English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ U ] / Uyurken

Uyurken traduction Français

2,170 traduction parallèle
Biz uyurken evde karbon monoksiz sızıntısı olmuş
Une fuite de monoxyde de carbone pendant qu'ils dormaient.
Uyurken ona makyaj yapmayı özleyeceğim.
Ça va me manquer de plus le maquiller pendant son sommeil.
O horul horul uyurken, kendimi tüm gece tavana bakarken bulabilirdim.
J'aurais passé la nuit à fixer le plafond à côté de lui, endormi.
Onu uyurken göremeyesin diye.
Pour qu'on voit pas qu'elle dort.
Uyurken hırlıyorsunuz.
Cést siffle.. ... quand vous dormez.
Öyleyse, huzurla yatağımda uyurken nasıl oldu da beni revirde gösterdi?
Comment ai-je pu être à la fois à l'infirmerie et dans un lit?
Uyurken bile duyuyorum.
Je l'entends tout le temps, même en dormant.
Ben uyurken telefonumu çalmış.
Il m'a volé mon téléphone quand je dormais.
Sadece uyurken yanına koyarsan kabus görmene sebep olur. Ayrıca ondan dilek dileme ve nükleer reaktörlere yaklaştırma. Silmek için de sıradan bir nemli bez kullan.
Ne dors pas à côté, il te donnerait des cauchemars et ne fais jamais de vœu au dessus ou l'approche pas d'un réacteur nucléaire, et utilise un chiffon normal pour le nettoyer.
Onu yukarda uyurken yakaladım.
J'ai appris plus sur ma fille camion, que l'ensemble de l'année. Vous savez, je suis arrivé à dormir.
- Yine birini uyurken öldürmenin yollarını mı düşünüyorsun?
Tu cherches encore comment tuer quelqu'un dans son sommeil?
Sen küçükken, her gece yatmadan önce birazcık seni uyurken izlerdim.
Quand tu étais petite, je te regardais toujours dormir avant de me coucher.
Adam para istiyordu. Muhtemelen çocukların uyurken saydıkları şeyi...
Il voulait de l'argent, ces gosses en ont des tonnes.
Dün gece sen uyurken.
- Hier soir. Pendant que vous dormiez.
- Bölüm 16 "Birileri Uyurken, Birileri İzlemeli"
TERMINATOR : LES CHRONIQUES DE SARAH CONNOR
Aynı her akşam biz uyurken yaptıklarını söylediği gibi mi?
Tout comme elle nous sort la même rengaine tous les soirs.
Selam. Uyurken boğazıma böcek kaçacak diye çok korktum.
Je flippe complètement qu'une bestiole rampe dans ma gorge quand je dors.
Herkes sığınakta uyurken,
Pendant qu'ils dormaient tous dans un refuge dans les bois.
Birlikte yattığımız o gecelerin bir çoğunda, uzanıp seni uyurken izlerken, üstündekilerini çıkarıp sana saldırmayı istediğim çok olmuştur.
Toutes ces nuits passées ensemble, si souvent, je te regardais dormir, je voulais t'arracher tes vêtements et me jeter sur toi.
Bir arabanın arkasında onu uyurken yakaladığım zamandan geldiği noktaya bak.
C'est impressionnant le chemin qu'elle a fait depuis que je l'ai trouvée endormie au fond d'une voiture.
Birkaç kez aklımdan sen uyurken onları kesmek geçti.
J'ai souvent pensé à te les couper.
Ben uyurken gitmişsin.
- En me réveillant, je t'ai pas vue.
Ama yalnızca sen uyurken ya da "masaja gidiyorum" dediğimde buluştuk.
On se voyait quand tu dormais ou pendant mes "massages".
Clothes over Bros'da hırsızlık yaptım, ona saldırdım, sonra beni bir arabada uyurken buldu ve beni eve almaya karar verdi.
J'ai volé chez Clothes Over Bros. Je l'ai agressée. Elle m'a trouvée dormant dans une voiture et a décidé de me prendre.
2 hafta önce, Jim uyurken boynundan dolabın anahtarını aldın ve tıpatıp benzeriyle değiştirdin, Jim de anlamadı.
Il y a deux semaines, vous avez pris la clé de Jim quand il dormait en la remplaçant par une autre pour qu'il ne voit rien.
Bunu ben uyurken de yapmış olabilirsiniz.
