Utter traduction Français
89 traduction parallèle
- Benim adım Charlie Utter.
- Et Charlie Utter.
Bay Utter.
M. Utter.
Hoş geldiniz Bay Utter.
Bienvenue, M. Utter.
Bay Bullock aramıza döndü, Bay Utter da öyle.
M. Bullock est de retour parmi nous et aussi M. Utter.
- Charlie Utter.
- Charlie Utter.
Charlie Utter.
Charlie Utter.
Çelişkili olsa da, Little Big Horn'daki katliam... Kızılderili'lerin sonunu simgeliyordu, Bay Utter.
Paradoxalement, le massacre de Little Big Horn a signifié le chant du cygne des Indiens, M. Utter.
Charlie Utter nerede?
Où est Charlie Utter?
Eğer Bill Hickok'u ya da o geri zekalı Charlie Utter'ı görürsen... hayvanlara göz kulak olduğumu söyler misin?
Si vous voyez Bill Hickok ou ce salaud de Charlie Utter, dites-leur que j'ai surveillé les bêtes.
Bay Utter'ın odası hazır.
La chambre de M. Utter est prête.
O ayyaşları dinlemek zorunda kaldığınız için üzgünüm Bay Hickok. Bay Utter ve siz bize yardım ederken yani.
Je regrette que vous ayez dû entendre les stupidités de cet ivrogne, Mr Hickok quand vous nous donniez un coup de main avec Mr Utter.
Adım Charlie Utter... senin katıldığın o toplantıya ben de katılmıştım.
Je suis Charlie Utter, et j'ai assisté à la même réunion que toi.
Bay Utter... neredeyse sizden ümidi kesecektim.
M. Utter. J'allais abandonner tout espoir.
Yani Bay Utter... en samimi ve en düzensiz kulübü kuralım.
C'est-à-dire, M. Utter, le club le plus informel et le plus désorganisé.
Utter Taşımacılık ve Posta Dağıtım Şirketi.
Service de transport et de distribution postale Utter.
- Adım Charlie Utter.
- Charlie Utter.
Charlie Utter Taşımacılık'tan Charlie Utter.
Charlie Utter, des transports Utter Charlie?
Utter Taşımacılık ve Posta Dağıtım Şirketi'nden.
Du service de transport et de distribution postale Utter.
Utter Posta ve Charlie Taşımacılık'a bak!
Surveille le service de courrier de Charlie Utter.
Bay Utter odayı boşaltıyorsa... sabahtan beri yer soran insanlara öncelik vermem gerekmez mi?
Si M. Utter libère la chambre, ceux qui attendent depuis ce matin voudront être servis en premier.
- Arsayı aldık Bay Utter.
- On a eu le terrain.
- Teşekkürler Bay Utter.
Merci, M. Utter. - Merci.
Her neyse, ben ve Sol, yardımlarınız için... size ve Bay Utter'a müteşekkiriz.
Pour sûr, Sol et moi, on apprécie beaucoup que vous et M. Utter viennent nous aider.
Bay Utter, Cheyenne'e gitti.
M. Utter est parti à Cheyenne.
Bay Star ve Utter'ın bizim dükkâna götürülmeleri lazım.
On devrait emmener Utter et Mr Star dans notre magasin.
Charlie Utter nasıldı?
Et Charlie Utter?
- Ya Bay Utter?
Mr Utter?
- Bay Star'ın ve Utter'ın durumunu da.
Et l'état de Mr Star et de Utter.
- Bay Utter?
Mr Utter.
Bay Star ve Bay Utter'ın durumunun daha ciddi olmamasına sevindim.
J'ai été soulagée de voir que Mr Star et Mr Utter étaient légèrement blessés.
UTTER NAKLİYAT Neden olduğunu söylemiştim.
Je t'ai dit pourquoi.
Charlie Utter, nakliyat binasında sana bir oda ayırdı.
Charlie Utter t'a mis une chambre de côté dans le local des transports.
Bay Utter ile konuşmamız gereken bir kamp işi var.
Je dois maintenant discuter avec M. Utter.
Bay Utter, siz Hume'un öğrencisi misiniz?
Êtes-vous un disciple de Hume, M. Utter?
İkimizin de tanıdığı bir baş belası var. - İbne Charlie Utter.
On connaît toutes les deux un même emmerdeur, cet enfoiré de Charlie Utter.
Charlie Utter dün bir ibneyi dövmüş diye duydum.
J'ai entendu parler de la branlée que Charlie a filée à un enfoiré, hier.
Utter'la dün aşağıda oturan adam arasında çıkan kavga. Wolcott mu?
Utter et le type avec qui t'étais assis l'autre soir.
Wolcott kazayla Utter'ın ayağına bastı.
Wolcott a accidentellement marché sur le pied de Utter.
Utter'ın nasırları varsa o yüzden dalaşmıştır.
Pour qu'il se soit autant énervé, Utter doit avoir des cors.
Charlie Utter dün gece kamptan bir arabayla çıktı. Eskiden Tolliver'a çalışan o fahişe de... arabadaki yatakta saklanan biriyle konuşuyordu.
Charlie Utter a fait sortir un chariot du camp cette nuit, et j'ai vu la pute qui travaillait pour Tolliver parler à quelqu'un caché dans le chariot.
Utter'ın nasırları olmasından daha mantıklı.
C'est plus probable que des cors aux pieds.
Şerif yardımcısı Utter... bir vatandaşın canına okumuş.
L'adjoint du shérif Utter a foutu une branlée à un de nos concitoyens.
Belki Bullock ve Utter'ı toplantıya çağırıp ayrıntıları öğrenebiliriz.
On devrait convoquer une réunion avec Bullock et Utter, pour avoir plus de détails.
Richardson beni çağırdığında, Charlie Utter... eskiden Vahşi Bill Hickok'ın en iyi arkadaşıydı dedi.
Richardson m'a dit que c'était Charlie Utter. C'était le meilleur ami de Wild Bill Hickock.
Bay Utter'a uğradığınız oluyor mu doktor?
Ça vous arrive de rencontrer Utter?
Ama hepimizin iyiliği için söylüyorum... kendine hâkim olamayıp onu kışkırtan adama... böyle girişilmez.
J'admets que M. Utter a été provoqué, mais pour notre bien à tous, l'homme qui l'a provoqué, vu son employeur, ne peut plus se faire casser la gueule.
- Cy, belki de Bay Utter... dün gece arabayla yaptığı yolculuğu ve... eskiden sana çalışan o fahişenin emriyle... kimi sakladığını anlatmak ister.
Cy, peut-être que M. Utter, pourrait nous parler de la balade en chariot qu'il a faite hier soir et qui il cachait sur les ordres de cette putain qui travaillait pour toi, et en quoi c'est lié à la branlée qu'il a filée ce matin.
Cy... jeolog sadece Utter'ın ayağına bastı.
Ça va, Cy... Le géologue n'a fait que marcher sur les pieds de Utter.
Hearst'ün jeologu dava açmazsa, Utter da açmazsa... bu kampta böyle düşünen sadece sen kalıyorsun.
Si ni le géologue de Hearst ni Utter ne demandent de réparation, c'est à toi de te prononcer pour le camp.
- Teşekkürler Bay Utter.
Merci, Mr Utter.
- Bay Utter.
M. Utter.