English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ U ] / Uyarıldın

Uyarıldın traduction Français

177 traduction parallèle
İşte. Sadece uyarıldınız.
Voilà, vous êtes prévenu.
Uyarıldınız!
Vous avez été prévenu.
Uyarıldın.
Tu as remarqué.
Joey Tai hakkında uyarıldın.
On t'avait prévenu pour Joey Tai.
Uyarıldın.
On vous avait prévenu.
Uyarıldın. Öleceksin.
Vous étiez prévenu.
Uyarıldın mı?
- Sexuellement? - Oui.
- Sonra uyarıldın...
- Vous étiez donc excité, à ce moment-là.
- Şu anda ikinci kez uyarıldın.
- Déjà deux rappels à l'ordre.
Uyarıldınız.
Je vous aurai prévenu.
Uyarıldınız!
Nous vous aurons prévenus.
İki kez uyarıldınız.
- Je ne l'ai pas dit. - Deuxième avertissement.
Bir kez uyarıldın, Chao. Bundan sonra uyarı olmayacak.
Vous avez été averti une fois, il n'y aura pas de deuxième fois.
Uyarıldın!
On t'a averti!
- Uyarıldın? - Evet.
Excité?
Kaç kez uyarıldın sokaklarda yalınayak yürümemen için?
On ne t'a pas dit de ne pas traîner les rues sans chaussures?
Ama, geçidinizi kullanmaya devam ederseniz, uyarıldınız.
Mais si vous continuez à utiliser la porte des étoiles, soyez prévenus.
Uyarıldın.
Vous êtes prévenu.
Uyarıldınız.
Vous avez été avertis.
Ama uyarıldınız.
Ceci est un avertissement.
Sokaktaki kadınlar tarafından, onların yaptığını yapmaması için şiddetle uyarıldı.
Grandement découragée par les filles de rues d'embrasser leur profession.
Atılgan meslektaşım... Olası halefim diyelim... Görev başındaki tüm 2 Numara'ların senin tarafından komplolara karşı uyarıldığına yönelik kanıtları toplamayı başarmış.
Mon très efficace collègue et disons mon héritier présomptif a réuni les preuves que chaque numéro 2 intérimaire en place pendant mon absence a reçu votre mise en garde au sujet d'un improbable complot contre lui.
Sizin hakkınızda yaptığımız analiz bir parça yanılmış olabilir ama uzak durmanız için uyarıldığınız halde arkadaşlarınız için geldiniz.
Notre analyse était peut-être quelque peu erronée, mais malgré les avertissements, vous êtes venus secourir vos amis.
Vardığınızda VIP muamelesi görmeniz için Dış İşleri Bakanlığı uyarıldı.
Oui. Le Département d'État a été alerté pour que vous soyez traités en VIP à votre arrivée.
Bana asla dokunmaman konusunda uyarıldın.
Je vous préviens, ne me touchez jamais plus.
Karım uyarıldığını söylemişti.
Ma femme affirmait avoir été avertie.
Birden bedenimin aşırı uyarıldığını hissettim.
Je suis devenue consciente à l'excès de mon corps.
Güneş uyarıldıktan sonra atmosferimize doğru ultraviyole ışınları akıtmıştır. Sıcaklığı, ışınımlar tarafından varolmuştur.
Les rayons ultraviolets du Soleil ont rempli notre atmosphère... engendrant des éclairs.
Uyarıldığında, beyin sıvısı kaynama sıcaklığına ulaşıyor ve sınırlarını aşıyor.
Quand ils s'énervent, les fluides du cerveau atteignent un niveau dangereux.
Parlamento üyelerinin hepsi dün haberdar edildi. Fakat gizlilik yeminiyle başlayan kabine toplantılarında, Başbakanın güçlü uyarısından sonra güvenlik daha da arttırıldı.
Tous les membres du Cabinet en ont été informés hier, mais le degré de confidentialité de nos réunions s'est trouvé renforcé par l'avertissement solennel du Premier ministre.