On a pu me le faire quand je dormais.
Haydi. Bunu uyurken bile yapabiliriz.
On peut le faire en dormant.
Uyurken çok tatlı oluyor.
Il est si mignon quand il dort.
Beni yılan sokmuş dediler bağ köşkümde uyurken, bütün Danimarka'yı düpedüz aldattılar ölümüme böyle bir sebep uydurarak.
On a fait croire que, tandis que je dormais dans mon jardin, un serpent m'avait piqué.
Bağ köşkümde uyurken, her öğleden sonra uyuduğum gibi, amcan, o kuşkusuz rahat saatimde, sinsi adımlarla geldi yanıma.
Je dormais dans mon jardin, selon ma constante habitude, dans l'après-midi. A cette heure de pleine sécurité, ton oncle se glissa près de moi avec une fiole pleine du jus maudit de la jusquiame et m'en versa dans le creux de l'oreille la liqueur lépreuse.
Böyle yitirdim canımı, tacımı, kraliçemi bir anda, uyurken, bir kardeş eliyle.
Voilà comment dans mon sommeil la main d'un frère me ravit à la fois existence, couronne et reine.
Ayrıca uyurken nefes alıp almadığımı kontrol etmek gibi beni korkutan garip bir alışkanlık da kazandı.
Et il aime vérifier que je respire quand il croit que je dors. - C'est un peu inquiétant.
Veronica uyurken onunla seks yapmasını söylemedim.
Pas de coucher avec Veronica pendant son sommeil. Pourquoi?
Ne oldu uyurken tıraş mı oldun?
Tu as essayé de te raser en dormant?
Sence bu şey insanlar uyurken mi ortaya çıkıyor.
Cette chose incuberait pendant le sommeil.
O sırada merdivenin başına uyurken yürümüştün sonra da tırabzandan aşağıya işemiştin.
Une fois, t'as été dans l'escalier et t'as pissé partout sur la rampe.
Sana noel de ailem uyurken bütün hediyeleri açıp sonra tekrar kapladığımı söylemiş miydim?
- Non. Je t'ai dit qu'avant je déballais mes cadeaux puis les refermais pendant que mes parents dormaient?
Kendimi uyurken dinleyip bilgi edinecek şekilde yetiştirdim.
Je me suis entraîné à écouter et retenir des informations en dormant.
Bu gece uyurken başına bela mı alacaksın?
Ça va t'empêcher de dormir?
Örtüleri temiz mi, çünkü sinyallerim çılgına dönecek bu akşam burada uyurken.
A-t-il des draps hypoallergéniques? Je ne voudrais pas que mes visions se brouillent quand je dormirai ici, ce soir.
Ve uyurken söylediklerini de unutmamak gerek. Neyle karşı karşıya olduğumu görüyor musun?
Vous mesurez un peu ce contre quoi je me bats?
Neden eve gidip Evan'ı uyurken seyretmiyoruz.
Et si on rentrait? - Regardons Evan dormir.
Evine gizlice gelip, seni uyurken öldürürdüm.
Je me faufilerais chez toi pour te tuer dans ton sommeil.
Sanki uyurken birisi seyrediyormuş gibi.
C'est comme regarder quelqu'un qui dort.
Geceleri uyurken insanları boğazlamaya kalkan ben değilim. Ne?
C'est pas moi qui étrangle les gens dans leur sommeil.
Geceleri uyurken insanları boğazlamaya kalkan biri değilim. - Biliyorum.
Je ne suis pas du genre à étrangler les gens dans leur sommeil.
Her renge, sese ve uyurken gördüğümüz şekillere.
Chaque couleur, chaque son, chaque image, pendant que l'on dort.
Başka bir seferinde bir adamla cidden sıkıcı bir filme gitmiştim ve ben uyurken adam dişlerimden birini sökmeye çalışmıştı.
J'ai aussi été voir un film pourri avec un mec, et pendant mon sommeil, il a voulu m'arracher une dent.
Sen saatlerdir uyurken neler yaptığımı bilmek istiyor musun?
Veux-tu savoir ce que j'ai fait pendant que tu dormais?
Sen uyurken ben kontrolü yaptım.
Argent, sel, eau bénite...
Ne derler bilirsin, "Bebek uyurken sen de uyu."
Faut que j'en profite pour dormir!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]