English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ U ] / Uygundur

Uygundur traduction Français

466 traduction parallèle
Tamam, ama bu ananelerimize uygundur.
C'est la tradition dans la famille.
Operanın sahip olduğu en iyi dostu Bay Semple'a bir jest olarak, yeğeni Longfellow Deeds'in yeni başkan olması uygundur.
En souvenir du meilleur ami que l'opéra ait jamais eu - feu Mr Semple - Je pense que son neveu, Mr Longfellow Deeds... devrait être notre prochain président.
- Tabure uygundur umarım. - Teşekkür ederim.
J'espère que le tabouret convient.
Uygundur, biliyorum Fanny Hala.
- C'est possible
- Uygundur.
- D'accord.
Lon beni götürmeye uygunsa, seni götürmeye de uygundur.
Si Léon est assez bon pour moi, il l'est aussi pour toi.
- O zamana uyumuş olur. - 11 bana uygundur.
C'est d'accord.
- Sanırım bu sana uygundur.
Cela vous convient?
Ayrıca Yeraltı Nehri de denir ki böylesi daha uygundur.
Il est plus communément appelé le fleuve du monde souterrain.
- Uygundur. - Güzel.
C'est parfait.
Uygundur diyecek kişi ben olamam.
- Vous savez, la raison et moi.
Sen ne yaparsan benim için uygundur Anne Lord. Willie Amca'ya gitmeden önce burada kokteyl içeceğiz.
Nous prendrons un cocktail ici avant d'aller chez Willie.
Tamam, çam tabut uygundur.
On prendra un cercueil en sapin.
Bütün kadınlar buna uygundur.
Toutes les femmes sont faites pour ça.
Gayet uygundur.
Cela conviendra parfaitement.
Babamın deneylerindeki ilk malzeme kül tablası olduğuna göre bizim de kendimizinkinde aynısını yapmamız uygundur.
Étant donné que le premier objet transmis par papa était un cendrier, j'estime qu'il est préférable de faire la même chose.
Banliyöler uygundur.
La banlieue, c'est très commode.
Kendileri dava için uygundur.
Cet homme convient au ministère public.
"Bayan Lucy, beş dolar karşılığı, kuşu kalkan herkese uygundur."
On vous a rapporté des calomnies. La presse sera là demain.
Yani, yürüttüğümüz çalışmalar sonucunda gördük, ki her şey usulüne uygundur.
C'est en raison de cet arrêté que, pour mon service, tout est en règle.
Bu anlaşma meselesi, ki defalarca tekrarladığım üzere... her bakımdan mantığa uygundur. Kendimizi, saldırgan bir pozisyondan ağır ağır uzaklaşmaya zorluyoruz.
L'objet du traité je l'ai répété en maintes occasions... est de nous forcer à abandonner peu à peu une position offensive.
Yarın uygundur. Daha iyisi olamaz.
Demain, c'est parfait.
Aynı deste uygundur.
Le même jeu ira très bien.
Saatleri daha uygundur ve daha az vurulursun.
Tu risques moins de te faire tirer dessus.
- Uygundur.
- C'est suffisant.
Bu adama, neresi olursa uygundur.
N'importe où fera l'affaire, pour celui-là.
Bayan, eğer bu yaratık kendi ineğini seçemezse burada yaşaması uygun olmamakla birlikte, buranın dışında hayatını sürdürmesi uygundur.
Madame, ici, les plus forts survivent, et si votre créature ne peut sélectionner ses vaches seul, il ne vivra pas longtemps ici.
Ona vurmak istersen, bence uygundur.
Si tu veux le frapper, vas-y.
Her zaman uygundur.
Bien au contraire.
Soruşturmanın gidişatı uygundur ve ben bundan memnunum.
Je suis satisfait du cours que prend cette enquête.
İpek pijama, bu tür karşılaşmalar için çok uygundur.
Un pyjama de soie s'impose!
Uygundur, Albayım.
Oui, mon colonel.
"Sulu" kelimesi... yersiz birtakım şakaları tanımlamak için uygundur.
- Le mot "suc-cu-lent" prête à des plaisanteries douteuses.
Ve bu onlara uygun ise benim için ölmek uygundur.
Et si ça les arrange, je préfère mourir.
Bazı erkekler bu tür işlere uygundur bazı erkekler ise başka işler için biçilmiş kaftandır.
Certains hommes sont faits pour certaines choses et d'autres pour d'autres choses.
Ne zaman uygundur?
Quand sera-t-il libre?
Ben, ah, umarım, sizce de uygundur, efendim.
- J'espère que cela vous convient.
Uygundur.
Convenable.
-... altı yüz on sekiz, altı yüz... - Bana göre uygundur, bayan.
C'est pas grave...
Benim için uygundur. Sadece sizin nasıl olduğunuzu görmek istedim.
Je voulais juste voir si tout allait bien.
Benim için uygundur.
C'est pas grave.
Sarsıcı içeriği nedeniyle, film sadece erişkin izleyiciler için uygundur.
Etant donné la nature choquante du sujet, ce film est réservé à un public adulte.
Resuli'ninki eline uygundur.
Je parie que Raisuli en a un, lui.
"Geniş aileler için uygundur" yazıyordu.
Ça disait : "Convient à une famille nombreuse."
Çünkü ticaret, karakterlerine ve doğal eğilimlerine uygundur.
Au contraire, ils cherchent le commerce avec avidité.
Herkes daha uygundur.
N'importe qui, d'ailleurs.
Evet, uygundur.
Ça me plaît.
Umarım masayı size uygundur?
ça ne vous dérange pas de partager une table?
Uygundur.
Ça ira très bien.
Evet, benim için uygundur.
C'est parfait.
Kimi zarlar yalnızca tanrıların atmasına uygundur.
Allez, payez encore.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]