Yıldızüssü'nü uyarın. Onlara gemiyi terk ettiğimizi bildirin. Nedenini de açıklayın.
Je ne peux vous donner de détails, mais l'heure n'est plus à la négociation.
Önümüzde hastalığın ve deliliğin olduğuna dair uyarıldık.
On nous a mis en garde contre les fièvres et les délires qui nous guettent.
Sınır boyundaki tüm karakollara ve yakındaki... birkaç bağımsız gemiye gereken uyarılar yapıldı.
L'alerte a été donnée à tous les avant-postes le long de la frontière ainsi qu'à plusieurs vaisseaux indépendants.
Uyarıldıktan sonra bayanın malum bölgesinde aman Allah'ım!
Stimulée, la femelle réagira de telle manière que la peau autour de sa.... - Mon Dieu.
Peygamberlerin uyarıldıklarını bilmeden, insanlarımı birliğe çağıramam.
Je ne peux unir mon peuple si les Prophètes ne savent rien.
Şimdi, ziyaretçiler Beyaz Saray'a gelmiş olanlar uyarıldı... başkanla konuşmalarının kaydedilmiş olabileceğinde?
Les visiteurs à la Maison-Blanche ont-ils été prévenus... "Juillet 1973 - Enquête Watergate"
Ama sizi uyarıyorum, bizim üç yıldır bildiğimiz bu sırrı öğrenince bir daha rahat uyuyamayacaksınız.
Prenez garde, avec ce secret que nous connaissons depuis 3 ans... vous ne dormirez plus jamais bien.
Yıldız Filosu Komutanlığını uyarın.
- Prévenez Starfleet Command.
Taramalarım her nasılsa onların yüksek oranda uyarıldığını gösteriyor.
Il semblerait qu'ils aient été hyperstimulés.
N.S.E.G. uyarıldı, fakat onlar aldırmamayı tercih ettiler.
On les avait prévenus, mais ils sont passés outre.
Zeminde kan yok, bu da başka bir yerde öldürüldüğü ve muhtemelen uyarı olması için açıkta bırakıldığı anlamına gelir.
Il n'y en a pas dans le cou. Il a donc été tué ailleurs... et déposé bien en vue. En guise d'avertissement.
Zeyna, uyarıldı... Zeyna, sakınıldı...
Prends garde, je te préviens.
Uyarıldın.
Je vous aurai prévenu.
Nedenini bilmiyorum, birden uyarıldım. Erkeklerden hoşlandığımı farkettiğim için değil. Sanırım beni asıl uyaran şey, kız arkadaşımın erkek kardeşi olmasıydı.
J'ignore pourquoi mais ça m'a excité, pas de découvrir mon attirance pour les hommes, mais que cela se passe avec le frère de ma fiancée, dans sa maison, avec toute la famille si proche de nous qu'elle aurait pu nous surprendre.
Adamların uyarıldı, ama hâlâ beni utandırıyorlar.
Tes gars étaient prévenus, ils ont récidivé.
- Uyarılmıştın. - Ne hakkında uyarıldım?
- On vous aura prévenu.
Yıldız limanına gidin ve Yüksek Koruma'yı burada olanlar konusunda uyarın.
Essayez d'accéder à un port de la République et prévenez la Garde.
Her nesle geceleri Prom'da içki içip araba sürmenin kötü olduğu hakkında uyarıcı hikayeler anlatıldığını düşünmüyorsun herhalde?
Tu ne penses pas que chaque génération à leurs légendes urbaines où des jeunes boivent et conduisent un soir de promo?
- Sizin hakkınızda uyarıldım.
On m'a mis en garde contre vous. Et qu'a-t-il dit, le futur Nobel? Ah, vraiment?
Seninle burada oturup müzik dinlemek de bana uyar. Çünkü daha yeni ayrıldın.
Parce que tu viens de rompre.
- Mary Kane hakkında uyarıldığının farkındasındır.
Vous savez qu'on vous a ordonné de ne pas approcher Mary Kane.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]