English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ U ] / Utanıyor

Utanıyor traduction Français

609 traduction parallèle
Şimdi utanıyor musun?
N'as-tu pas honte?
Benimle görünmekten utanıyor musun?
As-tu honte d'être vu avec moi?
Beni suçlamıştın, şimdi kendinden utanıyor olmalısın.
Vous voyez. Vous m'accusiez.
O kadar utanıyor ki, karşınıza çıkamadı.
Il a honte, il ne veut pas vous voir.
Bundan utanıyor musun?
- Vous en avez honte?
Jeb'in babasıyla birbirinizi sevmiş olmaktan yoksa utanıyor musun?
Tu aimais le père de Jeb. Tu as honte maintenant de l'avoir aimé.
Midem bulanıyor ve utanıyorum.
Malade et plein de honte.
Oğlun yüzünü göstermeye utanıyor mu?
Ton fils a honte de se montrer?
- Söylesene, utanıyor musun?
- N'aie pas honte.
Yapma, döndüğümde kuzu gibi olmuştu. Çok utanıyor kendinden.
Quand je suis rentrée, iI était comme un agneau, et iI a vraiment honte.
Yoksa söylemeye utanıyor musunuz?
Vous en avez honte?
Ne oldu? Yoksa bizden utanıyor musun?
Tu as honte de nous?
Utanıyor musunuz?
De quoi avez-vous honte?
- Utanıyor musun?
Tu n'as pas honte? Pas du tout!
Ben biliyorum nedenini. Diplomayı buradan aldığı için utanıyor.
Il ne veut pas montrer le diplôme qu'il a reçu ici.
Öncesinde Daha çok utanıyor olmalıydın.
Tu aurais dû avoir honte avant.
- Benimle görünmeye utanıyor musun? - Baba.
Tu as honte d'être vu avec moi, c'est ça?
Bir de utanıyormuş gibi davranıyor.
Et il fait semblant d'être gêné!
Utanıyor musun?
Tu as honte?
Utanıyor musunuz?
Vous avez honte?
Hadi, utanıyor musun yoksa?
T'as pas honte, des fois?
Karın evden çıktığın için senden utanıyor!
Votre femme est-elle trop honteuse de vous pour quitter la maison? !
Senden ve yaşadığımız yerden utanıyor.
Il a honte de toi et de notre maison.
Annenle evlenmeyi düşündüğüm için utanıyor musun?
Vous êtes gêné, car j'ai pensé épouser votre mère?
Birkaç ay sonra, üniforma giymekten utanıyor olacaksın.
Dans quelques mois, tu auras honte de ton uniforme.
Evinde ve utanıyor.
Elle est chez elle, et elle est gênée.
Anlamalısın. Aşağılandı, utanıyor.
C'est compréhensible, il a honte.
Don Elias utanıyor.
Don Elias est timide.
Yoksa utanıyor mu? Söyleyemez mi?
A-t-il honte ou peur?
Possum Amca için utanıyor ve korkuyordum.
Et j'avais honte et peur pour l'oncle Possum.
Bizden utanıyor musun?
Tu as honte de nous?
Kafasının içindekiler kendisinden utanıyor.
De lui-même il se condamne.
- Utanıyor.
- Il est timide.
- Utanıyor mu?
- Timide?
- Niye? Terden utanıyor musun?
- Tu as honte de suer?
Yanağının parlaklığı karşısında utanıyor yıldızlar gün ışığı bir lamba gibi kalıyor.
... l'éclat de ses joues ferait pâlir la clarté des astres.
Utanıyor musun? Neden?
Elle roule.
Şey, ailem benden u-utanıyor, çünkü ben kekeliyorum, topallıyorum ve kafam titriyor.
Ma f-famille a honte de moi, parce que je b... b-bégaie! Et je b-boite... et j'ai des tics nerveux. Oui, je l'ai remarqué.
Sorun ne? Arzularından utanıyor musun?
Je te sens tout émue.
Alman olmaktan utanıyor musunuz? "
Vous en avez honte? "
Senin gibi bir oğlu olduğu için utanıyor olmalı!
Elle devrait avoir honte!
Jenny gibi iyi bir kızdan şüphe ettiğim için kendimden utanırdım ben. Sana bayılıyor. Kimse onun kadar sadık değildir.
Je me ferais honte d'être sceptique sur une fille comme Jenny qui t'adore et qui t'est fidèle.
Onu tanıyorum, sadece utanıyor.
Il est juste timide.
Belki benden utanıyor.
C'est mon petit frère affectionné.
Utanıyor.
Elle a honte.
Şuraya bak, nasıl da bağırıyor, utan!
Tu n'as pas honte, à ton âge! Je me sens mal!
Utanıyor...
Tu es l'homme!
Profesyonel katil olmaktan utanıyor musun?
Tu n'as pas honte de toi?
Neden utanıyor?
Honte de quoi?
Benden utanıyor musun?
Tu as honte de ton père?
Utanılacak bir şey yapmadık yalnızca böyle söylemek zorunda kalmak beni utandırıyor.
Nous n'avons rien fait de honteux. Ma seule honte est d'avoir à le dire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]