honte, Justus.
Sahip olduklarımı nasıl kazandığımdan utanmıyorum.
Je ne rougis pas de comment j'ai obtenu ce que j'ai.
Yaşımdan utanmıyorum.
Je n'ai pas honte de mon âge.
Ben utanmıyorum, dürüstüm.
Moi, je n'en ai pas honte.
Utanmıyorum ki.
Ça vient de Macaulay.
- Hayır, artık utanmıyorum.
Plus maintenant.
Ben hayatımdan utanmıyorum, Charlie, sen utanıyorsan güle güle.
Je n'ai pas honte de ma façon de vivre. Si c'est ton cas, adieu!
Ve yaptığım hiçbirşeyden de utanmıyorum.
Je n'ai honte d'aucun de mes actes.
Kiliselerimizin yarı yarıya boş olduğunu söylemekten utanmıyorum.
Je le dis sans honte : nos églises se vident.
Artık kendimden utanmıyorum.
Je n'ai plus honte.
Gurur duymuyorum ama utanmıyorum da.
Ni fière, ni honteuse.
Ben korkuyorum Dee ve bundan utanmıyorum.
J'ai peur et je n'en ai pas honte.
Freddie, televizyonu gördükten sonra, hiçbir gösterimizden utanmıyorum. - Hadi.
Après ce que j'ai vu à la télévision, j'ai pas honte de faire un de nos numéros.
Halimden utanmıyorum.
Je n'ai pas honte de mon métier.
Evet, ayrıca bundan utanmıyorum da.
Et j'en suis fier.
- Utanmıyorum.
- Je ne suis pas gêné.
Bunu söylemekten utanmıyorum.
J'ai pas honte de le dire.
Utanmıyorum ki.
Je n'ai pas honte.
Hiçbir şeyden utanmıyorum.
Je n'ai honte de rien.
Hayır, utanmıyorum.
Non, je n'ai pas honte.
Utanmıyorum.
Eh bien, "Embarrassée", je ne pense pas.
Ben cezamı çektim, her ay size görünüyorum, ve bu pis arabaları yıkıyorum, ama sizden rahat yok! Utanmıyorum ben.
- Je ne suis pas gêné.
Bundan utanmıyorum.
Je n'ai pas honte de le dire.
Hiçbir şeyden de utanmıyorum.
J'ai aucun souci, je peux pas t'aider.
Üzerimde erkek kıyafeti varken, kadın kıyafeti varkenki kadar utanmıyorum para ödemeye.
J'ai moins honte quand je paie habillée en homme.
Ailemden utanmıyorum... ama şeytan ruhumu ele geçirebilir.
Je me montrerai à la hauteur mais je risque mon âme.
Evet, Doris'i yirmi yıldır tanıyorum ve bunun hayatımın en samimi ve tatmin edici deneyimi olduğunu kabul etmekten utanmıyorum.
Oui, je connais Doris depuis 20 ans et je n'ai pas honte d'admettre que... ça a été l'une des expériences les plus intimes et satisfaisante de ma vie.
Bunu sana neden anlatıyorum bilmiyorum, ve hiç de utanmıyorum bundan.
Je ne sais pas pourquoi je te le dis. Mais je n'ai pas honte.
Dürüst bir herif değilsem, ne olmuş,... pezevenklik yapıyorum, ama bundan utanmıyorum.
Je ne suis pas honnête, je suis mac. Mais j'en ai pas honte.
Bundan da hiç utanmıyorum.
Et j'en ai point honte!
Senden utanmıyorum. Sam.
Je n'ai pas honte de toi.
Pire var ama bundan utanmıyorum!
Des morpions, oui, et fier d'eux!
Yazar, yenilikçi, eğitmen söylemekten utanmıyorum, idolüm ve ilham kaynağım.
Auteur, innovateur, éducateur, et mon idole et inspiration.
- Hayır, utanmıyorum.
- Je n'ai pas honte.
Yaptığımdan utanmıyorum.
Je n'ai pas honte de ce que j'ai fait.
Yaptıklarımdan utanmıyorum ve şimdi yaptığım işle gurur duyuyorum.
Au contraire, je suis fier de ce que je fais.
- Utanmıyorum.
- Non.
Ben hayatımdan utanmıyorum.
Je n'ai honte de rien.
Pekâlâ bundan utanmıyorum.
D'accord.
Bundan utanmıyorum.
Garder les oies, c'est pas une vie.
Utanmıyorum.
Je ne le suis pas.
Utanmıyorum.
Je n'ai pas honte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]